DTK Sağlık Komisyonu, Türkiye'ye yaralı olarak getirilen Kobanêlilerin tedavilerinin engellenmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, devlet yetkililerini bu yaklaşımlarından derhal vazgeçmeye çağırdı.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Sağlık Komisyonu, Kobanêli hasta ve yaralılara ilişkin yürüttü sağlık çalışmaları, devletin baskı ve yaralıların tedavisini engellemeye dönük yaklaşımlarına ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı. 15 Eylül'den bu yana başta Türkiye olmak üzere birçok ülkenin Ortadoğu'yu dizaynetmek amaçlı oluşturduğu DAİŞ çetelerinin Kobanê'ye yönelik saldırılarının 80. gününe girmiş bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, çeteleri desteklediği artık dünya kamuoyunda da ifşa olmuş Türkiye Cumhuriyeti'nin Kobanê'de gösterilen insanı ve evrensel büyük direnişle tüm politikaları suya düştüğü kaydedildi.

Tüm teknoloji ve ağır silahlara rağmen, insan iradesinin bir temsili olarak ortaya büyük bir halk iradesi çıkaran Kobanê direnişinde yaralanan sivillerin tedavileri ve yaşanan sağlık sorunlarının giderilmesi için gerekli koşul ve imkanların çok zor oluşturulduğuna dikkat çeken DTK Sağlık Komisyonu, savaş sürecinde Suruç’a gelmiş olan ve halen gelmekte olan yaralı Kobanêlilerin asker ve polislerden gördüğü uygulamanın dünyada eşi benzeri olmayan bir insanlık trajedisi olduğu ifade edildi.

Buna ilişkin olarak ise Kobanêlilerin, hastane kayıtları, AFAD kayıtları, kimlik tespitleri, parmak izi alma, fotoğrafların çekilmesi, ağır yaralı fark etmeksizin karakollara götürülüp ifadelerin alınması, hastane kapılarının kırılarak, hastalar ve refakatçileri tartaklayarak baskınlar yapılması, tedavileri süren yaralıların evlerine baskınlar yapılması gibi uygulamalara maruz bırakıldıkları belirtildi. 

Komisyon sıralanan bu muamelelere maruz kalan Kobanêlilere dair yaklaşımın tahammülsüzlüğün göstergesi olduğunun altını çizdi. 

Bu tahammülsüzlük sözkonusu iken '200 bin insanı kucaklıyoruz ve her türlü insani ihtiyaçlarını karşılıyoruz' diyen yetkililere "Kaç hastanın tedavisini üstlendiniz? Kaç bin aileye yardım ediyorsunuz? Kaç çadırınız, hastaneniz, okulunuz, aş eviniz var?" sorularını yönelten Sağlık Komisyonu, bu sorulara verilecek yanıtların devletin 200 bin insanı kucaklamadığını, aksine düşman gibi baktığı gerçeğini ortaya çıkaracağını kaydetti. 

Bu gerçekle, hastaların tedavilerinin devamlılığının, insan sağlığına olan saygının bir gereği olarak görülmesini isteyen Komisyon, devlet yetkililerine dünyanın hiçbir yerinde karşılaşılmayan bu uygulamalardan ve yaklaşımlardan derhal vazgeçilmesi çağrısında bulundu.