Dört ayda 238, dokuz yılda 10 bin 300 işçi hayatını kaybetti
Dört ayda 238, dokuz yılda 10 bin 300 işçi hayatını kaybetti
Mersin Milletvekili Ertuðrul Kürkçü, son zamanlarda artan işçi ölümlerinin araştırılması ve tedbir alınması amacıyla Meclis Araştırması istedi. Ýşçi Saðlıðı ve Ýş Güvenliði Meclisi'nin verilerine göre yılın başından bu yana en az 238 işçi iş kazaları sonucu yaşamını yitirdi.
26 Nisan günü Ümraniye’de bir oto sanayi sitesinde meydana gelen patlamada iki işçinin daha hayatını kaybetmesi ve 5’inin de yaralanması ardından Milletvekili Kürkçü verdiði önergede Anayasa’nın 98. ve Ýçtüzüðün 104 ve 105. maddeleri gereðince Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Ýşçi Saðlıðı ve Ýş Güvenliði Meclisi'nin verilerine göre Ocak ayında 62, Şubat ayında 42, Mart ayında 59 ve Nisan ayının ilk 26 günündeki iş kazalarında ise 75 işçi hayatını kaybetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıðı’na göre ise 2002 ile 2011 arasındaki 9 yılda 10 bin 297 işçi hayatını kaybetti.
9 YILDA 10 BÝN 300’YE YAKIN ÝŞÇÝ ÖLDÜ
Kürçü’nün verdiði önergenin gerekçesi şöyle: “Ýşçi Saðlıðı ve Ýş Güvenliði Meclisi'nin raporuna göre, Ocak ayında 62, şubat ayında 42 mart ayında 59 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Güvencesiz çalışma nedeniyle, tersanelerde 147. işçi ölümü gerçekleşti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladıðı veriler dikkate alındıðında 2002-2011 arasında iş kazalarında ölen işçilerin sayısı toplam 10.297.
Ýşçi ölümlerinin altında yatan neden, saðlıklı ve güvenli çalışmanın bir “maliyet” olarak görülmesidir. Sermaye bu yüzden “işçi saðlıðı” yerine “iş saðlıðı” kavramını kullanıyor. Yani işçilerin deðil işin saðlıðı, işletmenin verimliliði ön planda tutuluyor. AKP iktidarı da işçilerin can güvenliðini saðlayacak düzenleme ve denetimleri yerine getireceðine; küresel rekabeti yani işletmelerin kârlılıðını gerekçe göstererek emekçileri koruyan mevcut düzenlemeleri dahi ortadan kaldırıyor ve denetim görevini gerektiði gibi yerine getirmiyor. Siyasal iktidar işçi ölümlerini “kader”, “vadeleri dolmuş”, “ölüm bu işin doðasında” diye deðerlendiriyor. Oysa tüm iş kazaları ve meslek hastalıkları önlenebilir.
Her köşe başında, inşaat çadırında, baraj gölünde, maden ocaðında, tersanede, çaðrı merkezinde, hastanede, plaza ofisinde, dershanede kendilerini bekleyen cinayetlere karşı önlem alınmasını bekleyen işçiler için en önemli mesele son yıllarda yaygın bir uygulama haline gelen taşeronlaştırma, güvencesiz çalıştırma, iş güvenliðinin yeterince alınmaması ve sendikasızlaştırma operasyonlarıdır.
DÜŞÜK ÜCRET VE UZUN ÇALIŞMA SAATLERÝ
Yaygın ve ölümcül sorunların kaynaðı, küresel kapitalist sistemin üretim süreçlerinde esnek ve güvencesiz istihdam ve çalışma biçimlerinin başat hale gelmesidir. Daha fazla kar için, daha uzun çalışma saatleri ve daha düşük işçi maliyetleri insanların insanca yaşam koşullarının göz ardı edilmesidir.
Düşük ücretler, 13-14 saate varan uzun çalışma koşulları, sosyal güvenlikten yoksun olma, saðlıksız ve güvenli olmayan çalışma ortamı 10 milyonun üzerinde çalışanı çepeçevre sarmış durumdadır. Ülkenin üretken emeði, rekabette avantaj saðlanması ve hızlı birikim yaratılması politikalarına kurban edilmektedir.
ÝNSAN HAYATI SADECE ÝSTATÝSTÝK DEÐÝLDÝR
Ýnsan hayatı sadece istatistik deðildir, insan hayatından deðerli herhangi bir şey yoktur. Elbette işçilerin saðlıðının korunması görevi işverenlere aittir, ama bu konuda düzenleme ve denetim yapma, ceza uygulama, gerektiðinde işyerini kapatma yükümlülüðü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıðı‘na aittir. Bakanlık bu konudaki görevlerini yerine getirmeyip, bu alanda her türlü görevi üstlenmeye hazır sendikaları ve meslek odalarını saf dışı etmenin peşinde.
MERHAMET DEÐÝL ADELET ÝSTÝYORLAR
Türkiye’nin büyüyen sektörleri olan sırasıyla inşaat, maden, enerji ve hizmet sektörü en fazla can kaybının da yaşandıðı sektörler. Yaralanmalara baktıðımızda da yine inşaat, tekstil, hizmet, gıda, metal, maden, gemi inşa ve enerji sektörlerini görüyoruz. Bir yandan teşvik kapsamına alınan sanayilerin yine bu sektörlerde yoðunlaştıðı da açık. Hükümetin teşvik verdiði bölge ve sektörlerde üretimin artması beklenen bir durum. Ancak bu sürecin daha fazla iş kazalarına yol açmaması için var olan tüzük ve yönetmeliklerin harfi harfine uygulanması ve daha önce gerçekleşen iş cinayetleri için açılmış davaların da hızla daha fazla maðduriyet yaratmayacak şekilde sonuçlanması gerekiyor. Ýş kazaları ve meslek hastalıklarında yakınını yitirenler merhamet deðil, adalet istiyor.
Bu gerekçe ile son zamanlarda yaşanan işçi ölümlerinin nedenlerinin araştırılması ve engellenmesi amacıyla gerekli önlemlerin alınması için meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz."
ANF NEWS AGENCY
26 Nisan günü Ümraniye’de bir oto sanayi sitesinde meydana gelen patlamada iki işçinin daha hayatını kaybetmesi ve 5’inin de yaralanması ardından Milletvekili Kürkçü verdiði önergede Anayasa’nın 98. ve Ýçtüzüðün 104 ve 105. maddeleri gereðince Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Ýşçi Saðlıðı ve Ýş Güvenliði Meclisi'nin verilerine göre Ocak ayında 62, Şubat ayında 42, Mart ayında 59 ve Nisan ayının ilk 26 günündeki iş kazalarında ise 75 işçi hayatını kaybetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıðı’na göre ise 2002 ile 2011 arasındaki 9 yılda 10 bin 297 işçi hayatını kaybetti.
9 YILDA 10 BÝN 300’YE YAKIN ÝŞÇÝ ÖLDÜ
Kürçü’nün verdiði önergenin gerekçesi şöyle: “Ýşçi Saðlıðı ve Ýş Güvenliði Meclisi'nin raporuna göre, Ocak ayında 62, şubat ayında 42 mart ayında 59 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Güvencesiz çalışma nedeniyle, tersanelerde 147. işçi ölümü gerçekleşti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının açıkladıðı veriler dikkate alındıðında 2002-2011 arasında iş kazalarında ölen işçilerin sayısı toplam 10.297.
Ýşçi ölümlerinin altında yatan neden, saðlıklı ve güvenli çalışmanın bir “maliyet” olarak görülmesidir. Sermaye bu yüzden “işçi saðlıðı” yerine “iş saðlıðı” kavramını kullanıyor. Yani işçilerin deðil işin saðlıðı, işletmenin verimliliði ön planda tutuluyor. AKP iktidarı da işçilerin can güvenliðini saðlayacak düzenleme ve denetimleri yerine getireceðine; küresel rekabeti yani işletmelerin kârlılıðını gerekçe göstererek emekçileri koruyan mevcut düzenlemeleri dahi ortadan kaldırıyor ve denetim görevini gerektiði gibi yerine getirmiyor. Siyasal iktidar işçi ölümlerini “kader”, “vadeleri dolmuş”, “ölüm bu işin doðasında” diye deðerlendiriyor. Oysa tüm iş kazaları ve meslek hastalıkları önlenebilir.
Her köşe başında, inşaat çadırında, baraj gölünde, maden ocaðında, tersanede, çaðrı merkezinde, hastanede, plaza ofisinde, dershanede kendilerini bekleyen cinayetlere karşı önlem alınmasını bekleyen işçiler için en önemli mesele son yıllarda yaygın bir uygulama haline gelen taşeronlaştırma, güvencesiz çalıştırma, iş güvenliðinin yeterince alınmaması ve sendikasızlaştırma operasyonlarıdır.
DÜŞÜK ÜCRET VE UZUN ÇALIŞMA SAATLERÝ
Yaygın ve ölümcül sorunların kaynaðı, küresel kapitalist sistemin üretim süreçlerinde esnek ve güvencesiz istihdam ve çalışma biçimlerinin başat hale gelmesidir. Daha fazla kar için, daha uzun çalışma saatleri ve daha düşük işçi maliyetleri insanların insanca yaşam koşullarının göz ardı edilmesidir.
Düşük ücretler, 13-14 saate varan uzun çalışma koşulları, sosyal güvenlikten yoksun olma, saðlıksız ve güvenli olmayan çalışma ortamı 10 milyonun üzerinde çalışanı çepeçevre sarmış durumdadır. Ülkenin üretken emeði, rekabette avantaj saðlanması ve hızlı birikim yaratılması politikalarına kurban edilmektedir.
ÝNSAN HAYATI SADECE ÝSTATÝSTÝK DEÐÝLDÝR
Ýnsan hayatı sadece istatistik deðildir, insan hayatından deðerli herhangi bir şey yoktur. Elbette işçilerin saðlıðının korunması görevi işverenlere aittir, ama bu konuda düzenleme ve denetim yapma, ceza uygulama, gerektiðinde işyerini kapatma yükümlülüðü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıðı‘na aittir. Bakanlık bu konudaki görevlerini yerine getirmeyip, bu alanda her türlü görevi üstlenmeye hazır sendikaları ve meslek odalarını saf dışı etmenin peşinde.
MERHAMET DEÐÝL ADELET ÝSTÝYORLAR
Türkiye’nin büyüyen sektörleri olan sırasıyla inşaat, maden, enerji ve hizmet sektörü en fazla can kaybının da yaşandıðı sektörler. Yaralanmalara baktıðımızda da yine inşaat, tekstil, hizmet, gıda, metal, maden, gemi inşa ve enerji sektörlerini görüyoruz. Bir yandan teşvik kapsamına alınan sanayilerin yine bu sektörlerde yoðunlaştıðı da açık. Hükümetin teşvik verdiði bölge ve sektörlerde üretimin artması beklenen bir durum. Ancak bu sürecin daha fazla iş kazalarına yol açmaması için var olan tüzük ve yönetmeliklerin harfi harfine uygulanması ve daha önce gerçekleşen iş cinayetleri için açılmış davaların da hızla daha fazla maðduriyet yaratmayacak şekilde sonuçlanması gerekiyor. Ýş kazaları ve meslek hastalıklarında yakınını yitirenler merhamet deðil, adalet istiyor.
Bu gerekçe ile son zamanlarda yaşanan işçi ölümlerinin nedenlerinin araştırılması ve engellenmesi amacıyla gerekli önlemlerin alınması için meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz."
ANF NEWS AGENCY
