Devlet solunum cihazını bile çok gördü
Devlet solunum cihazını bile çok gördü
Devlet solunum cihazını bile çok gördü
Neredeyse ciğerlerinin tamamını kaybetmiş olan ağır hasta tutsak Memduh Kılıç'ın solunum cihazına ihtiyacı var. Ancak devlet bu cihazı vermiyor. İHD'nin cezaevine götürdüğü cihazı da hasta tutsağa teslim etmiyor. Adeta devletin tüm kurumları, Kılıç'ın ölümünü bekliyor.
Kürt siyasi tutsak Memduh Kılıç, 23 yıl önce cezaevine girdiğinde 18 yaşındaydı ve sapasağlamdı. Ancak gözaltında gördüğü işkenceler ve cezaevinde yaşadıkları onu, ölümün sınırına getirdi.
Kılıç, verem hastası. Üstelik hastalık her iki ciğere de bulaşmış durumda. Ciğerlerinde oluşan yaralardan ötürü kan kusmaya başladı ve ciğerlerin 3'te 2'si alındı. 3'te 1'lik bölümde ise mantar oluştu.
Ciğerlerindeki bu durum nedeniyle KOAH, astım, kronik bronşit ve kronik faranjit ile bel ve boyun fıtığı teşhisleri de konulmuş durumda.
ATK'YA GÖRE CEZAEVİNDE KALABİLİR
Hastanelerin sağlık kurulları verdikleri raporlarda, "Cezaevinde kalamaz" dedi. Ancak ATK'ya göre, oksijen tüpü olmadan nefes dahi alamayan Kılıç, hastanede kalabilir. ATK'nın bu görüşü nedeniyle Kılıç, tahliye edilmiyor.
Sağlık kurulu raporlarında İstanbul, Ankara ve İzmir'deki göğüs hastalıkları hastanelerinde kalması gerektiği açıkça belirtildiği halde Şakran Cezaevi'nden Edirne F Tipi Cezaevi'ne götürülen Kılıç, uzunca bir süre tek kişilik hücrede tutuldu. Ayrıca, ATK raporu için Metris Cezaevi'ne götürülmesi gerektiği halde, bu da yapılmayarak ölüme terk edildi.
ARTIK SOLUNUM CİHAZINA BAĞLI
Memduh Kılıç, artık yaşamını solunum cihazına bağlı olarak sürdürüyor. Acil durumlarda cezaevinin revirindeki solunum cihazından yararlanıyor. Onun dışında hücresinde bir buhar makinesi bulunuyor. Bu buhar makinesini de sürekli kullanmak zorunda. Ancak elektrikle çalıştığı için yanında taşıyamıyor. Hastaneye sevki ring aracıyla yapıldığı için, taşınabilir bir solunum cihazına ihtiyaç duyuyor.
Durumu giderek ağırlaşan Memduh Kılıç, sık sık Trakya Üniversitesi Hastanesi, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi ve Haseki Hastanesi'ne götürülüyor. Ancak tedavi için hastanede yatırılması gerektiği halde, mahkum koğuşu olmadığı gerekçesiyle hemen cezaevine götürülüyor. Bu sevk işlemi ring aracıyla yapıldığı için, hasta tutsak aracın içinde nefes alamaz hala geliyor ve oksijen tüpüne ihtiyaç duyuyor. Cezaevi idaresi, revirdeki oksijen tüpünü "demirbaş" olduğu gerekçesiyle vermiyor.
SOLUNUM CİHAZI HASTA TUTSAĞA VERİLMEDİ
İHD İstanbul Şubesi, bu ihtiyacın karşılanması için cezaevi idaresi ile görüştü. Cezaevi idaresi, "Getirin, tutukluya vereceğiz" dedi. İHD'li avukatlardan Gülizar Tuncer, iki hafta önce Kılıç'la görüştü. Tuncer, söz konusu görüşmeyi ANF'ye şöyle anlattı: "Durumu gerçekten çok ağır. Rahat nefes alamadığı gibi sürekli tıkanıyor. Avukat görüşe yaptığımız yarım saat içinde bile buhar makinesine ihtiyaç duyup hücresine gitmek zorunda kaldı. Cezaevine giderken yanımda kendisinin ihtiyaç duyduğu oksijen konsantratörü ve oksijen maskesini götürmüştüm. Bu aleti hasta mahpusun ihtiyacı olduğu için İHD İstanbul Şubesi, kendi olanaklarıyla temin etmişti. Kendisiyle görüştüğümde oksijen konsantratörü ve oksijen maskesini yanımda getirdiğimi, cezaevi müdürü ve cezaevi doktoruyla görüşmeye çalıştığımı, ancak müdürün toplantıda olduğunu, doktorun da cezaevinde bulunmadığını söylediklerini, bu aletleri dış nizamiyede bıraktığımı, temsilcilerle görüşüp mutlaka içeri aldırmaları gerektiğini, kesinlikle geri götürmeyeceğimi söyledim. O da ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Ben bu aletleri cezaevine bırakarak çıktım, geri götürmedim. Ancak önceki gün ailesiyle yaptığım görüşmede hala bu aletlerin nizamiye kapısında bekletildiğini, içeri verilmediğini öğrendim. Kendilerinin temin etmek zorunda oldukları bu aletleri biz temin edip götürüyoruz. Yine de almıyorlar."