‘Edelstam Ödülü’ Kızılderili insan hakları savunucuna verildi
‘Edelstam Ödülü’ Kızılderili insan hakları savunucuna verildi
‘Edelstam Ödülü’ Kızılderili insan hakları savunucuna verildi
İsveç’te kurulu ‘Edelstam Vakfı’nın insan haklarını savunmak amacıyla sivil itaatsizlik gösteren bir kişiye her yıl verdiği ödülün bu yılkı sahibi Guatemalalı Maya köylü Benjamin Manuel Jeronimo oldu.
‘Edelstam Vakfı Juri Heyeti’ tarafından yapılan yazılı açıklamada, Jeronimo’nun baskı ve tehditlere rağmen katledilen kurbanların sesi olmayı, Maya Halkının haklarını cesurca savunmayı sürdürdüğü için 2014 yılı ‘Edelstam Ödülü’ne layık görüldüğü belirtiliyor.
Guatemala’da Mayaların çoğunlukta olmalarına rağmen kendi topraklarında yüz yıllar boyu ayrımcılık, baskı ve katliamlara uğradıkları hatırlatılan açıklamada, 1960-1996 yılları arasında gerilla ile ordu arasında süren savaşlar sırasında yaşanan insan hakları ihlallerine şu cümlelerle dikkat çekiliyor:
“Birleşmiş Milletler’in destek verdiği ‘Hakikatlar Komisyonu’nun belirlemelerine göre 200 bin sivil öldürüldü. 50 bin kişi kaybedildi. Bunların % 83’ünü savunmasız Maya Haklı oluşturuyor. İhlallerin % 93’ü devlet tarafından gerçekleştirildi. Barış anlaşmasının imzalanmasından sonra bu suçları işleyenlerden hiç biri yargı karşısına çıkarılmadı.”
Benjamin Manuel Jeronimo’nun suçluların tesbit edilerek yargı karşısına çıkarılması için “Adalet ve Uzlaşma Komisyonu” (AJR) bünyesinde yaptığı çalışmalarla köy köy gezerek kurbanların yakınlarına ve tanıklara ulaştığı ve mahkemede tanıklık yapmaya ikna ettiği belirtiliyor.
EŞİ, ANNESİ VE KIZ KARDEŞLERİNİ KATLETTİLER
Guatelama’da 1982 yılında askeri bir darbe ile iktidara gelen Efrain Rios Montt döneminde 600 Maya köyü yakıldı, Binlerce insan öldürüldü ve ülkede ağır insan hakları ihlalleri yaşandı. 18 Haziran 1882 tarihinde Benjamin Manuel Jeronimo’nun köyü Plan de Sanchez’e gelen askerler kadınlara tecavüz ettikten sonra aralarında çocukların da bulunduğu 256 kişiyi katlettiler. Jeronimo kardeşiyle birlikte kaçarak dağa sığındı ama aralarında annesi, kız kardeşleri ve eşinin de bulunduğu 14 akrabası askerler tarafından öldürüldü.
Jeronimo ve diğer insan hakları savunucuların çabaları sonucu 2012 yılında cunta lideri Efrain Rios Montt hakkında dava açıldı. Mahkeme geçtiğimiz yıl Efrain Rios Montt’u soykırım yapma ve insanlığa karşı suç işlememekten mahkum etti. Montt’un kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay mahkumiyet kararını bozdu. Davanın önümüzdeki yılın Ocak ayında yeniden görülmesi bekleniyor.
Stockholm’de düzenlenen ödül töreninde bir konuşma yapan Edelstam Vakfı kurucularından Caroline Edelstam, Guatemala veya dünyanın başka bir yerinde kurbanlara adalet verilmesi inkar edilirken kendilerinin olanları pasif bir biçimde izleyemeyeceklerini söyledi.
Adaletin sağlanması ve gerçeklerin açığa çıkarılması ve suçluların cezalandırılması için yaşamlarını riske atarak mücadele edenlerin karşı karşıya kaldıkları tehlikeleri kamuoyunun gündemine getirmek için Jeronimo’ya ödül verdiklerini söyleyen Adelstam, “Bu tür davalar oluşturulacak uluslararası insan hakları mahkemelerinde ele alınmalıdır. Biz cesur insanları büyük risklerle karşı karşıya bırakamayız. Suç işleme özgürlüğü bir alternatif olamaz” şeklinde konuştu.
Ödül töreninde köylerinde yapılan katliamı gözlerinden yaşlar akarak anlatan Jeronimo, Mayaların hala ağır baskı altında yoksulluk içinde yaşadıklarını, gerilla ile devlet arasında barış anlaşması imzalanmasına rağmen ülkede insan hakları ihlallerinin devam ettiğini söyledi.
Yüzbinlerce insanı katletmekten sorumlu cunta liderleri, askeri yetkililer ve kontra elemanlarının özgürce gezdiklerini, mahkemelerin tarafsız ve adil kararlar vermediğini belirten Jeronimo, “Tüm çabalarımıza rağmen soykırım ve katliamlar yapanlar cezalandırmıyor. Bunu tek başına gerçekleştirmeye gücümüz yetmiyor. Bunun için dış dünyanın bize destek vermesi ve Guatemala Hükümeti’ne baskı yapması gerekir” şeklinde konuştu.
HARALD EDELSTAM ŞİLİ’DEKİ CUNTAYA KARARLI BİR TUTUM ALDI
Anısına ödül verilen İsveçli diplomat ve insan hakları savunucusu Edelstam, 1973 yılında Şili’de Pinochet’in gerçekleştirdiği darbeden sonra askeri cuntaya karşı çıkması, Pinochet’i kınayan demeçler vermesi ve Şili’deki insan hakları ihlallerini kamuoyuna duyurması ile tanınıyor.
Darbenin gerçekleştirildiği sırada İsveç’in Şili Başkonsolosu olan Edelstam, askerlerin Küba Büyükelçliğini abluka altına alması üzerine Küba Büyükelçiliğine girerek abluka kaldırılıncaya kadar içerde kalacağını açıklamıştı. 3 gün süren direnişin ardından darbeciler Küba Büyükelçiliği görevlileri ile büyükelçilik binasına sığınan devrimcilerin Küba’ya gitmelerine izin vermişlerdi.
Edelstam, cuntanın teröründen kurtulmak için İsveç Büyükelçiliği’ne başvuran devrimcileri büyükelçlikte korumaya almış, bini aşkın kişinin İsveç ve diğer Avrupa ülkelerine gitmelerini sağlamıştı. Bu çabalarından dolayı darbeden 3 ay sonra faşist cunta tarafından “İstenmeyen adam” ilan edilerek sınırdışı edilmişti.
İsveç’e döndüğünde Stockholm’un Arlanda Havaalanı’nda Şilili mülteciler ve İsveç halkı tarafından bir kahraman gibi karşılanan Edelstam, “Çok ileri gittiği” gerekçesiyle İsveçli yetkililer tarafından dışlanmış ve bir nevi kızağa alınmıştı.
İsveçli Yönetmen Ulf Hultberg, Edelstam’ın yaşamını ve Şili’de cuntaya karşı verdiği mücadeleyi “Siyah Lale” filmiyle beyaz perdeye yansıtmıştı.
2012 yılında kurulan ‘Harald Edelstam Vakfı’ her yıl insan hakları mücadelesi veren bir kişiye ‘Edelstam Ödülü’ veriyor. 25 bin dolar tutarındaki ödül geçtiğimiz yıl halen cezaevinde tutulan İranlı öğrenci lideri Bahareh Hedayat’e verilmişti.
Edelstam Ödülü’nü veren juri heyetinde Barış Ödülü sahibi İranlı Avukat Şirin Ebadi, Birleşmiş Milletler eski İnsan Hakları Komiseri Louise Arbour, Mozambik eski Başbakanı Pascoal Mocumbi ve Pinochet aleyhinde Ispanya’da dava açan Ispanyol Hakim Baltazar Garzon gibi tanınmış isimler yer alıyor.