Diktatöre öykünmek...-Seyit Evran
Aynı hegemon zihniyetle 2000’li yılların başından beri R T Erdoğan diktatörlüğü bölgenin başına musallat oldu.
Aynı hegemon zihniyetle 2000’li yılların başından beri R T Erdoğan diktatörlüğü bölgenin başına musallat oldu.
İnsanlar birbirine benzerler.
Bazı insanları kan bağı benzer kılar.
Bazılarını coğrafya, iklim benzeştirir.
Fiziksel benzerliğin yanı sıra karakter örtüşmesinden ileri gelen benzerlikler vardır.
Benzerlikler fiziki ise yapacak bir şey yok ve çok da sorun değil.
Ancak benim bahsettiğim benzerlik zihniyetle bağlantılı.
1990’larda Saddam Hüseyin bölgesel siyasette önemli bir aktör olmak istemişti, 2003’te başına nelerin geldiği malum.
Aynı hegemon zihniyetle 2000’li yılların başından beri R T Erdoğan diktatörlüğü bölgenin başına musallat oldu.
Bu diktatörler yetmiyormuş gibi bir bunlara öykünenler var. Hem de Kürdistan’da...
Saddam Hüseyin 1979’da dönemin Irak Cumhurbaşkanı Hasan Bekir’e darbe yaparak iktidara geldi ve ilk yaptığı iş, İran’a savaş açmak oldu.
9 yıl süren savaştan sonra Saddam’ın yaptığı ilk iş Halepçe katliamı oldu.
Saddam Hüseyin zamanla Irak devlet başkanlığıyla yetinmemeye başladı. Arap imparatoru olmaya yeltenen Saddam Hüseyin, ABD’nin direktifiyle Kuveyt’i işgale girişti.
Saddam o günden sonra dünyanın en popüler insanı oldu. Arap bölgesinde en korkulan liderdi. Ancak uzun sürmedi ve Saddam yarattığı bölgesel krizde boğuldu.
Tam bu dönemde yeni bir diktatör sahneye çıkıyordu. O da tıpkı Saddam gibi hocasına, ustasına ihanet etti. Saddam nasıl ki iktidara getirdiği Hasan Bekir’i devirerek yerine geçtiyse O da hocasını, ustasını çiğneyerek lider olma yolunu yeğledi.
Saddam’a her bakımdan çok benzeyen, neredeyse ikizi diyebileceğimiz malum şahıs tahmin ettiğiniz gibi R Tayip Erdoğan. O da tıpkı selefi Saddam Hüseyin gibi Arap liderliğine soyundu.
Tunus, Irak ve Suriye’de AKP benzeri partileri örgütleme çabasına girişti. Tıpkı BAAS gibi.
Türk vatandaşlığına geçen Suriye Ulusal Koalisyonu başkanı ve Müslüman Kardeşlerin çekirdek kadrolarından olan Halit Hoca’yı bunun için görevlendirdi.
Son dönemlerde ise Güney Kürdistan ve Irak’ta yeni bir hamle peşindeler. Türk devletinin Güney’deki ve Musul’daki askeri varlığı, işgal girişimi olarak yorumlanıyor. Bu gelişme tıpkı Saddam Hüseyin’in Kuveyt işgaline benziyor. ABD, Saddam’ı Kuveyt’e saldırtıp Irak’a müdahale etmişti. Acaba yine aynı ABD bu sefer Türkiye’yi Irak’a saldırtıp Türkiye’ye müdahale zemini mi yaratıyor?
RTE ile Saddam Hüseyin’in benzer özelliklerini saymakla bitmez. Akıbetinin benzer olup olmayacağını bekleyip göreceğiz.
Coğrafyamız çok sayıda diktatör gördü, diktatörleri yakından tanıyoruz. Bir de bu diktatörlere özenenleri tanıyoruz. Bu diktatörleri taklit eden kara kalem diktatörleri...
R T Erdoğan’ın başkanlık heveslerine benzer bir durum Güney Kürdistan’da yaşanıyor. Nasıl ki Erdoğan diktatörlük sistemini kurmak için Türkiye’yi ateşe atmayı göze alıyorsa benzer biçimde Barzani de Kürtleri ateşe atmaktan geri durmuyor. Zira başkanlığının bitmesinin üzerinden altı ay gibi bir süre geçmesine rağmen koltuğunu bırakmıyor. Türkiye’de parlamentonun askıya alınması dahil bütün uygulamaların aynısını Güney Kürdistan’da KDP iktidarı taklit ediyor.
Mesut Barzani; Kürtleri kaosa, krize ve katliamlara sürükleyen Recep Tayip Erdoğan’ı ve Saddam’ı taklit ediyor.
Hazin bir durum gerçekten.
R T Erdoğan’ın ipinin çekilmesi yakın. Bunun fazlasıyla işareti var. Peki Saddam’a ve Erdoğan’a öykünen Mesut Barzani’nin sonu nasıl olacak?
Diktatöre öykünmenin bedeli ne olacak? Göreceğiz.