Gülmen ve Özakça’nın taleplerinin derhal kabul edilmesini isteyen kamu emekçileri, AKP/ Saray iktidarının çıkarttığı KHK’lara, yaptığı baskılara, zulmüne boyun eğmeyeceklerinin mesajını verdiler.
KESK İstanbul Şubeler Platformu, İstanbul Tabip Odası ve TMMOB İKK öncülüğünde Kadıköy İskele Meydanı’na bir araya gelen demokrasi güçleri, eğitim emekçileri Gülmen ve Özakça’nın 65’inci gününe gelen açlık grevi direnişine yaptıkları 1 saatlik oturma eylemiyle destek verdi. Tutsak olan Gazeteci Ahmet Şık’ın öğretmenlik mesleğinden ihraç edilen abisi Bülent Şık, CHP Parti Meclis üyesi Kadir Gökmen Öğüt, HDP MYK üyesi ve Nor Zartong temsilcisi Murad Mıhçı, Boğaziçi Üniversite öğrencileri, Kamu Emekçileri Cephesi’nin katıldığı eylemde, Gülmen ve Özakça’nın taleplerinin derhal kabul edilmesi istendi. Eylemde, Gülmen ve Özakça’nın resimlerinin yer aldığı, “Yaşatacağız, biz kazanacağız”, “Bize gücünüz yetmez biz kazanacağız” yazılı pankartlar ile “Çalmadık, çırpmadık, kandırılmadık”, “Bu mesleği siz bize bahşetmediniz”, “OHAL’e be KHK’lara Hayır da örgütlen”, “Öğretmenime dokunma” dövizleri taşındı. Emekçilerin hep bir ağızdan, “Nuriye, Semih yalnız değildir”, “KHK’lar gidecek biz kazanacağız”, “KESK’li ihraçlar onurumuzdur”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarını attığı oturma eyleminde ihraç edilen eğitim emekçileri teker teker konuşma yaptı.
‘ISRARLA BARIŞI VE YAŞAMI SAVUNACAĞIZ’
İlk sözü alan öğretmen Mazlum Çetinkaya, bugün burada yaşatmak üzere oturduklarını vurguladı. “Biz yaşam dedikçe, onlar bize zulmü, baskıyı, açlığı dayatmaya devam ediyor; biz yaşam dedikçe onlar ölüm demeye devam ediyor” diyen Çetinkaya, bedeli ne olursa olsun ısrarla barışı ve yaşamı savunmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Eğitim emekçileri olarak parasız, bilimsel, demokratik ve anadilde eğitimi alanlarda savunacaklarını kaydeden Çetinkaya, “Biz buralara emeğimizle, alın terimizle geldik, onlar gibi hırsızlık yaparak değil. Bize güçleri yetmeyecek; biz kazanacağız” diye konuştu.
‘EĞER SİZ SUSARSANIZ, BU ZULÜM BİTMEZ’
Öğretmen Mehmet Seven, ihraç edilen Eğitim-Sen emekçileri olarak 12 haftadır Kadıköy ve Bakırköy’de direndiklerini hatırlattı. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’da tam 180 gündür Ankara Yüksel Caddesi’nde kar, kış demeden toplumdan gelecek bir sesi sabırla beklediklerini vurgulayan Seven, Gülmen ve Özakça’nın 65 gündür sürdüğü açlık grevinin iktidara sesleniş değil vicdanlı insanlara duyarlılık çağrısı olduğuna işaret etti. “Eğer siz susarsanız, bu zulüm bitmez” diyerek topluma seslenen Seven, “Eğer arkadaşlarımızın ölmesini istemiyorsak, harekete geçmek zorundayız” dedi. Seven, herkesi ihraç edilen kamu emekçilerinin uğratıldığı haksızlığa karşı ses çıkartmaya çağırdı.
‘BİZİ AÇLIKLA TERBİYE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR, TERBİYE OLMAYACAĞIZ’
Söz alan ihraç edilen barış akademisyenlerden Egemen Cevahir, akademisyenler olarak susmayacaklarını vurguladı. Bu zor süreçte esas direnenlerin KESK’li emekçiler olduğunu belirterek özeleştiri yapan Cevahir, “Zor günlerden geçiyoruz. İnsanlar belirli bedellerle karşılaşmak istemiyorlar ama biz bu sınırı çoktan geçtik; bucak kemiğe dayandı. Bizler de bu mücadelenin bir parçası olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Art arda çıkartılan Kanun Hükümde Kararnamelere de tepki gösteren Cevahir, “Bizi açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar, biz “terbiye” olmayacağız” dedi.
‘FAŞİZME KARŞI DİRENECEĞİZ’
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, “Çok zor günlerden geçiyoruz, saflarımızı sıkılaştırmamız; yılmadan, usanmadan direnmeye devam etmeliyiz” diyerek sözlerine başladı. 1980 darbesinden bu yana gelen giden tüm iktidarların üniversitelerin üzerinden oyun oynadığına dikkat çeken Yeşildere, ancak AKP iktidarının gerçekleştirdiği kıyımın ve yaptığı sivil darbenin askeri rejimi bile geride bıraktığına işaret etti. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç ise, hekimler olarak yıllardır yaşatmak için uğraştıklarını hatırlatarak, “Biz insanları yaşatmak için uğraş veririz ama şimdi ölüme yaklaşmış insanlara bir şey yapamamanın paradoksunu yaşıyoruz” diye konuştu. Bugün yaşananın bir faşizm olduğunu vurgulayan Mengüç, buradan tek çıkış yolunun direnmek olduğunu kaydetti.
Konuşmaların ardından ortak açıklama KESK İstanbul Şubeleri Platformu dönem sözcüsü Ata Esen tarafından okudu. Hükümetin Gülmen ve Özakça’nın sağlıklı bir biçimde yaşamlarına devam edebilmeleri için hükümeti derhal harekete geçmeye çağıran Esen, Gülmen ve Özkaça’ya bir şey olduğu taktirde bunun tek sorumlusunun AKP iktidarı olacağını vurguladı.