Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bugün Soçi'ye giderek Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşecek. Erdoğan'ın son bir buçuk yılda Rusya'ya yaptığı tüm görüşmelerin ana ekseninde Rojava karşıtlığı ve Kürtlere karşı destek arayışı karşılığında yapılan kirli pazarlıklar yer aldı.
Suriye iç savaşının başlamasından sonra farklı kamplarda yer alan Rusya ile Türkiye arasında en ciddi kriz, 24 Kasım 2015’te Rus uçağının Türkiye jetleri tarafından düşürülmesinden sonra yaşandı. Uçağın düşürülmesinden sonra dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu "Emri bizzat ben verdim" derken; Erdoğan ise "Rusya'nın orada ne işi var?" diye sormuş ve "sınır ihlalinin tekrarlanması durumunda yine uçak düşüreceklerini" iddia etmişti.
Rusya ile Türkiye arasında başlayan uçak krizi, 2016 yılında Erdoğan'ın Putin'e gönderdiği özür mektubuyla yerini "normalleşme sürecine" bıraktı. Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 9 Ağustos 2016’da St. Petersburg’da Putin ile bir araya geldi.
Daha önce "Rusya'nın Suriye'de ne işi var?" diye soran Erdoğan, söz konusu ziyaretinde Rus haber ajansı Tass ve Rossi’ya 24’e verdiği demeçte uçak düşürme eyleminin kendileri tarafından onaylanmadığını ve darbeciler tarafından yapıldığını ve darbecilerin de ABD merkezli olduğunu ima etmişti. Erdoğan, "Şunu çok açık, net söylemem lazım, Suriye’ye barışı getirme noktasında artık en önemli aktör birinci derece Rusya Federasyonu’dur” demişti.
Rojava-Kuzey Suriye'de Kürtlerin önünü kesmek için Rusya ile "Al Halep'i ver Bab'ı pazarlığı"na oturan Erdoğan, 24 Ağustos 2016 tarihinde "Fırat Kalkanı" isimli işgal harekatını başlattı. Rusya onaylı harekatta Halep'teki silahlı grupların tahliye edilerek, Cerablûs-Ezaz-Bab bölgelerine yerleştirilmesi planlanmıştı. Böylece Rusya, Halep'i silahlı gruplardan temizlemiş olacak; Türkiye ise silahlı grupların enkazlarından Efrîn ve Kobanê kantonlarının birleşmesini engelleyecekti.
Bu görüşmeden sonra Erdoğan ile Putin 4 Eylül 2016'da da G-20 zirvesinin yapıldığı Çin’in Hangzhou kentinde bir araya gelmişti. Görüşme sürerken Türk askeri El Rai'yi işgal etmişti. Erdoğan, Putin’e heyeti tanıtırken Putin, “İstihbarat şefi burada olduğuna göre konuşacak bir şeyimiz kalmıyor. O size zaten her şeyi anlatmıştır” demesi dikkat çekmişti.
Erdoğan bu pazarlığı, 19 Ekim 2016'da yapılan Muhtarlar Toplantısı'nda "Sayın Putin El Nusra’nın Halep’ten çekilmesini rica etti" sözleriyle itiraf etmişti. Erdoğan o toplantıda, “Sayın Putin ile Halep’e ilişkin dün gece bir telefon görüşmesi yaptık. Sayın Putin’in El Nusra’nın Halep’ten çekilmesi yönünde ricası oldu. Biz de arkadaşlarımıza gerekli talimatları verdik. Bu konuda çalışma başlatıldı" diyerek El Nusra üzerinde söz sahibi olduğunu da itiraf etmiş oluyordu.
Halep tahliyesi sırasında yaşanan bir duraksamada, o sıralar Asya turunda olan Putin de 16 Aralık 2016 tarihinde “Halep’te tam olarak üzerinde anlaştığımız şeyler oluyor. Bunlar konusunda, St. Petersburg’u ziyaret ettiğinde Türkiye Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) ile anlaşmıştık" diyerek Erdoğan'a "sözünü tut" mesajı vermişti.
Daha sonra Rusya, İran ve Türkiye arasında yapılan Moskova Mutabakatı'nda "Suriye'nin toprak bütünlüğünün savunulması" maddesinin Türkiye'ye imzalatılması ve akabinde gelişen sonuçsuz Astana görüşmeleri serisinde Türkiye Rusya'ya güven vermeye çalışsa da mutabakattan hemen önce Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un bir özel harekatçı tarafından öldürülmesi Türkiye'ye bir "güvenilmez ülke" etiketi daha yapıştırdı.
Erdoğan, 10 Mart 2017 tarihinde de geniş bir heyetle Rusya'ya yaptığı ziyarette ise İdlib üzerinden pazarlık yapmaya çalışmış ancak umduğunu bulamamıştı. Erdoğan'ın ziyareti öncesi Rus hükümeti, uçak düşürmeden sonra ambargo uyguladığı Türkiye’den soğan, karnabahar, brokoli ve karanfil alımına yönelik yasağı kaldırdı.
Ancak Türkiye, Rusya'ya yakınlaşma ve Fırat Kalkanı operasyonu sırasında hava desteği almasına rağmen ABD'nin geçtiğimiz günlerde Suriye'deki Şayrat Askeri üssüne yaptığı füze saldırılarının ardında yeniden "Esad'ı devirmekten" söz etmişti. Bunun üzerine Kremlin Sözcüsü Peskov, Türkiye'den izahat istemişti.
St. Petersburg görüşmesinden sonra Rusya'ya yanaşarak Astana görüşmeleri, Shanghay Beşlisi'ne üye olma ve Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi alacağını iddia ederek ABD ve NATO'ya şantaj yapan Erdoğan, önümüzdeki günlerde ABD başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşme öncesi Putin ile görüşerek, bahisleri yüksekten açmaya çalışıyor.
Bugün yapılacak görüşmeye ilişkin Türk Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın söylediği "Suriye'deki gelişmelerin yanı sıra terörle mücadele ve ikili ilişkilerin gündemde olacağını" sözleri, Erdoğan'ın Rojava'ya karşı yeniden Rusya'nın kapısını çaldığı yorumlarına neden oldu.