Habur sınır kapısında gözaltına alınıp serbest bırakılan BDP PM üyesi Mazhar Zümrütün, gözaltında iken yapılan muayene işleminin SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) kayıtlarına işlendiði ortaya çıktı. Uygulamanın saðlık alanında fişleme anlamına geldiðine dikkat çeken Zümrüt ÝHDye başvurdu.
30 Aralık tarihinde Federal Kürdistan Bölgesine gitmek üzere Habur Sınır kapısında pasaport kontrolü sırasında Kozancılar Savcılıðının hakkında verilen arama kararı nedeniyle gözaltına alınan Saðlık Bakanlıðı Başmüfettiş emeklisi ve BDP PM üyesi Mazhar Zümrüt, savcılık tarafından serbest bırakıldıktan sonra Akademi KBB Dal Merkezinde muayene olmak istedi. Muayene başvurusu sırasında, 3 gün önce adli vaka nedeniyle muayene olduðunun sistemde kayıtlı bulunduðunun kendisine iletildiði belirten Zümrüt, hastanede olmak istediði muayenenin adli sicil durumu ile bir ilgisinin olmadıðını beyan eden bir dilekçe yazılmasını ya da gözaltı işlemi sırasında kendisine verilen adli sicil formunun talep edildiðini söyledi.
Başına gelen uygulamanın yasal olmadıðını ve bir insan hakları ihlali olarak deðerlendirdiðini belirten Zümrüt, hukuki yardım talebiyle ÝHD Diyarbakır Şubesine başvuruda bulundu. Ýnsanların emniyet, mit gibi yerlerin dışında artık Saðlık alanında da fişlendiðini belirten Zümrüt, SGK hakkında dava açacaðını belirtti.
30 Aralık tarihinde Federal Kürdistan Bölgesini ziyaret etmek için Habur Sınır Kapısına geldiðini belirten Zümrüt Habur Sınır Kapısında pasaport kontrolünün yapıldıðı sırasında, bana ülke dışına çıkamazsın denildi. GBTen var, o yüzden seni gözaltına alıyoruz dediler. Karakoldan çaðrılan polisler tarafından, gözaltına alınarak karakola götürüldüm. Bana suç ve suçluyu övmek iddiasıyla, Kovancılar Savcılıðı tarafından ifade vermeye gitmediðim için, yakalanma emri çıkarıldıðını söylediler. Ancak Kovancılar Savcılıðından da bana her hangi bir tebligatta bulunulmadı. Adresim ve iletişim bilgilerim bilinmesine raðmen, ne evime geldiler ne de böyle bir çaðrıda bulundular. Bu soruşturmadan haberi olmadıðı için bende gitmedim dedi. Bir gece nezarette tutulduðunu, gözaltına alındıktan sonra ve bırakılmadan önce hastaneye götürülerek muayene edildiðini belirten Zümrüt Ýfade verdikten sonra da savcılık tarafından serbest bırakıldım dedi.
Bırakıldıktan 3 gün sonra boðaz ve ses ile ilgili yaşadıðı saðlık sorunlarından dolayı Akademi KBB Dal merkezinde muayene olmak üzere gittiðini söyleyen Zümrüt bu gün (3 aralık) yaşadıðım saðlık sorunlarından dolayı bir özel hastaneye gittim. Muayene başvurusu için işlem yaptıðım sırada, bana adli bir meselenin olduðunu söylediler. 31 Aralıkta gözaltına alındıðımı, hastaneye çıkarıldıðımı ve bununla ilgili raporu istediklerini söylediler. Bu raporun yanımda olmadıðını tahmin ettiklerini söyleyerek, bana kendilerine bir dilekçe yazmamı söylediler dedi. Hastane yetkilisinin kayıt sisteminde bu bilgileri ulaşmış olmasını şaşkınlıkta karşıladıðını sözlerine ekleyerek konuşmasının sürdüren Zümrüt, Gerekçeyi sorduðumda ise, buraya yapılan muayene başvurusunun gözaltına alınmamla bir ilgisinin olmadıðı şeklinde bir beyanda bulunmam gerektiði şeklinde bir açıklama yaptılar. Bende onlara bir dilekçe yazdım. Ancak muayene olduktan sonra, gidip dilekçenin kopyasını onlardan istedim ve dilekçenin kopyasına da bunu benden neden istediklerini not düşmelerini ve altına imza atmalarını söyledim. Hastane müdürü bu işlemin SGK talimatnamesi ile yapılmak zorunluluðundan kaynaklandıðını, adli vaka durumu olanların ya bu belgeyi yanlarında getirmeleri ya da buna ilişkin bir dilekçe yazmaları gerektiðinin kendilerinden istendiðini açıklayan bir yazı yazdı dedi.
Çalışma Bakanlıðında 25 yıl müfettişlik yaptıðını ve Başmüfettiş olarak emekliye ayrıldıðını ayrıldıðını belirterek, SGKda çalıştıðı süre içersinde böyle bir uygulama ile karşılaşmadıðını ve yasal bir dayanaðının olmadıðını söyledi. Çalışma Bakanlıðında 25 yıl müfettiş olarak çalıştım. SGK kanunlarında böyle bir şey yok. SGKnın resmi ve özel hastanelerden böyle bir şey istemesi keyfi bir uygulamadır dedi.
Böyle bir uygulamanın insanların artık saðlık alanında da fişlendiði anlamına geldiðini belirten, Diyarbakırda olmasa bile, Türkiyede milliyetçilik oranın yüksek olduðu illerde yaşayan Kürtlerin bu gibi durumlarda linç edilme olasılıðıyla karşı karşıya geldiðini belirten Zümrüt AKP hükümeti Kürtler karşısında bir linç kampanyası yürütüyor. Bu olayla ile ilgili şunu söyleyebilirim. Amedte belki böyle bir şey görmeyiz. Ama Ýç Anadoluda ya da ırkçı kesimlerin yoðun bulunduðu şehirlerde bunun bilinmesi halinde, hastane memurunun birilerini haberdar ederek, çaðırarak bu durumda olan kişileri fişlenmiş diye linç edebilirler. Devletin ve SGKnın bu tutumu insan hakları karşıtlıðıdır ve insan hakkının ayaklar altına alınmasıdır. Bu yüzden de savcılıða başvuracaðım. SGK hakkında dava açacaðım dedi.