Dilbilimci Alpay: TDK ayrımcı ideolojileri pekiştiriyor

Dilbilimci Alpay, TDK'nin cinsiyetçi ve ırkçı tanımlamalarına tepki göstererek, "Kurum ayrımcı ideolojileri pekiştirmek ve yeniden üretmek gibi bir işlev görüyor" dedi.

Dilbilimci Alpay, TDK'nin cinsiyetçi ve ırkçı tanımlamalarına tepki göstererek, "Kurum ayrımcı ideolojileri pekiştirmek ve yeniden üretmek gibi bir işlev görüyor" dedi. 

Türk Dil Kurumu (TDK), sözlüğünde gerek farklı halkları gerekse kadınları aşağılayan pek çok içerik barındırıyor. 'Müsait' sözcüğünün karşılığı olarak sözlükte 'kolay flört edebilen kadın' tanımının yer alması son günlerde kadınların tepkisine yol açtı. Sözlükte 'kötü kadın' için 'orospu'; 'kötü adam' içinse 'Filmlerde izleyiciye sevimsiz gelen, filmin kahramanıyla çekişme durumunda olan ve sonunda çoğu kez yenilen kimse' şeklinde bir tanıma yer verilmesi de TDK'nin ayrımcı ve cinsiyetçi yapısına dair eleştirileri artırdı.

'TDK DİL DÜZEYİ KAVRAMINDAN HABERDAR DEĞİL'

ANF'ye değerlendirme yapan, Dilbilimci Necmiye Alpay TDK'nin yıllardır 'ayrımcılık çizgilerinin tümünde sınıfta kalan örnekler verdiğine' dikkat çekti.

Kurumun iki temel sorunu olduğuna işaret eden Alpay, şunları kaydetti:

"Birincisi, iktidara egemen olan ayrımcı ideolojiler temelinde iş görmesi, ikincisi ise dil bilincinin düşüklüğü. Bu iki kusur birleşince ortaya sayısız ayrımcılık örneği çıkıyor. Kurum, sözlüğüne eleştiri yöneltildiğinde ya mevcut durumu savunmaya kalkışıyor, ya da ilgili sözcükleri sözlükten çıkarıp atmaya kalkışıyor. Oysa bunların ikisi de günümüzün sözlükbilimine aykırı. Dilde yaşamakta olan argo, hakaretamiz vb. ne kadar sözcük varsa sözlüklerde hepsine yer verme yükümlülüğü var, ancak yanlarına gerekli açıklamanın eklenmesi şartıyla. 'Müsait', 'kötü kadın' vb. örneklerde kurum bunların argo sözcükler olduğuna ilişkin zorunlu notları eklememiş, dolayısıyla da, verdiği tanımların sözcüklerin birincil anlamlarına dahil olduğu yanılsamasını yaratmıştır. Kurum belli ki dilbilimin 'dil düzeyi' kavramından haberdar değil ve buna uygun sınıflandırmalar yapma yetisinden yoksun. 'Argo' sözcüğü için verdiği tanım bile dilbilimin verdiği tanımdan uzak. Emekli kahvesinden rastgele birine 'argo nedir' diye sorsanız size herhalde kurumun verdiği tanımı verecektir."

'AYRIMCILIĞI PEKİŞTİRİYOR, YENİDEN ÜRETİYOR'

TDK'nin bilimsel açıdan ciddi çelişkiler barındırdığına vurgu yapan Alpay, "Türkiye’nin akademik kurumlarında bazı filoloji bölümleri kurulalı epey zaman geçmiştir ama bunlar dilbilim temelinden uzun süre yoksun kaldı, bugün hâlâ böyle bir temele kavuşulduğunu söylemek zor. Sözlükbilim ise bildiğim kadarıyla bölüm olarak hâlâ yok, bir iki yıl önce birkaç üniversitede ders olarak okutulmaya başlandı, o kadar. Dilcilerin ve sözlükçülerin çoğu, eskilerin deyimiyle alaylıdır" dedi.

Alpay, TDK'nin Millî Eğitim’e bağlı tüm okulların resmî ve zorunlu başvuru kaynağı olduğundan, binlerce öğretmenin ve öğrencinin yolunun bu sözlüklerden geçtiğini söyleyerek, "Kurum bu yolla hem ayrımcı ideolojileri pekiştirmek ve yeniden üretmek gibi bir işlev görmüş oluyor, hem de dil bilinci yönünden donanımsız ya da kötü donanımlı kuşakların yetişmesine neden oluyor" dedi.

Dilbilimci Necmiye Alpay, özerk oluşum ve zihinlere ihtiyaç olduğunu belirtti.