MAKALE

Efrîn insanlığın kurtuluş çağrısıdır

İnsanlık Efrîn şahsında kendine ait değerleri gördüğü için bu direnişe sahip çıkıyor. Kim bu değerlere destek verirse bu değerlerle buluşacak, bu değerlerin parçası olacaktır.

AKP-MHP faşizminin Efrîn işgali ve buna karşı gösterilen direniş halkların, toplumların, siyasi güçlerin ve devletlerin karakterini açığa çıkarmada büyük rol oynamaktadır. Daha şimdiden birçok gerçeklik ortaya çıkmıştır. 

Türkiye NATO ülkesidir ve Avrupa Konseyi üyesidir. Avrupa Birliği’ne aday ülkedir. Avrupa Birliği demokratik olduğunu iddia etmektedir. Çünkü yüzyıllar boyu verilen mücadeleler sonucu Avrupa’da bazı demokratik değerler benimsenmek zorunda kalınmıştır. Avrupa Birliği de bu değerler temelinde kurulduğunu ilan etmiştir. Tüm üye ülkelerin de bu ilkelere uymasını zorunlu görmektedir. Ancak AKP-MHP iktidarı görülmemiş bir faşizm uyguladığı halde gerekli açık tutum ortaya konulmuyor. Avrupa Parlamentosu’nda yüz milletvekili işgale karşı çıkıp Türk ordusunun geri çekilmesini istediği halde, Avrupa’nın siyasi iradesi olan kurumlar ve devletlerden yeterli ses çıkmıyor. 

Türkiye'de savaşa karşı çıkanlar tutuklanıyor, hain ve düşman ilan ediliyor, hedef gösteriliyor. Doktorlar, aydınlar, avukatlar savaşa karşı çıktıkları için toplumsal, siyasi ve hukuki olarak linç ediliyorlar. HDP ve DBP’ye yönelik uygulamalar ortadadır. HDP ve DBP, parti programında olan düşünceleri söyledikleri için baskı altına alınıyor, yönetici ve üyeleri tutuklanıyor. Böylece bu siyasi partiler fiili olarak kapatılmış oluyor. Zaten binlerce üyeleri ve yöneticileri tutukludur. Ancak Avrupa Birliği ve üye devletler dostlar bizi pazarda görsün misali açıklamalarla durumu geçiştiriyorlar. Böylece Avrupa Birliği’nin, demokratik değerlere sahip olduğu söylenen kurumların ilkesi olmadığı ya da ilkelerin çıkarlara feda edildiği açıkça görülüyor. 

Türkiye kendi içinde görülmedik ahlaki ve vicdani çürüme yaşıyor. Adaletsizlik ve eşitsizlik normalleşmiş bulunuyor. Türkiye bu karakteriyle kendisiyle birlikte Avrupa’yı da dünyayı da çürütüyor. Şu anda Türkiye'nin faşist uygulamalarına ve Efrîn işgaline açık tutum almayan Avrupa ve dünya da çürüyor, bitiyor. Bunu derken siyasi kurumları ve devletleri kastediyoruz. Kendilerini demokratik ve adil gösteren siyasi kurumlar ve devletler için söylüyoruz. Yoksa halklar ve toplumlar vicdanın, ahlakın, adaletin, eşitliğin ve insani değerlerin ölmediğini göstererek Efrîn işgaline karşı çıkıyorlar ve Çağın Direnişi’nin yanında yer alıyorlar. Halkların ve toplumların bu tutumu toplumsal değerlerin yok edilemeyeceğini gösteriyor. Binlerce yılda oluşmuş toplumsal vicdan, ahlak ve adaletin bitirilemeyeceği bir kez daha görülmüştür. Bu açıdan halkların, demokrasi güçlerinin, sosyalistlerin, kadın örgütlerinin, ekolojistlerin tepkileri ve tutumları dünya açısından umut veriyor. Halkların bu tutumu devletler ve devlet endeksli siyasi kurumların çürümüşlüğünü ve insanlık için gereksiz hale geldiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. 

Türkiye kendisiyle birlikte Avrupa’yı ve dünyayı bu kadar çürütecek, ahlak ve vicdanı yerlerde süründürecek ama buna karşı ciddi bir ses yükseltilmeyecek! Bu, Avrupa halklarının ve insanlığın layık olmadığı bir durumdur. Bu durum karşısında Türkiye’nin kendisiyle birlikte Avrupa’yı çürütmesine ve vicdansız hale getirmesine müsaade edilmemesi gerekiyor. Kuşkusuz Avrupa’nın demokratları, sosyalistleri, kadın hareketleri, ekolojik çevreler, devlet karşıtı anarşistler, sendikacılar, insan hakları örgütleri, basın kuruluşları Efrîn işgaline karşı çıkarak Avrupa’nın ve dünyanın tümden çürümesinin önüne geçmeye çalışıyorlar. Avrupa’nın ve üye devletlerinin onurunu az da olsa kurtarmaya çalışıyorlar. Ancak halkların ve demokrasi güçlerinin tutumu Avrupa’yı bu kirlilikten ve çürümüşlükten bütünüyle kurtaramaz. Avrupa dünyaya ahlaksızlığı, vicdansızlığı ve çürümüşlüğü dayatan AKP-MHP faşizmine karşı durarak kendi halklarına karşı suçlu olma durumundan kurtulmalıdır. Yoksa AKP-MHP faşizmine karşı bu tepkisizlik ve işgale açık karşı çıkmama yaşanılan çürümeyi günbegün derinleştirecektir. 

Efrîn Direnişi ve Kürt halkının hak, adalet, eşitlik ve vicdan savaşçılığı Avrupa’nın kendini bu durumdan kurtulması için de bir fırsat sunuyor. Avrupa Birliği AKP-MHP faşizmine ve Efrîn işgaline açık karşı çıkarsa, kaybettiği birçok moral değere kavuşacaktır. Avrupa yeniden kendine gelecektir. Uzun süredir aradığı moral değerlere sahip olunacak, kendine öz güveni artacak, toplumdan ve insanlıktan kopan çıkar dünyasından biraz uzaklaşarak hak, adalet, vicdan gibi ilkeler temelinde yeniden değerler etrafında bir araya gelmiş birlik olduğunu gösterecektir. Avrupa Birliği, Efrîn Direnişi’nin sunduğu bu fırsatı kaçırırsa tarihi bir hata yapmış olacak, sonraki pişmanlıklar fayda vermeyecektir. 

Dünyanın demokratları, sosyalistleri, kadınları, ekolojistleri, gençler ve halklar neden Efrîn Direnişi etrafında birleşiyor? Çünkü Efrîn Direnişi etrafında sahip çıktığı değerler ve amaçlar somut anlam kazanıyor. İnsanlık için yeni umut haline geliyor. Efrîn’de kadın özgürlükçü komünal demokratik bir yaşam filizleniyor. Efrîn’de devlet dışı örgütlü topluma dayalı demokratik konfederal toplumsal ve siyasal sistem var. Bu sistem doğrultusunda insanlığın, toplumculuğun tüm değerlerinin canlanması var. İnsanlık Efrîn şahsında kendine ait değerleri gördüğü için bu direnişe sahip çıkıyor. Kim bu değerlere destek verirse bu değerlerle buluşacak, bu değerlerin parçası olacak ve bu değerlerle kendini bulacaktır. 

Efrîn Direnişi her şeyi netleştiriyor ve herkese tutumunu ortaya koyma fırsatı veriyor. Efrîn’e destek olanlar, Efrîn’in canlandığı değerlerle bulaşanlar Efrînlilerden çok kendileri kazanacaktır. 

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA