HDP-HDK İstanbul il örgütleri öncülüğünde Kürdistan’daki devlet ablukalarını karşı Galatasaray Meydanı’nda yapılan protestoya polis saldırdı. Kitleye gaz bombası ve içi tozlu plastik mermi sıkan polisler, 13 kişiyi gözaltına aldı. Polis görevlerini yapan basın mensuplarını da engelledi.

HDP-HDK İstanbul il örgütleri Kürdistan’daki bitmek bilmeyen sokağa çıkma yasaklarını Galatasaray Meydanı’nda protesto etti. Barış annelerinin barışı simgeleyen beyaz tülbentleriyle ön saflarda yerini aldığı protestoda, “Sur, Dargeçit, Cizre, Silopi direnişi kazanacak” pankartı açıldı. Sık sık, “Bijî berxwedana Kurdistan”, “Kürt halkına imha dayatılamaz” , “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Savaş dursun, müzakereler başlasın” sloganlarının atıldı. Eylemde ilk sözü HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cesim Soylu aldı. Bugün bir kez daha Kürt illerinde devam eden ve dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek için bir araya geldiklerini hatırlatan Soylu, böyle bir zulmün devletlerarası savaşlarda dahil yaşanmadığını, Kürt halkının resmen açlığa, soğuğa, ölüme mahkum edildiğini vurguladı. “Bu yasaklar hukuki olmadığı gibi insani de değil” diyen Soylu, Kürt halkına yönelik devlet şiddetinin 1930’ları anımsattığını söyledi.

‘BU GİDİŞAT HALKIN ÇIKARINA DEĞİL’

Kürt halkının demokratik özerkliğin talebinin yeni olmadığını, DTP döneminde de çokça dillendirildiğini hatırlatan Soylu, Kürt halkının eşit ve demokratik bir şekilde yaşamak istediğini vurguladı. Böyle devam ettiği takdirde yangının her yere yayılacağını belirten Soylu, devlet ablukasının derhal son bulmasını ve müzakerelerin tekrar başlatılmasının şart olduğunu altını çizdi. Galatasaray Meydanı’nda tüm kesimlere de seslenen Soylu, “Bu gidişat halkların çıkarına değil. Ablukanın son bulması için herkes ses vermeli” diye konuştu.

‘KÜRT HALKI HEPİMİZ İÇİN DİRENİYOR’

Cesim Soylu’nun ardından HDP-HDK il örgütleri adına açıklamayı HDP Yöneticisi Hüseyin Vural okudu. Kürt halkının bugün verdiği direnişin aynı zamanda Türkiye’nin bütün işçi ve emekçilerine, bütün ezilen kimlik ve inançlarına, “Demokratik bir Türkiye’de birlikte özgür yaşam” çağrısı olduğunu vurgulayan Vural, “Kürt halkı hepimiz için direniyor. Hepimizin adil, eşit bir topluma çağırıyor” dedi. Bu saldırılara karşı duyarsızlığın daha fazla süremeyeceğini vurgulayan Vural, bu kayıtsızlığa derhal son verilmesi gerektiğini altını çizdi. Vural: “Silopi’de, Cizre’de, Sur’da atılan her top mermisinin özgürce birlikte yaşam hayalimizi de yıktığını, bombalanan evin enkazı altında demokrasi rüyamızda kaldı. Öldürülen her Kürt ile birlikte bizimde insanlığımızın öldüğünü görmeliyiz. Bu iktidarı sistematik bir biçimde kendi halkına karşı yürüttüğü katliamlara sessiz kalmanın bu vahşeti onay vermek anlamına geldiğini bilmeliyiz. Saray ve hükümetinin bu kirli savaşına karşı Türkiye’de barıştan, kardeşlikten ve özgürce bir arada yaşamakta olan herkesi bu karanlık gidişe ve savaşa dur demek için Kürt halkıyla dayanışmaya ve demokrasi mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz” dedi.

Açıklamanın ardından, “Kürdistan faşizme mezar olacak”, “PKK halktır halk burada” sloganlarını atan kitleye polis saldırdı. Kitleye gaz bombaları ve içi toz olan plastik mermilerle saldıran polis 13 kişiyi gözaltına aldı. Basın mensuplarını da tartaklayan polis, görevlerini yapmalarına engel oldu.