Erdoğan yine çok konuştu ama...
Erdoğan yine çok konuştu ama...
Erdoğan yine çok konuştu ama...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Federal Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani ve Perwer-Tatlıses ikilisi ile birlikte Amed'e yaptığı medyatik çıkartma sırasında uzun bir konuşma yaptı. Erdoğan, barış sürecinin devamına ilişkin Kürtlerin temel taleplerine ilişkin tek bir ifade kullanmadı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha öncekilerinden farklı olarak Barzani ve Şıvan Perwer'le geldiği Amed'de yine alışıldık bir dille, diğerlerinden pek de farklı olmayan uzun bir konuş yaptı. Erdoğan konuşmasında sınırların 100 yıl önce "cetvellerle çizildiğini" kabul ederken, ilk kez "Kürdistan" ifadesini de kullandı. Ancak 100 yıl sonra Qamişlo ile Nusaybin arasına örülmeye çalışılan "beton duvar"dan bahsetmedi. "Kamışlı’nın derdi bizim derdimizdir" diyen Erdoğan, sözü Qamişlo'ya doğru sürülen El Kaide çetelerine getirmekten itina ile kaçındı.
LAF VAR İCRAAT YOK!
Erdoğan konuşmasında ayrıca farklılıklara tahammülden söz etti, yazarlara, şairlere, gazetecilere sanatçılara tahammül edemeyenlerin bölgeye barışı getiremeyeceğini teslim etti. Kendi iktidarında Türkiye'nin gazeteciler açısından dünyanın en büyük cezaevi haline getirildiğini ise "hatırlamadı".
Erdoğan, Kürt tarafının, çözüm sürecinin ilerlemesi için müzakerelere geçilmesi, ve bu sürecin kalıcı hale gelebilmesi için anadilde eğitim, Kürt kimliğinin anayasal olarak tanınması ve özerklik konusunda adım atılması yönünde herhangi bir paket açıklamadığı gibi, bu taleplere değinmedi bile.
Erdoğan, davet ettiği konuklarından biri olan Barzani'yi anlatırken, şöyle dedi: "Bundan 81 yıl önce 21 Haziran 1932'de Şemdinli'den, sınırdan çok önemli misafirlerimiz gelmişti. Toprakları bombalanmış, eşleri, akrabaları katledilmişti. Sürgüne hüküm giymişlerdi. Şemdinli'den kardeşlerinin yurdu Türkiye'ye geldiler. Buradaki kardeşleri onları muhabbetle karşıladı. Tarih boyunca yaptıkları gibi sofradaki ekmeklerini onlarla paylaştılar. Gelenlerden bir tanesi, 'Biz Türkiye'de idam edilmeyi bekliyorduk. Zira üzerlerinde bizi asmaları için baskı vardı. Ama biz Türkiye'ye seve seve geldik. Ölsek de Türkiye'de ölelim diye geldik' diyordu. Bunu söyleyen Molla Mustafa Barzani'ydi."
"İşte O Barzani 81 yıl önce kardeşlerinin ülkesi Türkiye'ye misafir oldu. Bugün de Molla Mustafa Barzani'nin oğlu, değerli dostum Mesud Barzani'yi Diyarbakır'da misafir ediyoruz" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Tıpkı babanız, amcanız gibi, kardeşlerinizin toprağına, Diyarbakır'a hoşgeldiniz. Sizin şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan bölgesindeki kardeşlerimizi de selamlıyoruz. Biz Erbil'de kendimizi kendi şehrimizde hissettik. Sevgili Diyarbakırlılar bugün hasrete vatan hasretini, anne, baba, kardeş hasretine burada son veriyoruz. Bugün büyük kucaklaşmaya şahit oluyoruz" şeklinde konuştu.
Şivan Perwer için ise "Tam 37 yıl süren anlamasız, acı, kederli özleme bugün son veriyoruz" açıklamasında bulunan Erdoğan, "Bu toprakların bir başka sesi bir başka nefesi de aramızda olsaydı. Ne var ki vatana hasret, dosta hasret şekilde 13 yıl önce bugün bir 16 Kasım'da gurbette hayata veda etti" diyerek Ahmet Kaya'yı da andı.
Konuşmasında asimilasyon politikalarına son verdiklerini savunan Erdoğan, "Biz yeni Türkiye inşa ediyoruz. Her etnik unsurla, her inanç unsuru ile inşa ediyoruz. 1920'de TBMM'de Türk, Kürt, Arp, Laz, Çerkez, Boşnak nasıl bir ve beraber olduysa Cumhuriyeti nasıl birlikte kurdularsa yeni Türkiye'yi de öyle yeniden kuruyoruz" şeklinde konuştu.
YATIRIMLARLA NOKTALADI
Siyasi bir çözüme ilişkin herhangi bir mesaj vermeyen Erdoğan sözlerini yine "para" ile tamamladı "Bugün bu törenle Diyarbakır’a toplamda 740 milyon liralık yatırım kazandırıyoruz, eski rakamla 740 trilyonluk. Yarın önce Bismil’e ardından Ergani’ye geçiyoruz. Açacağımız eserlerle birlikte bir seferde Diyarbakır’a 880 trilyon kazandırıyoruz."
.