Son Dakika: Önder Apo Kurban Bayramı'nı kutladı

Efrîn’de ne umdular, ne buldular?

Rusya’nın izlediği tehlikeli, RTE ve ordusunu tahrik etme yönünden yaptığı açıklamalara bakılırsa, bölgesel bir savaşa doğru gidildiğini söylemek mümkündür.

Türk işgal ordusunun Efrîn'i işgal etmek için başlattığı saldırılar birinci haftasını geride bıraktı. Vahşi saldırılarla ne umulduğu ancak ne ortaya çıktığı, ayrıca Efrîn’in dünya, bölge ve Güney Kürdistan’da nasıl bir ruh yarattığına bakmak gerekir. Yaratılan ruhun Rojava, Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu olarak bedenleşmesinin yarattığı umut birleştiriyor, giderek Kürt birliğine doğru ilerliyor.

NE UMUYORLARDI?

RTE son iki yıldır Efrîn’e saldırı başlatmak için hazırlık yapıyordu. Kütahya, Bolu, Manisa, İstanbul başta olmak üzere birçok ildeki askeri güçleri Efrîn'e sınır olan Kilis ve Hatay’a kaydırarak yığınak yaptı. Bununla birlikte DAİŞ, Nusra, Müslüman Kardeşler'in gruplarından devşirdiği ve Türkiye’nin birçok yerinde kendilerine kamplar kurduğu binlerce çeteyi Kilis, Hatay, İslahiye gibi yerlere kaydırarak konuşlandırdı. Bunun yanı sıra kendilerinin ürettiği ve saldırının başladığı günden itibaren reklamlarını yaptıkları yeni teknolojik silahlar, Almanya ve diğer ülkelerden alınan tank, 'fırtına topları' dedikleri toplar, obüs ve daha bilinmeyen silahlarla adeta sınırda bir askeri donanım ve güç yığınağı yaptı. Hazırlıklardan ötürü durmadan 'Üç saatte Efrîn'in ortasına kadar gideceğiz, Efrîn'i başlarına yıkacağız’ tehditlerini yapıyordu. RTE yaptığı hazırlıkla üç saat yada en fazla iki gün içinde Efrîn'in içine gireceklerini umuyordu. Bunun için kamuoyu ve kendisine göre dizayn ettiği tüm siyasi parti, örgütler ile toplumu da hazırlayıp arkasına almıştı. Bunun için ABD ve en son kapısını çaldığı Rusya ve İran ile de işgal için anlaşmanın yollarını her türlü tavizi vererek aradı.

Rusya baştan beri, 2016 yılından bu yana da belirgin bir şekilde Türk sopası ile Kürtleri kendi politikalarına çekme, Rejim ile anlaşmaya zorlama politikalarını izledi. En son RTE’nin dayatması, Rusya’nın da Kürtlerin dayanamayacağı, kısa sürede politikalarına teslim olacağını hesaplayarak Efrîn’i işgal için hava yolunu açtı. Rusya da tıpkı RTE gibi Efrîn iki gün bile dayanamadan kapısına gidip yalvaracağı hesaplarını yaparak, 'Türkiye ile ulusal çıkarlarımız gereği' diyerek, ilkesizce davranarak RTE’nin barbarca saldırılarla Efrîn’i işgal etmesi; savaş uçakları ile saldırması için hava yolunu açtı.

RTE, 19 Ocak’ta uzun süredir beslediği, kamplarda eğittiği çetelerini otobüslere bindirerek, Efrîn saldırılarını başlatmak için ellerine Türk bayrağını vererek Ezaz'a gönderdi. 20 Ocak’ta Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin 72. yıl dönümünde 72 savaş uçağıyla Efrîn'e saldırılar başlattı. Efrîn halkı ve savunma güçleri RTE’nin başlattığı işgal saldırılarına karşı büyük, destansı bir direniş gösterdi. RTE ve Rusya’nın iki gün içinde işgal güçleri ve besleyip büyüttükleri, kamplar açarak eğittikleri çetelerle bırakalım Efrîn'in içine girmeyi, sınırı bile aşamayarak umduklarını yerine getiremedi. Direniş, işgalci güçlerin sınırı bile aşamamaları, Rusya’yı yeni bazı arayışlar içine sürükledi. Rusya RTE işgalci güçlerinin başlattığı saldırılar karşısında Efrîn halkı ve savunma güçlerinin direnmeyerek ilk iki yada üç gün içinde kendisine giderek Rejim ile anlaşmaları için arabuluculuk yapmalarını bekliyordu. Ama direniş, işgalcileri Efrîn’e yanaştırmayarak halay kırıklığına uğrattı. Rusya direnişi görünce diplomatik ve askeri uzman adıyla bazı kaynaklardan bu durumdan çıkmak için açıklamalar yaptırdı. Açıklamalardan birinde, 'belirlenen süre içinde Türkiye istenen gelişmeyi kaydetmezse, ateşkes ve uzlaşma için Rusya arabulucu olacak' deniyordu. İşgalden harekât olarak söz edilen diğer bir açıklama ise 'uzun sürmesi durumunda ABD, YPG’ye daha fazla ve ağır silahlar verecek, onun için kısa sürede bitmesi gerekir' mealindeydi. Bu aslında Rusya’nın gösterilen direnişten ötürü yeniden siyaset yapma arayışıydı. Bundan dolayı Rusya direnişi görünce üçüncü günden sonra kimi aracılarla Rojava yönetiminden bazı temsilcilerle görüşmenin yollarını aradı. Adı bende mahfuz aracı, Rusya’nın bu görüşme için ısrar ettiği bilgisini verdi. Normalde Rusya Türkiye’nin Efrîn'i işgal etmesine onay vermişti. Ama hesapları tutmayınca bir kez daha Rojava yöneticilerinin ayağına gitmek zorunda kaldı. Bu görüşme geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Ancak görüşmede nelerin konuşulduğu henüz bilinmiyor. Ancak görüşmeden sonra Rusya bir yandan Türkiye’nin saldırılarını sınırlandırması, uzun tutmaması yönünde açıklamalar yaparken, öte yandan askeri uzman kaynaklar adıyla, 'Türkiye ordusunun savaş gücü, performansı düşük' vb. gibi açıklamalarla RTE’nin daha fazla saldırganlaşması için tahrik etmeye devam ediyor.

ULUSLARARASI KRİZİ AÇIĞA ÇIKARDI

RTE Efrîn'e yönelik başlatılan işgal girişimi saldırılarını sürdürürken, Rusya’dan aldığını düşündüğü destekle yaptığı açıklamalarda, gerçek amacını da dile getiriyordu. Amacını, 'Efrîn'den başlayıp Minbic ve Kuzey Irak’a kadar bu harekat devam eder' şeklinde hiç çekinmeden dillendiriyordu. RTE’nin bu açıklamaları sadece bir seçim propagandası ve iç politikaya hitap değildi. Rusya’ya dayanarak bilinçaltındaki gerçek Kürt politikasını konuşturuyordu. RTE’nin bu açıklamaları Rusya’dan icazet alarak başlattığı Efrîn'i işgal saldırılarının hedef ve kapsamını dışa vurunca, başta Efrîn için ses çıkarmayan, itidal çağrısını aşmayan ABD tepkisi giderek sertleşti. Zira RTE’nin açıkladığı amaç ve hedefi, ABD’nin 1990 yılında başlayan Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra Suriye ve Irak üzerine kurduğu ve yüz yılın stratejisi olarak kabul edilen BOB projesi için bugüne kadar yaptıklarının hepsinin boşa çıkarılması demekti. O yüzden ABD’den, Efrîn için ‘orada DAİŞ yoktu, Efrîn göreceli olarak diğer bölgelere göre oldukça istikrarlı bir yerdi, ama şimdi istikrarsızlaştırıldı, güçlerimizin karşı karşıya gelmemesini umuyoruz' açıklamalar gelmeye başladı. En son geçtiğimiz Çarşamba günü Trump ile RTE arasında yapılan telefon görüşmesi ve ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu arasında yapılan görüşmelerin, Çavuşoğlu tarafından yanlış bir şekilde kamuoyuna yansıtılması bardağı taşıran son damla oldu. ABD hem Tillerson hem de Beyaz Saray Sözcüsü üzerinden tutumunu çok daha sert bir şekilde yansıttı. Bunu 'söylenenlere kulak vermeleri gerekir, dinlemelerini umuyoruz' biçiminde bir ültimatom düzeyinde açıkladılar.

RTE’nin kişisel hırsı, diktatörlüğü ve Kürt kırımı için başlattığı Efrîn'i işgal saldırıları ABD, Rusya ve ülkeler arasında bölge politikalarından ötürü derinlerde yaşanan uluslararası krizi su yüzüne çıkardı. Zira Türkiye’nin işgal girişimine başta ses çıkarmayan Almanya, Fransa, AB Konseyi Dönem Başkanı sıfatıyla Bulgaristan Cumhuraşkanı Rumen Dadev ve Avusturya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden tepkiler gelmeye başladı. Almanya Leopard tanklarını modernizasyonu ihalesini durdurdu. Ayrıca NATO’ya Efrîn gündemi ile toplanma çağrısını yaptı. Fransa Dışişleri Bakanı saldırıların ikinci gününde BM’yi acil Efrîn gündemi ile toplanması çağrısını yaptı. Daha sonra böyle bir çağrı yapılmadığı ancak yapılacak toplantıda Efrîn'in görüşülmesini istediği yönünde ilk yapılan açıklama revize edildi. Ancak yapılan BM toplantısında Türk ordusunun Efrîn'i işgal etmek için başlattığı saldırılarda sivillerin öldürüldüğü açıklaması yapıldı.

ÇAĞIN DİRENİŞİ BELİRLEYİCİ OLDU

Rusya, ABD, Türkiye, AB ülkeleri arasında bölge ve özellikle de Suriye politikalarında yaşanan kriz birçok boyutuyla açığa çıktı. Efrîn'de NATO’nun ikinci, dünyanın dördüncü büyük ordusu olan Türk ordusunun, önüne binlerce DAİŞ, Nusra, Müslüman Kardeşler gruplarının kalıntılarını katarak, savaş uçakları ve son teknolojik silahlarla saldırılarına karşı Efrîn halkı ve savunma güçlerinin gösterdiği direniş de açığa çıktı. Direniş gösterilmeyip, RTE'nin söylediği gibi hedefe ulaşsalardı, bölgede Rusya-Türkiye ittifakı ile yeni bir süreç başlayacaktı. Bu süreç elbette en başta Kürtlere ve diğer tüm ezilen, sömürülen halklar, uluslar, özgürlük isteyen kesimlere kaybettirirdi. Efrîn'de gösterilen ve adına 'Çağın Direnişi' denilen direnişle Türkiye ve Rusya arasında yapılan ittifakla plan boşa çıkarıldı. Ancak ABD ile Rusya ve ABD-Türkiye arasındaki gerginlik giderek daha fazla tırmanıyor. RTE’nin atacağı adımlara göre bu gerginliğin uluslararası savaşa bile dönüşme ihtimali fazlasıyla var. Zira Türkiye’nin Kürtleri imha etmek amacıyla Rusya ile içine girdiği ittifakla Rusya başta Suriye olmak üzere Irak ve diğer bölgelerde etkinliğini arttırmak isterken, bu, ABD’nin etkinliğinin kırılması demektir. ABD'nin, son 30 yıldır yatırım yaptığı, binlerce askerini feda ettiği yüz yılın projesinin RTE tarafından boşa çıkarılmasına göz yumması biraz zor görünüyor. O yüzden Türkiye’nin Efrîn saldırılarının devam etmesi, bu saldırılarda karşılaştığı direnişle gelişme kaydetmemesinden ötürü Rusya tarafından Minbic ve diğer alanlara saldırılarının kaydırılması uluslararası güçlerin içinde olduğu bölgesel savaşın başlaması demektir. Bu savaşın başlaması durumunda ise büyük güçlerin bir araya gelmesi her zaman için büyük ihtimal. Bu durumda kaybeden, bu savaşa neden olan Türkiye gibi ülkeler olacak. Tarih boyunca hep böyle olmuştur.

Şimdiden bölgede bir uluslararası savaşa doğru mu gidiliyor, yoksa RTE’nin Efrîn'e yönelik saldırıları durdurularak önüne mi geçilecek, belli değil. Rusya’nın izlediği tehlikeli, RTE ve ordusunu tahrik etme yönünden yaptığı açıklamalara bakılırsa, bölgesel bir savaşa doğru gidildiğini söylemek mümkündür. Zira RTE de diğer tüm diktatörler gibi kaybedeceğini anlamış ve kaybederken herkese kaybettirme gibi bir politikayı izliyor. Ancak buna rağmen bazı güçlerin uluslararası güçlerin de içinde olduğu yeni bir bölgesel savaşa sürüklenmemesi için RTE’nin önünü almaya çalıştıkları yada çalışacaklarını söyleyebiliriz. Ancak bu durumda da RTE içeride kaybedeceğini bildiği için, başarmaları da biraz zor gibi görünüyor.