DÖDEF: Arin’in gülüşü ile özgürleşeceğiz

DÖDEF: Arin’in gülüşü ile özgürleşeceğiz

Yarıyıl tatillerini "Emê bi kenê Arînê azad bin" şiarıyla Suruç’ta geçiren DÖDEF'li öğreniciler, sınır direnişine ve kamplardaki çalışmalara katılıyor. Marmara Üniversitesi öğrencisi Kübra Bol, kolektif yaşam ve yeni bir yaşamın başlangıcına tanıklık ettiğini dile getirirken, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Çokşen, “YPJ'li kadınlar sadece DAİŞ çetesiyle savaşmıyor. Ataerkil zihniyetin en çıplak beden bulmuş haliyle de savaşıyor. DAİŞ'in bölgede yenilmesi ataerkil sistemin, eril ve iktidarcı sistemin de sarsılması demek oluyor " diyerek Kobanê direnişinin başka bir boyutuna işaret etti.

YPG ve YPJ güçleri öncülüğünde, DAİŞ vahşetine karşı geliştirilen büyük direniş Kobanê'nin ardından 3 cephede bulunan köylerin özgürleştirilme operasyonlarıyla devam ediyor. Kobanê'ye geri dönüşler ve yeniden inşa çalışmalarına yönelik projeler çok boyutlu tartışılırken, tarihi direnişin hem parçası hem de arka cephesi olan Serxet direniş köylerinde ki nöbet ve eylemler enternasyonalist dayanışma ve güç birliğiyle ile aralıksız sürüyor. Rojava Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin çağrısı üzerine "Emê bi kenê Arînê azad bin" sloganıyla yola çıkan Demokratik Öğrenci Dernekleri Federasyonu üyesi öğrenciler yarıyıl tatillerini Suruç'ta bulunan Kobanêliler için çalışarak geçirecek. Gündüzleri,  Suruç Belediyesi tarafından Kobanê'den göç edenlerin barınması için açılan çadır kentler ve yardımların toplandığı depolarda çalışarak geçiren öğrenciler, akşamları ise Kobanê sınır hattında bulunan Mehser ve Miseynter Köylerinde nöbet tutuyor. Köylerde oluşturulan insan zincirine katılan DÖDEF'li öğrenciler daha sonra Suruç ilçe merkezinde ki çadır kentlere dağılarak akşam saatlerine kadar çalışıyor.

‘DAİŞ'İN YENİLMESİ ATAERKİL SİSTEMİN SARSILMASIDIR'

Mehser köyünde ajansımıza konuşan DÖDEF’li Sibel Çokşen, İstanbul’dan geldiğini söyleyerek,  "Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez paradigması içinde YPJ'nin cephede öncü rol alması Kürdistan özelinde ve dünya genelinde büyük bir devrimsel değişme neden oldu" diye konuştu. YPJ'li kadınların gücünün tüm dünyada ki kadınların dikkatini çektiğini ve kadınları cesaretlendirdiğini ifade eden Çokşen, “Bu sebeple YPJ'li kadınlar sadece DAİŞ çetesiyle savaşmıyor. Ataerkil zihniyetin en çıplak beden bulmuş haliyle savaşıyor aynı zamanda. DAİŞ'in bölgede yenilmesi ataerkil sistemin sarsılması demek oluyor. Eril ve iktidarcı sistemin de sarsılması demek oluyor "şeklinde konuştu. DAİŞ zulmü ve saldırıları nedeniyle Kobanê'den göç eden ailelere moral vermek, onlarla ilgili olarak yürütülen çalışmalarda yer almak için geldiklerini belirten Çokşen, direnişin kuzey yakasında ki köylerle ilgili izlenimlerini de " Direniş köylerinde kolektif yaşamın daha bir ileri seviyesi var. İyi örgütlenmiş ve direniş pratiği olan köyler. Burada olmaktan, bunun bir parçası olmaktan mutluyum" şeklinde dile getirdi.

Dünya tarihine kadın devrimi olarak adını yazdıran Rojava Devrimi ve Kobanê zaferine yakın olmak, destek vermek için Suruç'a gelen bir başka DÖDEF'li Marmara Üniversitesi öğrencisi Kübra Bol, sınır hattında nöbet tutmak ve kamplarda ki çalışmalarda yer almak için geldiklerini belirtti. Yarıyıl tatili boyunca kalacaklarını söyleyen Bol, “Burada çok farklı, güzel ve kolektif bir yaşam  var. Yeni bir yaşamın başlangıcını burada görebiliyoruz" diyerek direniş köylerinde ki yaşamdan etkilendiğini ifade etti.

 ‘BURADAKİ RUH DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR’

Yine İstanbul'dan gelen ve çalıştığı üniversitede asistanlık yapan Emek Durmuşoğlu, Suruç'taki Rojava Devrimi’nin yansımalarının ve köylerde kurulan komünal  yaşamın kendisini çok etkilediğini dile getirdi. "İki tarafımızda yaşanan devrime tanıklık ediyoruz. Yunanistan ve Rojava. Anadolu Marksist Leninistleri olarak buraya enternasyonalist duygular içerisinde geldik. Devletin dışında da okullar olabileceğini burada gördük. Burada köy komünün kendi kurduğu okulda çocuklar eğitim görüyor" diyen Durmuşoğlu, parçası olmak için geldikleri Kobanê zaferinin tüm dünya halkları için çok önemli bir zafer olduğunu belirtti. Rojava Devrimi’nin,  yüzyıllardan bu yana kapitalist sistem tarafından biri birine kırdırılan halkların aslında bir arada ve kardeşçe yaşayabileceğini gösterdiğini ifade eden Durmuşoğlu, "Kobanê direnişi ve ardından gelen zafer tüm Anadolu'da hem moralleri yükseltti, hem de mücadeleyi yükseltti. Enternasyonalist mücadelenin burada ki güç birliği, ortak mücadelesi ve tarihi zafer dünyanın gidişatını değiştirebilecek niteliktedir" dedi.

Çukurova Üniversitesi öğrencisi Çetin Aydın da, Kobanê direnişi ve kazanılan zaferi solumak için sınır hattına geldiğini, her öğrencinin mutlaka gelip Suruç’ta ki havayı tenefüs edip çalışmalara katılması gerektiğini ifade etti.