Ege'de açlık grevindeki tutsaklara yönelik ihlaller arttı

İnsan hakları ve hukuk örgütleri, Ege Bölgesi’ndeki tutsakların açlık grevlerine ilişkin raporlarını açıkladı. Toplantıda, tecridin hemen kalkması gerektiği belirtildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER) İzmir şubeleri, Ege Bölgesi’ndeki cezaevlerinde süren açlık grevi eylemlerine ilişkin 3 aylık raporlarını açıkladı. 

Hazırlanan rapor, dernek binasında düzenlenen basın toplantısıyla İHD Şube Başkanı Av. Zafer İncin tarafından paylaşıldı. 

'EYLEMİ BIRAKSALAR BİLE CİDDİ SAĞLIK SORUNLARI OLACAK'

İncin, DTK Eşbaşkanı ve HDP Milletvekili Leyla Güven’in, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı açlık grevi eyleminin 159’uncu gününde olduğunu hatırlattı. 9 Nisan itibarıyla Ege Bölgesi’nde yer alan 14 cezaevindeki tutsaklarla avukat görüşmeleri gerçekleştirildiklerini belirten Av. İncin, bu cezaevlerinde kalan toplam 437 tutsak ve hükümlünün süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu paylaştı.

Açlık grevindeki tutsakların kritik eşiğe dayanmaları nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadıklarını söyleyen Av. İncin, açlık grevi eylemcilerinin talepleri şu aşamada kabul edilip, eylemi bırakmaları halinde dahi ciddi sağlık sorunları yaşamak zorunda kalacaklarını vurguladı.

Av. İncin, hükümetin hukuksuz uygulamalarla hak ihlallerine devam ettiğini söyledi. 

'HEYETLER CEZAEVLERİNE GİRMELİ'

Özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm tutsakların ağır infaz koşulları ile tecrit altında tutulduğunu söyleyen Av. İncin, bu kişilerin aile ve yakınlarıyla görüşlerinin, havalandırma saatlerini ve diğer tutsaklarla bir araya gelme haklarının kısıtlandığını kaydetti. Av. İncin, “Özgürlüğün kısıtlanması insan haklarının ihlal edilmesini ortaya çıkardığı için cezaevlerinin dış dünyaya ve bağımsız heyetlere incelemeye açılması gerekmektedir. Açlık grevi sürecinde İnsan Hakları Derneği’nin, Türk Tabipler Birliği’nin, avukatların da içinde bulunduğu Bağımsız İzleme Heyetleri’nin cezaevlerine girişi Adalet Bakanlığı tarafından kabul edilmelidir” dedi. 

‘İMRALI'DAKİ TECRİT HEMEN KALKMALI'

8 tutsağın fedai eylemine de dikkat çeken Av. İncin, "Bu kişilerin cenazeleri aileleri ve yakınlarından kaçırılarak defin hakları engellenmiştir. Diğer tutukluların hayatlarını kaybetmeden Adalet Bakanlığı'nın bir an önce,  5275 sayılı Kanuna, infaz tüzüğü ile yönetmeliğine açıkça aykırı olan İmralı hapishanesindeki tecridi kaldırmalı ve tutuklulara hakları kullandırılmalıdır" diye kaydetti.

KHK ile Kapatılan ÇHD Avukatı Erdoğan Akdoğdu ise, açlık grevindeki tutsakların ses, koku ve işitme konusunda zorluk yaşamaya başladığını söyledi.

Kırıklar 1 ve 2 Nolu F Tipi kapalı cezaevlerinde sevkler yapılırken, yine birçok cezaevinde müvekkilleri ile yaptıkları görüşmeler sırasında kamera ile kayıt altına alındıklarını söyleyen Av. Akdoğdu, “Bu özellikle OHAL sürecinde cezaevlerinde denenmişti. Bu tutum tutuklulara yönelik tacizlerden bir tanesidir. Avukatların açlık grevindeki müvekkilleri ile görüştürülmemesi savunma hakkının ihlalidir. Sağlıkları ile ilgili taleplerinin dışarıya iletilmesinin önüne geçilmek amacıyla böyle tacizler ve baskılar başladı” dedi.

‘ADALET BAKANLIĞI VE HÜKÜMET SORUMLU’

Av. Fatma Demirer ise tutsakların açlık grevini bırakmaları konusunda idaresinin baskısına maruz kaldıklarını aktardıklarını paylaştı.

Eylemi bırakmadıkları takdirde ise ilerleyen süreçte zorla müdahale edileceği yönünde tehditlerde bulunulduğunu belirten Demirer, “Tutuklulara dönük bütün hak ihlalleri ve sağlık sorunlarından Adalet Bakanlığı, yani Türkiye Cumhuriyeti hükümeti sorumludur” dedi.