Emekçi: Nöbet eylemiyle Kürtlerin haklılığını gördüler

Emekçi: Nöbet eylemiyle Kürtlerin haklılığını gördüler

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için Avrupa Konseyi (AK) önünde 25 Haziran 2012’de başlatılan özgürlük nöbeti aralıksız devam ediyor. Geçtiğimiz gün 1,5 yılını dolduran eylem ile her gün onlarca kişiyle diyaloglar geliştiriliyor ve Kürt sorununun çözümündeki rolü artık tüm dünyada kabul gören Öcalan’ın düşünceleri tanıtılıyor.

Nöbet eylemi ile yüzbinlerce Avrupalı Kürt sorunu ve Öcalan hakkında bilgi sahip olurken, Kürtlere ve mücadelelerine yönelik algılar da yıkılıyor.

Nöbet eylemin geldiği aşamayı, bugüne kadar alınan sonuçları ve bundan sonraki döneme ilişkin beklentileri Öcalan’a Özgürlük Komitesi üyesi  Munzur Emekçi ile konuştuk.

Öcalan’a Özgürlük Nöbeti 1,5 yılını doldurdu. Bu süre içerisinde ulaştığınız sonuçlar ve geldiğiniz aşama nedir?

25 Haziran 2012’de Avrupa Konseyi (AK) önünde başlattığımız Öcalan’a Özgürlük Nöbeti 1,5 yılını geride bıraktı. Öncelikle, 79 haftadır Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için nöbet eylemine katılan tüm yurtseverlerimize, dostlara ve kurumlara Öcalan’a Özgürlük Komitesi adına teşekkür ediyorum.

Bu süre içinde haftalık olarak tutulan nöbetlere 79 grup içinde 316 kişi katıldı. Aynı süre zarfında eylemin amacını anlatan ‘Niçin nöbetteyiz’ başlıklı 140 bin bildiri, Öcalan’ın biyografisinden ise 24 bin 800 adet dağıtıldı. Bunlar sırasıyla 9 bin 400 adet Fransızca, 9 bin 400 adet İngilizce ve 6 bin adet Almanca olarak dağıtıldı.

Nöbet eylemi boyunca çevreden geçen Avrupalılarla diyalog kurma ve sohbet etme imkanımız oldu ve bunları da gün gün, hafta hafta not ettik. Şimdiye kadar 31 bin 500’e yakın kişi ile birebir sohbet etme imkanı bulduk. Tüm bu süre içerisinde de 13 bin 900 imza toplandı.

1,5 yıllık sürede aralarında basın kuruluşları, senatörler, milletvekilleri ve Avrupa Birliği vb kurumların da olduğu 500 kuruma özel dosyalar sunduk.

2013 yılı içerisinde eylemle ilgili haber ve röportaj yapmak amacıyla France3, Alsace TV televizyonları ile 20Minutes gazeteleri ilgi gösterdi. Bunlar bizzat eylemcilerle ve bizlerle görüşerek nöbet eylemini haberleştirdiler.

Nöbet eyleminin yapıldığı alan Robertsau semtinde. Ve artık bu semtte yaşayan ve ulaşamadığımız insan sayısı çok az. Yine, buradaki AK, İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa Parlamentosu (AP) çalışanlarına da bu vesileyle ulaşmış olduk.

Avrupa’daki Kürt kurum ve partilerinden temsilciler ve kimi Avrupalılardan da nöbet eylemine katılanlar olmuştu, öyle değil mi?

Evet. Şimdiye kadar Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu (Kon-Kurd), Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (Yek-Kom), Kürt Alevi, İslami ve Ezidi birlikleri, Demokratik Birlik Partisi (PYD), Kürdistan Demokratik Yaşam Partisi (PJAK) üyeleri, Barış Anaları, Avrupa’da yaşayan gaziler, sanatçılar ve basın emekçileri de bizzat katıldılar eylemimize.

Nöbet eylemine Fransız Kürt Dostluk Derneği, Sol Cephe (FG) üyesi bir oluşum olan Alsace Komünistler Birliği (CCA) ile Hollandalı dostlarımız da katılarak destek verdiler.

Tüm bu ilgiden de anlaşılacağı üzere Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir halk önderi konumuna geldiği, felsefik ve ideolojik belirlemesi ile Ortadoğu ve Avrupa halkları tarafından da kabul gördüğü bir gerçekliktir.

Bu eylemin muhattabı olan kesimler kimlerdir? Beklentileriniz ne yönlü?

Ortadoğu’daki gelişmeler belirsiz bir sürecin başlangıcı olsa da, Sayın Öcalan’ın önderliğindeki halkların üçüncü bir yol önerisi ile bu coğrafyada birlikte, özgürce ve barış içinde yaşamanın koşullarını da yaratmıştır. Bu anlamıyla başta AK, İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa Parlamentosu olmak üzere Avrupa kurumları muhattaptılar ve üzerlerine düşen sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Uzun süredir tecrit altında bulunan Sayın Öcalan’ın AİHM’de devam eden dosyalarının gündemleştirilip, üzerindeki tecridi de kaldırıp özgürlüğüne kavuşması için gerekli rolünü de oynamalıdır. Bu nedenledir ki, Kürtler 25 Haziran 2012’de böyle bir eylemi başlatmışlardır.

Şunu da belirtmekte fayda var; Türk devleti bütün hastalıklara açık bir hale gelmiştir. Sayın Erdoğan halkların kardeşliğinden bahsediyorsa, onun hayalini kurmak yerine pratiğinde somut adımlar atmalıdır. Türkiye tarafı, “Allaha şükür, bir yıldır cenazeler gelmiyor” diyor. Ama onlar da biliyorlar ki, bu Sayın Öcalan’ın birinci derecede atmış olduğu adım ve tek taraflı olarak yürütmüş olduğu barış çabası sayesindedir.  Nöbet eylemine katılan bunca Kürdistanlılar, dostları ve kurumlar Sayın Öcalan’ı ‘barış ve savaş teminatı’ olarak görüyorsa, AKP hükümeti de bu gerçeği görmelidir.

Nöbet eylemini AK, AİHM, CPT ve AP gibi kurumların da olduğu bir semtte düzenliyorsunuz. Muhtemelen de buralardaki yetkili kişilerle de karşılaşıyorsunuz. Sizce bu kesimlerin bugün gelinen aşamadaki bakış açıları nedir?

1,5 yıldır gelinen aşamada nöbet eyleminin ortaya çıkardığı bir gerçek de var. Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Amerika’ya bütün halklara Öcalan’ın taşırılmasında, Kürt halkının da önderlerine ne kadar bağlı olduğunu ve davalarındaki haklılığını kanıtladı.

Bu süre içerisinde kendi ismini vermek istemeyen birçok ülke heyetleri ile diyaloğumuz oldu. Avrupa kurumları da dahil, hiçbir ülke heyeti ne Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu durumu kabul ediyor ne de Kürtlerin kimliksiz halini.

Buradaki Avrupalı kurumlarının hepsi de şu gerçeği gördüler ki, Kürtleri ve Sayın Öcalan’ı ‘marjinal’ göstererek, terörist ilan ederek geri adım attıramayacaklar. Bütün olumsuz hava şartları ve daha bir çok zor koşullara rağmen, kimi zaman eksi derecelerde, yağmurda ve sıcakta, 18’den 75 yaşına kadar her kesimden insanların fedakarca böyle bir eylemi yürütmesinin küçümsenemeyecek bir olgu olduğunu gördüler.

Eylem boyunca 31 bin 500 kişiyle birebir diyalog kurulduğunu söylemiştiniz. Genel olarak nasıl bir yaklaşım gördünüz.

Evet, not ettiğimiz 31 bin 500’e yakın kişiyle diyalog gerçekleştirildi. Fransız aşırı sağından Türk miliyetçilerine kadar çok çeşitli ve renkli çevrelerden insanlarla diyaloğumuz oldu. Başlangıçta reaksiyonları eleştirisel ve sert de olsa da, sonuçta haklılığımızı anlayınca özür dileyenler dahi oldu. Az önce de belirttiğim gibi, hiçbiri Kürtlerin ve Sayın Öcalan’ın içinde bulunduğu durumu kabullenmiyor.

Genel olarak da çok olumlu tepkiler alıyoruz. Bugüne kadar duyduklarından farklı bir şeyle karşılaşıyorlar. Kürtlerin haklılığını kabul ediyorlar.

Nöbet eylemi bundan böyle de aynı hızla devam edecek mi? 

Nöbet eylemine başlarken de amacını net koymuştuk. Bu eylem, Sayın Öcalan özgürleşene dek sürecek. Her hafta yeni bir grup ile devam edeceğiz.

Yine bir çok kişinin ailece nöbet eylemine katılmak için talebi var. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Uygun şartlar elverdiğinde gelebilirler.

Ayrıca bir hususu buradan belirtmek istiyorum. Nöbet eylemine gelen grupların dikkat etmesi gereken noktalardan biri de, kış koşulları dikkate alınarak, Pazar günleri en geç saat 13:00’de burada olmalarıdır.