‘Devlet adil yargılanma hakkını sağlamak zorunda!’

Ölüm orucundaki avukatlar Ebru Timtik, Aytaç Ünsal için Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi önündeki nöbete katılan İHD, TİHV ve SES İstanbul Şubesi, devletin adil yargılama talebini sağlamak zorunda olduğunu vurguladı. 

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu öncülüğünde ölüm orucundaki Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için hastaneler önünde devam eden nöbette İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, TİHV İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, SES İstanbul Şube Başkanı Erdal Güzel katıldı.

Avukat Timtik’in iradesi dışında yatırıldığı Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde gerçekleşen açıklamada, ölüm orucundaki avukatların ve kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren basın emekçisi Necdet Özsaygın’ın fotoğraflarının yanı sıra , “Adalet sağlansın Ebru ve Aytaç yaşasın” yazılı pankart açıldı.

AYTAÇ: MAHKEME DEĞİL ADETA İNFAZ BÜROSU !

Kitlenin sık sık, “Devrimci avukatlar onurumuzdur” sloganının atıldığı eylemde ilk konuşma avukat Kemal Aytaç tarafından yapıldı. Meslektaşlarının hiç hakketmedikleri bir şekilde bir cezayla karşı karşıya kaldığını belirten Aytaç, 18 avukata verilen toplam 159 yıl hapis cezasına çarptırıldıkları söz konusu yargılamada hukuk, adalet, hak adına tam bir rezalet ve bir kepazelik yaşadığını vurguladı.

Aytaç, “Bir mahkeme değil adata bir infaz bürosu” dedi. Aytaç, bu hukuksuzluk ve aymazlığın uzun süre devam ettiğini ve gelinen noktada iki avukatın bu haksızlığa isyan ederek bedenlerini ortaya koyarak ölüm orucuna başladıklarını kaydetti.

İki avukatın da sağlık açısından kritik durumda olduğuna dikkat çeken Aytaç, özellikle Ebru Timtik’in durumunu daha da sıkıntılı olduğuna işaret etti.

SADECE ADI HASTANE

Avukatların tek talebinin adil yargılanmak olduğunun altını çizen Aytaç, “ Bu arkadaşlarımız yargılanmadı, infaz bürosu eliyle cezalandırıldı. 13 gündür hastanedeler, haklarında ‘ Cezaevinde kalamaz’ diye ATK rapor verdi ama cezaevi koşullardan daha kötü koşullarda tutuluyorlar. Adı hastane ama cezaevinden daha kötü koşullarda tutuluyorlar. Biz arkadaşlarımızın derhal tahliye edilsin ” dedi.

YOLERİ: DEVLET ADALET TALEBİNİ SAĞLAMAK ZORUNDA !

İHD İstanbul Şube Başkanı Güseren Yoleri, derneklerine yapılan başvuruların çoğunun adil yargılanma ihlalleri ile alakalı olduğuna dikkat çekerek, “Neredeyse yargı pratiği eşittir adil yargılanma hakkının ihlali olarak karşımıza çıkmakta” diye belirtti.

Adalet talebinin bu ülkede yaşayan herkesin talebi olduğunu ifade eden Yoleri, bu talepleri talep olarak ileri sürülmeksizin devlet tarafından yerine getirmekle yükümlü olduğunun altını çizdi.

Yoleri, hiç kimse talep etmese bile devletin adil yargılanmayı ve adaleti sağlamak zorunda olduğunu vurguladı.

"Hapishane kalamaz" raporuna rağmen meslektaşlarının tahliye edilmediğini ve zorla müdahale tehdidinin bir işkence olduğunun altını çizen Yoleri, yetkililere seslendi ve şöyle konuştu: "Bizler, hem Ebru'nun hem de Aytaç'ın sadece adil yargılanma açısından değil yaşam hakları bakımından da devletin artık ihlal etmemesi gerektiğini belirtiyoruz. Devlet iki kere daha fazla bu meseleyi düşünmek zorunda. Çünkü hem adil yargılanma hakkı hem de yaşam hakkını korumak görevi.”

EFE: ONLARA YAPILAN ZULÜM İŞKENCEDİR

TİHV adına Ümit Efe de bulundukları koşullarda başka bir yöntem olmadığı için avukatların bedenlerini açlığa yaptırdığını dile getirdi.

Efe, "En temel ihtiyaçlarının, sıcak su, bardak gibi ihtiyaçların karşılanmaması, onlara yapılan zulüm işkencedir" dedi.

Efe, insan hakkı savunucuları olarak taleplerini söyle sıraladı: “Onların sesinin duyulmasını istiyoruz, derhal tahliye edilmelerini, adil yargılanma hakkının ikame edilmesini istiyoruz."

GÜZEL: ZORLA İYİLEŞTİRME KAVRAMI KABUL EDİLEMEZ

SES İstanbul Şube Başkanı Erdal Güzel, son yıllarda yapılan açlık grevlerini hatırlatarak, " Sağlıkçıların temel yaklaşımı, insanların en sağlıklı şekilde yaşamasıdır. Bu arkadaşlarımız yeniden yargılansın ve kendi iradesiyle sağlık hizmetleri alsınlar. Zorla iyileştirme kavramı bizim etik olarak kabul etmediğimiz bir yaklaşımdır" diye konuştu.