'Eli ve ağzı kanlı olan katilleri cezalandırıncaya kadar...'
'Eli ve ağzı kanlı olan katilleri cezalandırıncaya kadar...'
'Eli ve ağzı kanlı olan katilleri cezalandırıncaya kadar...'
Kayıplar mücadelesinin simge isimleri Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç, yüzlerce kişi tarafından anıldı. Kayıplardan sorumlu olanların halen devletin önemli mercilerinde görev yaptığını hatırlatan kayıp yakınları, "Demirel, Çiller, Ağar, eli ve ağzı kanlı olanlar cezalandırıncaya kadar" mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.
Gözaltında kayıplara karşı mücadelenin simge isimleri Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç bugün Gazi Mahallesi'nde anıldı. 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası dolayısıyla Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Komite (ICAD) ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP)'nin çağrısıyla yüzlerce kişi Gazi Cemevi'nin önünde toplandı.
Gazi Mezarlığı'na yapılan yürüyüş için oluşturulan kortejlerin en önünde Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak ile kardeşleri Maside, Ali ve Hüsniye Ocak, Rıdvan Karakoç'un ağabeyi Hasan Karakoç, Müslim Akyol'un annesi Elif Akyol, Yılmaz Selçuk'un annesi Şehriban Selçuk, Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, Metin Göktepe'nin ablası Meryem Göktepe ile Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini Canan Kaftancıoğlu'nun aralarında olduğu aileler, ellerinde kayıpların fotoğrafları ile yürüdü. Ayrıca, BDP, Partizan, ÇHD üyeleri de anmaya katıldı.
ICAD "Kayıpları durdurun", ESP "Gözaltında kayıpların sorumlusu Ağar, Çiller, Demirel çetesi yargılansın" yazılı pankart açtı. Kırmızı tişörtler giyen gençlerin oluşturduğu kortejde ise üzerinde Hasan Ocak, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Talat Türkoğlu, Maksut Tepeli, Neslihan Uslu, Yılmaz Selçuk da aralarında öldürülen ve kaybedilen devrimcilerin fotoğraflarının olduğu kızıl bayraklar taşındı. Ayrıca SGD, KA"Şan olsun Gazi komutanı Hasan'a, devrim savaşçısı Yılmaz" yazılı pankartı yürüyüş güzergahı üzerindeki binaya astı.
Yürüyüş boyunca, "Hasan Ocak yaşıyor, komutana bin selam", "Rıdvan Karakoç ölümsüzdür", "Katil devlet hesap verecek", "Hasan Ocak ölümsüzdür", "Anaların öfkesi katilleri boğacak", "Hasan Ocak yaşıyor komünistler savaşıyor", "Kaybedenler kaybedecek", "Hasan'dan Yılmaz'a sürüyor sürecek mücadelemiz", "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Şehid namırın" (Şehitler ölmez) sloganları atıldı.
İlk olarak Hasan Ocak'ın Gazi Mezarlığı'ndaki mezarı başında anma yapıldı. Oğlunun mezarına ulaşan Emine Ocak, 18 yıldır dindiremediği acısını ağıtlarına döktü. Mezar taşını öpen, Zazaca ağıt yakan Emine Ocak, ayakta durmakta zorlandı.
'KATİLLER HALA DEVLETİN ÖNEMLİ YERLERİNDE GÖREVLİ'
Hasan Ocak'ın mezarı başında saygı duruşunun ardından Ocak Ailesi adına Ali Ocak konuştu. Kardeşi katledildiği günden beri katillerinden hesap sormak için mücade ettiklerini söyleyen Ali Ocak, Edirne'den Roboskî'ye bu coğrafyada halkların büyük acılar çektiğini kaydetti.
Hasan Ocak, Rıdvan Karakoç ve diğer tüm kayıpların faillerinin hala yargılanmadığını ve cezalandırılmadığını hatırlatan Ali Ocak, "Kayıplarımızın failleri sadece dünün katilleri değil, bu suça bugünkü hükümette ortaktır" dedi.
"Muammer Güler, Cemil Çiçek ve Abdülkadir Aksu da dünde bu çetelerin içerisindeydi, halen de devletin önemli makamlarında görevdeler" diyen Ocak, "Hesap soruyoruz, sormaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
'DEVLET KATİL DEĞİL, SERİ KATİL'
Toplumsal Bellek Platformu adına konuşan Ümit Kaftancıoğlu'nun gelini Canan Kaftancıoğlu, Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç için "Onlar insanlığın dostlarıydı, böyle oldukları için öldürüldüler" dedi.
Kaftancıoğlu, "Bu topraklarda faili meçhul bırakılmış cinayetler aydınlatıncaya kadar, buradan Roboskî'ye kadar sözümüzü söylemeye devam edeceğiz" diye belirtti.
Kaftancıoğlu, "Bize devlet katil demeyin diyorlar" dedi ve ekledi; "Evet devlet katil değil, seri katil. Kaybedilen, katledilen canlarımızın faillerini bulmak, ideallerini yaşatmak için eskiden 'Savaşa savaşa kazanacağız' diyorduk, şimdi 'Birleşe birleşe kazanacağız' diyoruz. İnsanda tükenen son şey umuttur. Umudumuzu yitirmeyeceğiz."
'BAYRAKLARINI YERE, KAVGALARINI GERİYE DÜŞÜRMEYECEĞİZ'
Kaftancıoğlu'nun ardından Ezilenlerin Sosyalist Partisi İl Yöneticisi Beycan Taşkıran konuştu. 18 Mayıs'ın İbrahim Kaypakkaya'nın işkencede öldürülüşünün yıldönümü olduğunu hatırlatan Taşkıran, dün yapılan anmalara polisin saldırdığını anımsatırken, "Faşist devlet değerlerimizi sahiplenmemizi, büyütmemize, genç kuşaklara taşımamaza gazlarıyla engel olacağını sanıyor. Ama yanılıyor" ifadelerini kullandı.
Taşkıran, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kaypakkaya, sosyalizm ve komünizm mücadelesinde yaşamını yitiren yoldaşlarımızın, siper yoldaşlarımızın bize bıraktığı gelenek ser verip sır vermeme, onurumuzu teslim etmeme geleneğidir. İşte Yılmaz, Yasemin bu kuşaklardan birer devrimciydi. Hasan Ocak onların yoldaşıydı. Rıdvan Karakoçlardan, Mazlum Doğanlara, Haki Karerlerden devraldığımız mirası sürdüreceğiz."
Kayıplara karşı mücadelenin Latin Amerika'da Perşembe Anneleri ile başladığını Türkiye'de ise Cumartesi Anneleri'nin mücadelesi ile sürdüğünü kaydeden Taşkıran, "Faşizmin kayıplar politikasına karşı, insanlığın kardeş olduğu, özgürce yaşayacağı bir dünya için" mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
"Demokrasi" söylemlerini dilinden düşürmeyen devletin 1 Mayıs meydanlarını emekçilere yasaklamak istediğini kaydeden Taşkıran Hasan Ocak, Yılmaz Selçuk ve Rıdvan Karakoç'un mezarlarını gösterdi ve devam etti: "Onların demokrasiden anladıklarını biz çok iyi biliyoruz. Bu mezarlar onların demokrasi anlayışlarının sonuçlarıdır. Bu mezarları azaltacağız, çiçek bahçelerini, özgürlük bahçelerini çoğaltacağız. Yasemin'e, Hasan Ocak'a yoldaş olmak onların izinden gitmek, onlara yakışır yaşamak demektir. Sadece sözüyle değil, eylemiyle gereğini yapmak demektir."
ESP olarak bu eylemin sözcüsü ve öncüsü olduklarını ifade eden Taşkıran, "Şan olsun devrim şehitlerine. Bayraklarını yere düşürmeyeceğiz, kavgalarını asla geriye düşürmeyeceğiz. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız" diyerek sözlerini noktaladı.
'ELİ VE AĞZI KANLI KATİLLERİ CEZALANDIRINCAYA KADAR'
Hasan Ocak'ın ardından "Şehid namırın", "Rıdvan Karakoç ölümsüzdür" sloganları ile Rıdvan Karakoç'un mezarı başına yüründü. Saygı duruşunun ardından Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç, konuşma yaptı. "18 yıl önce bugün olduğu gibi Hasan ve Rıdvan'a kavgalarını sürdüreceğimiz, ideallerini yaşatacağımız sözünü vermiştik. İşte buradayız" dedi.
Türkiye ve Kürt illerinde özellikle '90'lı yıllarda kaybetme saldırısının yoğun olarak yaşandığını söyleyen Hasan Karakoç, binlerce kişinin gözaltına alınarak katledildiğini, asit kuyuları ya da kalorifer kazanlarında yakıldığını hatırlattı. Devletin, devrimcileri öldürerek, halka unutturmak istediğini söyleyen Karakoç, "Ama yapamadı, başaramadı. Onların resimleri, anıları meydanlarda. Onlar da bizimle beraber alanlarda" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Kırbayır'a oğlunun gözaltında öldürüldüğünü itiraf etmek zorunda kaldığını hatırlatan Hasan Karakoç, "Bir çok kaybın failini ortaya çıkardık. And içiyoruz ki, hepinizin katillerini bulup, hak ettiği cezayı verip cezaevine konulmasını sağlayana kadar mücadele edeceğiz. Demirel'i, Çiller'i, Ağar'ı eli ve ağzı kanlı katilleri yargılayana kadar susmayacağız" şeklinde konuştu.