68 kuşağının öncülerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişlerinin 45. yıldönümünde devrimci mücadelenin devam ettiğine dikkat çeken Amed 78’lilerle Dayanışma ve Araştırma Derneği Başkanı Gani Alkan, halkalara çağrıda bulunarak “Denizlerin hayalini kurduğu demokratik Türkiye’yi inşa etmeliyiz” dedi.

Amed 78’lilerle Dayanışma ve Araştırma Derneği Başkanı Gani Alkan, 68 kuşağının Türkiye’deki öncülerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişlerinin 45. yıldönümü nedeniyle ANF’ye konuştu.

‘GENÇLİK KÖPRÜSÜ SADECE KÖYLERİ DEĞİL HALKLARI DA BİRLEŞTİRDİ’

Tam bağımsız ve demokratik Türkiye hayali ile yola çıkan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının sürekli halk ile birlikte hareket ederek iktidar karşısında olduğunu vurgulayan Alkan, “Bunun en bariz örneği ise 1969 yılında İstanbul’da yapılması planlanan Boğaz Köprüsüne karşı Zap Suyu üzerinde 30 köyün ulaşımın sağlayacak Gençlik Köprüsünü kurmalarıdır. Bu köprü sadece köyleri değil Kürt ve Türk halkının mücadelesini de birleştirmek için bir adımdı. Bu doğrultuda Filistin’e kadar uzanan bir yolculuğun ardından Türkiye’ye dönüldüğünde Deniz ve arkadaşları Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu (THKO) kurarak silahlı mücadele vermeye başladılar. Gemerek’te yakalanan Deniz ve Yusuf’un yanı sıra silahlı mücadelenin başlamasıyla daha aktif hale gelen Deniz Gemerek, Yusuf Şarkışla, Hüseyin ise Kayseri’de yakalandı ve idam cezasına çarptırıldı. Denizlerin idamını engellemek için cezaevinden kaçan Mahir Çayan ve arkadaşları Kızıldere’de katledilirken Deniz ve arkadaşları ise 6 Mayıs 1972’de sabaha doğru idam edildiler” diye konuştu.

‘AKP ZİHNİYETİ DENİZLERİ DARAĞACINA SÜRÜKLEYEN ZİHNİYETTEN FARKLI DEĞİL’

Deniz Gezmiş’in idama giderken söylediği “Yaşasın Türk ve Kürt halkının kardeşliği” cümlesinin Türkiye ve Kürdistan’daki devrimci harekete esin kaynağı olduğunu belirten vurgulayan Alkan şunları söyledi: “12 Mart yarı askeri darbe ve bunun tamamlayıcısı olan 12 Eylül askeri cuntasının gerçekleştirebilmesi yaşamı provoke etmeye başladı. Gittikçe kitleleşen Kürt özgürlük hareketi ve güçlenen Türkiye solunu kendine karşı tehlike olarak gören güç odakları Hakki Karer’in 5 Parçacılar adı verilen ajan bir örgüt tarafından öldürülmesinden tutun, 1 Mayıs Taksim katliamına, oradan Sivas’a Çorum’a, Maraş’a varıncaya kadar birçok katliam gerçekleştirerek askeri darbeye alt yapı oluştururken bir yandan da Amed zindanını hazırlıyorlardı. Bunun tek amacı gelişen ve güçlenen devrim hareketinin önünü tıkamaktı ancak planları ellerinde patladı çünkü 12 Eylül sonrasında özellikle Kürt Özgürlük hareketi halk ile tamamen bütünleşti.”

Zor ve hile ile halklara tek adam rejimini dayatan AKP zihniyetinin Denizleri darağacına çıkaran zihniyetten farklı olmadığını dillendiren Alkan “Bir taraftan iç sorunlarını yadsıyıp çözüm üretmemek konusunda direten Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, diğer taraftan meydanlarda Kürt kardeşlerim demekten geri durmazken bu durum zihniyette bir değişme olmadığını çok açık şekilde ortaya koyuyor. İşte bu çerçevede herkese düşen görev Denizler ve bu uğurda canını feda eden devrim şehitleri anısına demokratik bir ülke inşa etmektir. Demokrasi askeri operasyonlarla değil, sivil bir anayasa ve Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılıp yeniden müzakere sürecine dönülmesiyle sağlanır. Temennimiz Denizlerin hayalini kurduğu demokratik ve ifade özgürlüğüne dayalı Türkiye’ye bir an önce kavuşmaktır” dedi.