İstanbul'da 3 Temmuz'da gözaltına alınan Demokratik İslam Kongresi (DİK) ve Din Alimleri Derneği (DİAY-DER) üyesi 26 kişiden 9'u 10 Temmuz günü Kürtçe hutbe okudukları gerekçesiyle tutuklanmıştı.

KHK’li Platformları Birliği, tutuklanan 9 alime ilişkin açıklamada bulundu.

Birlik, din ve vicdan özgürlüğünün Anayasal güvence altına alınmasına rağmen uygulamada tekliğin kendini en ağır bir şekilde hissettirdiği tepkisinde bulundu.

Açıklamada, “Ülkemizde cuma günleri cami minberlerinden okunan hutbe Arapça metnin yanında sadece Türkçe dili kullanılmaktadır. Özellikle ülkemizin doğu bölgesinde sadece anadilini konuşup anlayabilen yurttaşlar, anadilinde hutbe dinleyememektedir. Ayrıca insanların başka dili biliyor olmaları anadilinde hutbe dinlemek istemelerinin önünde engel teşkil etmemesi gerekir” ifadeleri kullanıldı.

Anadilde ibadet ve hutbe okunmasını engellemenin kabul edilemez olduğunu kaydeden KHK’li Platformları Birliği, “Diyanet İşleri Başkanlığı belli bir mezhebe, belli bir dile hizmet eden değil; tüm halkın dini ihtiyaçlarını karşılayacak, bölgenin kültürel yapısını ve hassasiyetlerini bilen din görevlilerini toplumun hizmetine sunmak durumundadır. Ayrıca tüm ülkede tek tip hutbe okutmak, görevlisine güvenmeyen bir kurum görüntüsü oluşturmaktadır. Bundan vazgeçilmelidir” diye ekledi.

Kürtçe hutbe okuduğu için tutuklanan imamların hakkını korumanın Diyanet’in asli görevi olduğunu belirten KHK’li Platformları Birliği, tutuklanan din alimlerinin derhal serbest bırakılmasını istedi.

Açıklamada ayrıca Kürtçe dilinde hutbe ihtiyacının derhal karşılanması gerektiği ifade edilirken, bunun bir lütuf değil hem dini hem de yasal bir zorunluluk olduğu vurgulandı.