ÝHD Diyarbakır Şubesi, Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 4 aylık Hak Ýhlalleri Raporu’nu açıkladı. Rapora göre yılın ilk dört ayında sadece Kürdistan'da 10 bine yakın hak ihlali yaşanırken, gözaltına alınanların sayısı 2 bini geçti. Bu sürede 281 işkence ve kötü muamele vakası yaşandı.
ÝHD Diyarbakır Şubesi, Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 4 aylık Hak Ýhlalleri Raporu’nu düzenlediði bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Şube binasında düzenlenen basın toplantısına ÝHD MYK Üyesi ve Doðu-Güneydoðu Bölge Temsilcisi Şevket Akdemir, ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Şube Sekreteri Abdulselam Ýnceören, Şube Yöneticileri, Emin Ermin, Nalan Temeltaş Kutlay, Fidan Kılıç, Gülşen Demir ve Pınar Dalkuş katıldı.
Basın toplantısında ilk olarak konuşan ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, yoðun hak ihlallerinin yaşandıðı 2011 yılını geride bırakırken, yaşanan hak ihlallerini de geride bırakmayı umut ettiklerini belirterek, “Ancak, ne yazık ki, bugün açıklayacaðımız raporda umut ettiðimiz bu durumu paylaşamayacaðız. 2011 yılının ikinci yarısında büyük bir tırmanış gösteren çatışmalı ortam, 2012 yılının geride bıraktıðımız aylarına da damgasını vurmuştur. Nitekim her kesin malumu olan çatışmalı süreç tırmanarak devam etmekte, ölüm haberleri peş peşe gelmeye devam etmektedir” dedi.
ROBOSKÝ BU SAVAŞIN AÐITIDIR
Yaşanan çatışmalara paralel olarak sivil ölümlerin de devam ettiðini kaydeden Bilici, şöyle devam etti: “Geçtiðimiz yılın son günlerinde yaşanan ve içinde bulunduðumuz yıla da damgasını vuran Roboskî katliamı, bu ülkede barış ortamının saðlanmasının ne kadar elzem olduðunun açık göstergesidir. Bu katliamın üzerinden 5 ay geçmiş olmasına raðmen, sorumluların yargı önüne çıkarılmamış olması bizleri kaygılandırmaktadır. Bu olayın bu şekilde karanlıkta kalması aynı zamanda hükümetin acizliðini ortaya koymaktadır. Kürtleri derdest etmek ve cezalandırmakta o kadar mahir olan bu hükümet, hak ihlallerini durdurmak veya uygulayanları ortaya çıkarmak konusunda ne yazık ki kör ve saðırları oynamaktadır. Ýşte Roboskî katliamının sorumlularının halen ortaya çıkarılmaması da böylesi bir yaklaşımın sonucudur. Ancak bizler insan hakları savunucuları olarak bu katliamın sorumlularının ortaya çıkarılarak, cezalandırılmadan yetkililerin peşini bırakmayacaðız. Roboskî bu savaşın aðıtıdır, Roboskî’yi unutursak kalbimiz kurusun!”
TECRÝT SÜRDÜKÇE KAN AKMAYA DEVAM ETMEKTEDÝR
Yaşanan bunca can kaybına raðmen ülkede henüz barış ikliminin gelişmediðini vurgulayan Bilici, “Bu durumun en büyük sorumlusu siyasi iktidardır. Hükümet toplumun büyük kesiminin dileði olan diyalog ve müzakereleri artırarak devam ettireceðine, diyalogun en temel aktörlerinden biri olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik aðırlaştırılmış tecrit uygulamaya başladı. Bugün itibariyle 307 günü geride bırakan bu tecrit uygulaması siyasi yönünün yanında, aynı zamanda büyük bir insan hakkı ihlalidir. Sayın Öcalan’a uygulanan tecridin kimseye yarar saðlamayacaðını bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu uygulama sürdüðü müddetçe görüldüðü üzere kan akmaya devam etmektedir” dedi.
SÝYASÝ OPERASYONLARLA TOPLUM TAMEMEN ESÝR ALINMAK ÝSTENMEKTEDÝR
Tecrit uygulamasıyla birlikte müzakere ve diyalogların kesilmesinin ardından hükümetin yeniden güvenlikçi politikalara sarıldıðını ve birçok alanda hak ihlalleri uygulamaya başladıðını ifade eden Bilici, şunları söyledi: “Üç yılı aşkındır devam eden ve bu yıl da yürütülmeye devam edilen KCK adı altındaki operasyonlar öyle bir düzeye vardı ki, bölgemiz başta olmak üzere Türkiye genelinde neredeyse basılmadık kurum, tutuklanmayan kurum temsilcisi kalmadı. Verilere baktıðımızda gözaltı ve tutuklanma oranının nasıl korkunç bir boyuta ulaştıðını görebilmekteyiz. Bu operasyon terörü derneðimiz ÝHD’ye de yönelmiş, kurumumuz 2009 yılından sonra ikinci kez Ocak ayında polis baskınına maruz kalarak, tüm teknik donanımlarımıza el konulmuştur. Yapılan bu siyasi operasyonlar, sadece siyasetçilerle sınırlı kalmayıp, gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, insan hakları savunucuları, avukatlar, sendikacılar ve öðrencileri de bir bütünen içine alarak, artık tamamen bir öç alma operasyonu haline gelmiştir. Ülkeyi toplama kampına çeviren bu operasyonlar, ülkede neredeyse hangi noktada bir muhalif varsa onlara ulaşmış ve toplumu bir bütün olarak esir almaya dönük bir politika haline gelmiştir.”
NEWROZ’U ZEHÝR ETTÝLER
Ülkede yaşanan bu siyasal gerilimlerin her alanda kendini bariz bir şekilde hissettirdiðini, siyasi ve askeri operasyonlar haricinde diðer alanlarda da hak ihlallerinin yaşanmasına neden olduðunu belirten Bilici, “Özellikle tutuklama, işkence, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yapılan müdahaleler ve cezaevlerine yönelik ihlaller geçmiş yılları aratmayacak düzeyde yaşanmıştır. Hatta mevcut hükümetin yasakçı mantıðı geçmiş yıllarda yaşananları geride bırakır bir düzey kazanmıştır. Bu yasakçı mantık kendini 2012 Newroz’unda bariz bir şekilde açıða vurmuştur. Halkların her yıl bayram havasında kutladıðı Newroz bayramı ülke genelinde yasaklamalarla adeta insanlara zehir edilmiştir. Bu yasaklamalar neticesinde bölgemizin birçok il ve ilçesinde büyük çapta olaylar yaşanmış, yapılmak istenen kutlama ve gösteriler güvenlik güçlerinin orantısız kuvvet kullanmak suretiyle saldırılarına maruz kalmıştır” diye konuştu.
CEZAEVLERÝNDE AÐIR ÝHLALLER
Açıkladıðımız bilanço rakamlarından da anlaşılacaðı üzere cezaevlerinde büyük sorunlar ve hak ihlalleri yaşandıðını sözlerine ekleyen Bilici, “Bu durumu bizzat cezaevlerinde yerinde tespit etmemizin yanında, derneðimize cezaevlerinden yoðun başvurular gelmeye devam etmektedir. Cezaevlerindeki ölümün eşiðindeki hasta mahpusların durumu başta olmak üzere, uygulanan sevk ve sürgünler, sürgünler sonrası yapılan işkenceler, çeşitli hak gaspları, cezaevlerinin gerçek yüzünü ortaya koymaktadır. Henüz Pozantı Cezaevi’nde yaşanan işkence ve hak gaspları hafızalardaki yerini korurken, benzer uygulamalar birçok cezaevinde yaşanmaya devam etmektedir. Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanlıðı’nın ve Adli Tıp Kurumu’nun cezaevlerindeki bu sorunlara karşı duyarsızlıðı ise, hasta mahpusların ölümleriyle sonuçlanmaktadır” dedi.
Ýçinde bulunduðumuz yılda da yaşanan hak ihlalleri ve sorunların giderilmediðini vurgulayan Bilici, “Ýşkence halen sürmekte, düşünce ve ifade özgürlüðü önündeki yasal engeller kaldırılmamaktadır. Halkın ve kurumlarının yapmak istedikleri toplantı ve gösteriler sürekli olarak yasakçı zihniyetin engellerine takılmaktadır. Bölgemizde halen kadın katliamları yaşanmakta, kadınlara yönelik şiddet devam etmektedir. Yetkililer halen çocuklara yönelik koruyucu politikalar geliştirmekten uzak bir pozisyondalar. Toplumun tüm dezavantajlı kesimleri halen çeşitli hak ihlallerine maruz kalmaktadır” şeklinde belirtti.
BU RAPOR ÜLKEYÝ YÖNETENLERÝN KARNESÝ
“Tüm bu yaşanan sorunların ve ihlallerin Kürt sorunundan kaynaklı olduðuna inanmaktayız. Bu sorunun barışçıl yollarla çözümü halinde, diðer sorunların da ortadan kalkacaðına inanıyoruz” diyen Bilici açıklamasının sonunda şunlara yer verdi: “Hazırladıðımız raporda da ayrıntılı olarak verdiðimiz bilançoyla karşımıza çıkan tabloyu bu ülkeyi yönetenlerin karnesi olarak tanımlayabiliriz. Ýçinde bulunduðumuz yüzyılda ülkemizin halen bu durumda olması, bir utanç vesikasıdır. Biz insan hakları savunucuları olarak, ülkede sorunların güvenlik politikalarıyla, savaş konseptiyle, operasyonlarla, hak ihlallerini yaygınlaştırmakla çözülemeyeceðine inanıyoruz. Bu ülkede anneler, artık çocuklarının ölüsüyle karşılaşmak istemiyor. Toplumun büyük kesimi barış ortamının tesis edilmesini talep ediyor. Bu nedenle tekrar etmekte yarar görüyoruz; artık sorunları katmerleştiren politikalardan vazgeçin. Kürt sorununun çözümü diyalog ve müzakere ile mümkün olacaktır. Bu nedenle Kürt sorununun ilgili taraflarıyla diyalog ve müzakere kapılarını açın.”
DÖRT AYLIK BÝLANÇO
Bilici’nin ardından ÝHD Doðu ve Güneydoðu Anadolu Bölgesi Temsilcisi Şevket Akdemir, 2011 yılı Hak Ýhlalleri Raporu’nu açıkladı. Raporda yer alan bazı başlıklar ve ihlal rakamları şöyle;
*Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan güvenlik güçleri – 20 ölü, 44 yaralı
*Çatışmalarda yaşamını yitiren-yaralanan PKK militanı – 67 ölü, 4 yaralı
*Faili meçhul cinayet, yargısız infaz, çatışmalardaki sivil ölümler – 12 ölü, 49 yaralı
*Kuşkulu ölümler – 8
*Resmi hata ve ihmal sonucu – 9 ölü, 2 yaralı
*Asker / polis intiharı – 2 intihar
*Kadın intiharları – 11 intihar, 3 teşebbüs
*Erkek intiharları – 13 intihar, 6 teşebbüs
*Çocuk intiharları – 4 intihar
*Gözaltına alınanlar – 2,034
*Tutuklananlar – 733
*Ýşkence ve kötü muamele – 281
*Soruşturma, dava ve cezalara maruz kalan kişi sayısı – 1080
*Baskına ve saldıra uðrayan Siyasi Parti, Sendika, Dernek, Kültür Kurumu – 58
*Kapatılan Siyasi Parti, Sendika, Dernek, Kültür Kurumu – 6
*Toplatılan ve yasaklanan yayınlar – 629
*Anadilde savunma yasaðı – 176
*Cezaevlerinde yaşanan ihlaller – 953
*Toplumsal olaylara müdahale – 59 müdahale, 111 yaralı
*Gözaltına alınan sıðınmacı ve göçmenler – 1.412
*Yaşamını yitiren sıðınmacı ve göçmenler – 6
*Arazi yayla mera ve otlak yasaðı – 19
*Askeri operasyonlar sonucu yaşanan ihlaller – 16
*Toplu mezar iddiası – 7 toplu mezar – 32 kişi
*Militanların cenazelerine yönelik uygulamalar – 7
*Diðer ihlaller – 2.027
Toplam ihlal sayısı: 9.900
ANF NEWS AGENCY