‘Efrîn tüm Suriye halkı adına direniyor’
Hikmet Habip: Efrîn Direnişi halklarımızın bu özgür demokratik yaşam iradesi ve öz gücüyle gelişen bir direniş olduğundan dünyada eşi görülmemiş bir irade açığa çıkardı ve kesinlikle başarıya ulaşacak.
Hikmet Habip: Efrîn Direnişi halklarımızın bu özgür demokratik yaşam iradesi ve öz gücüyle gelişen bir direniş olduğundan dünyada eşi görülmemiş bir irade açığa çıkardı ve kesinlikle başarıya ulaşacak.
Demokratik Suriye Meclisi(MSD) Başkanlık Konseyi üyesi ve Arap Ulusal Konseyi Genel Sekreteri Hikmet Habib 44 gündür süren Efrîn işgal saldırılarını, hedeflerini ve Çağın Direnişi’ni ANF’ye değerlendirdi.
‘TÜRKİYE EFRİN’E KARŞI DA DAİŞ’İ KULLANIYOR’
Hikmet Habib, Türk devletinin Suriye’de yürüttüğü vekalet savaşının temel gücü olan DAIS’i bugünde Efrîn’e karşı kullanıldığına işaret ederek, “DAİŞ Türk hükümeti adına Suriye’de vekaleten savaşıyordu. Türk Devleti dünyanın tüm ülkelerinden gelen DAİŞ ve diğer terör örgütü üyelerini 910 km’lik sınır hattı üzerinden Suriye’ye geçiriyor ve onlara yardım ediyordu. DAİŞ yenilmez zannediliyordu.
Ancak Suriye Demokratik Güçleri ve YPG-YPJ güçleri terörü sözde başkenti Rakka’da yendi. Bu da Türk devletini rahatsız etti. Türkiye, Suriye’de hiçbir başarı elde edemedi. Bu yüzden Türk devleti DAİŞ’ten kaçan kesimleri diğer silahlı guruplara katıp Özgür Suriye Ordusu, Suriye Muhalefeti, Suriye Milli Ordusu gibi çeşitli isimler altında yeniden örgütledi. Şimdi bunlarla yani DAİŞ ve Nusra’yla birlikte Efrîn’e saldırıyor. Diğer yandan da trajikomik bir biçimde hem YPG’ye hem de DAİŞ’e karşı operasyon yaptığını iddia ediyor.’’
‘TÜRK DEVLETİ İŞGALCİ YPG İSE BU HALKIN ÇOCUKLARIDIR’
Türk devletinin Efrîn işgal saldırısıyla Efrîn’i ve İdlib’i Cerablus, Bab ve Ezaz gibi işgal etmek istediğine ama buna gerekçe yaratmak için YPG’yi “terörist” olarak lanse etmek istediğine dikkat çeken Hikmet Habib, “Erdoğan hükümeti Osmanlı imparatorluğu hayallerini canlandırmak istiyor. Bütün halkımıza diyoruz ki bu Türk projesi bir işgal projesidir ve bölgede güvenlik için tehdit oluşturuyor.
Efrîn’e yönelik saldırı Suriye’ye ve toprak bütünlüğüne saldırıdır. Hepimiz Türk planlarını ve Türk devletinin Cerablus, El Bab ve Ezaz’da olduğu gibi işgal ettiği bölgeden çekilmediğini iyi biliriz. Ayrıca İskenderun’da eski bir tecrübemiz var. Türk devletinin gözü Suriye topraklarında, bizim çocuklarımızdan oluşan YPG’nin varlığını da buna gerekçe yapmak istiyor.
Biz de Erdoğan’a ve herkese diyoruz ki, bu birlikler yurtsever birliklerdir ve Suriye halkının evlatları tarafından kuruldu. Suriye krizinin başlangıcından itibaren Suriye’yi korudu ve teröre karşı direndi. Ayrıca Türkiye sınırına bir kurşun bile atılmadı. Tam tersine Türk devleti terörü destekledi ve onun Suriye’ye geçmesini sağladı, binlerce DAİŞ ve diğer terörist gruplar Suriye’ye geçerken Türk devleti neredeydi? O zaman Türk ordusu ne yapıyordu? Bu iddialar gerçekçi değildir” diye konuştu.
RUSYA’NIN DA SESSİZ KALANLARIN DA KENDİ HESAPLARI VAR
Hikmet Habib, Türkiye ve Rusya arasında Suriye halklarına karşıt gerçekleştirilen ittifaka ve uluslararası devletlerin sessizliğine de değinerek, bu konuda şunları söyledi: “Şimdi Türkiye ve Rusya arasında ittifak söz konusudur ve bu ilişkiler çıkarlar üzerinde kuruldu. Rusya, Suriye halkıyla olan stratejik ilişkilerini görmezden geldi ve kendi çıkarlarına yöneldi. Aynı zamanda Türk devletini kendi çizgisine getirmek istedi ve onu NATO’dan uzaklaştırmak istedi.
Ayrıca bu saldırı uluslararası bir sessizlik eşliğinde gerçekleşiyor. Özellikle de uluslararası koalisyon sessiz kalıyor ki bunların da bu durumdan kendi çıkarları mevcut. Ancak Efrîn’de gösterilen büyük direniş bütün gizli hesapları açığa çıkardı. Efrîn’deki sivilleri ve altyapıyı hedef alan saldırganlığı herkese gösterdi.”
‘EFRİN DİRENİŞİ ŞİMDİDEN TÜM SURİYE HALKLARI İÇİN KAZANDI’
Şu anda Suriye’deki tüm halkların Efrîn Direnişi’nin desteklediğini ifade eden Hikmet Habib, “Özelde Kuzey Suriye ve Cizire bölgesinden olmak üzere Suriye’nin tüm kesimleri Efrîn Direnişi’yle dayanışmak için yollara düştü ve Efrîn’e gitti. Ayrıca bizim Suriye’nin iç bölgeleriyle de ilişkilerimiz var. Oradakilerde Efrîn Direnişi’ni takdirle izliyorlar. Bu direniş aynı zamanda Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için gerçekleştiriliyor. Efrîn bir Suriye şehridir. Efrîn halkı tüm Suriye Halkı adına direniyor. Halklarımız da bunun farkındadır.
Ayrıca bu direniş uluslararası beğeni de topluyor. Bakıyorsunuz uçak ve diğer silahlar hatta da kimyasal silah ve yasaklanan silahları bile kullanıyor. Ama basit silahlarla gerçekleştirilen bu muhteşem direniş karşısında Türk devleti çok ciddi zorlanıyor. O kadar uçak, top, asker ve çetesine rağmen bu hükümet oradaki direnen halkın inancını kırmadı ve halk oradan kaçmadı. Türk devleti ilk günden bugüne Efrîn’i şiddetli ve devamlı bir şekilde bombardımana tutuyor. Tabi bununla halkı ve direnenleri korkutmaya kaçırtmaya çalıştı. Ama onun tahminlerinin aksine büyük kahramanlıklar açığa çıktı. Avesta Xabur ve Barin Kobane oradaki direnişin sembolleri oldu. Bütün bu durumlar Efrîn Direnişi’ni Çağın Direnişi haline getirdi ki bu direniş siyasi dengeleri kısa bir zaman içerisine kesinlikle etkileyecek” dedi.
‘EFRİN DİRENİŞİ HALKLARIN ÖZGÜRLÜK UMUDU VE ÖZGÜCÜYLE GELİŞTİ’
Hikmet Habib, Efrîn Direnişi’nin halkların kendi rengiyle özgür demokratik yaşamı ve yönetimi, yine halkların kardeşliğine dayalı demokratik özerk yönetim, Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu etrafında birleşen halkların ve bunların savunma güçleri QSD ve YPG tarafından öz güçleriyle geliştirildiğini ifade ederek, “Bazı yayın organları bu projenin bir Kürt projesi olduğunu ifade ettiler. Bu yanlıştır. Doğrudur bu projenin öncülüğünü Suriyeli yurtsever Kürtler yaptılar. Ama onların projesi demokratik ve tüm Suriye için olan bir projeydi. Bu nedenle Suriye’deki tüm halklar bu projeyi benimsedi, sahiplendi ve bunun bir parçası oldu. Bu proje ulusal ve ulus devlete dayalı bir proje değildir.
Çünkü bunca zaman hüküm süren ulus devletin başarısız olduğu halkları ve inançları bir arada barış ve demokrasi içinde yaşatamadığı, büyük azaplara neden olduğu anlaşıldı. Ama bunun tam tersine demokratik federal bir devlet bütün Suriyelilerin faydasınadır. Şu ana kadar Kuzey Suriye’deki demokratik güçler olarak yaptığımız çalışmalar da bu temeldedir. Bu çalışmalarımızın, projelerimizin, yaşamımızın korumasını da YPG, YPJ, SDG yaptı. Uluslararası alanda bu temelde örgütler ve güçlerle görüşmelerimiz ve çalışmalarımız oluyor. Fakat esas olan kendi öz gücümüz, halkımızın ihtiyaçları ve demokrasi özlemi, yine savunma noktasında da SDG, YPG ve YPJ’nin görevini yerine getirmesidir. Efrîn Direnişi’de halklarımızın bu özgür demokratik yaşam iradesi ve öz gücüyle gelişen bir direniş olduğundan dünyada eşi görülmemiş bir irade açığa çıkardı ve kesinlikle başarıya ulaşacak.
‘FEDERAL DEMOKRATİK BİR SURİYE İNŞA EDECEĞİZ’
Hikmet Habip, Suriye halkının bütün kesimlerine sesleniyorum: Kuzey Suriye’de yurtsever demokratik bir projenin tüm saldırılara karşı yaşam bulduğunu bir kez daha kendilerine duyurmak istiyorum. Bu proje çözüm için uygun bir yoldur ayrıca bütün kesimleri özellikle de Arap halkını bu projeyi ve Çağın Direnişini desteklemeye çağırıyorum. Biz demokratik projemizi inşa etmesine devam edeceğiz ve Çağın Direnişi başaracak ve federal demokratik bir Suriye bütün Suriyeliler için inşa edeceğiz.