Eren Keskin Bahtiyar Aydın davasına müdahil olacak!
Eren Keskin Bahtiyar Aydın davasına müdahil olacak!
Eren Keskin Bahtiyar Aydın davasına müdahil olacak!
Bitlis'in Hizan İlçesi'nin Guvaldin yaylasında 20-22 Eylül 1993 tarihinde ölen 7 askerin, dönemin Genelkurmay yetkilileri tarafından kamuoyuna yansıttığı gibi, PKK ile girdikleri çatışmada değil, birlik komutanın attığı bomba ile öldükleri ortaya çıktı. Bu olayda ağır yaralanan er Murat Hatipoğlu’nun yaptığı suç duyurusunun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddi üzerine Hatipoğlu’nun avukatı Eren Keskin, Anayasa Mahkemesi’ne itiraza hazırlanıyor. Keskin, ayrıca müdahil olmaya hazırlandığı Lice katliamı diye bilinen olayda Tuğgeneral Bahtiyar Aydın ve 16 kişinin ölümünden sorumlu tutulan dönemin Amed'deki Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu’nun müvekkiline susması için baskı yaptığını açıkladı.
1993 yılında 7 askerin ölümüyle sonuçlanan ve kamuoyuna PKK ile çıkan bir çatışma olarak yansıtılan olayın aslında devlet güçlerinin kendi aralarında yaşanan bir çatışma olduğu ve birlik komutanının attığı bir bomba sonucunda bu askerlerin öldükleri ortaya çıktı.
Olayın bire bir tanığı olan ve ağır yaralanan, hatta "öldü" diye Diyarbakır Askeri Hastanesi'nin morguna kaldırılan er Murat Hatipoğlu, avukatı Eren Keskin aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na dönemin Kara Kuvvetleri görevlileri aleyhine suç duyurusunda bulunmuştu. Genelkurmay tarafından kamuoyuna verilen bilginin doğru olmadığını, PKK ile bir çatışma yaşanmadığını ifade eden Hatipoğlu, suç duyurusunda JİTEM ile korucular arasında çıkan çatışma sırasında birlik komutanının attığı bir bomba sonucu askerlerin yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından reddedilen suç duyurusunu Anayasa Mahkemesine taşımaya hazırlanan Avukat Eren Keskin, ANF’ye yaptığı açıklamada Bahtiyar Aydın dosyasına da müdahil olma talebinde bulunacaklarını belirti.
ASKERİ ARACIN MAYIN DÖŞEDİĞİNİ GÖZLERİMLE GÖRDÜM
Murat Hatipoğlu’nun avukatı Eren Keskin aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Savcılığına verdiği dilekçede döneme ışık tutacak çarpıcı anlatımlar var. Dilekçesinde 1993 yılında Sarıkamış 28. Piyade Alayı, 2. Tabur, 4.Bölük’te askerliğini yaptığı dönemde, terhisine 17 gün kalmış iken, Birlik Komutanı tarafından, Bitlis’e “Operasyona gidilecek” iddiasıyla bölük olarak yola çıkartıldıklarını anlatan Hatipoğlu, “Önce verici istasyonundan, çevreyi gözetlemek üzere nöbet noktalarına koyulduk. Nöbetteyken, bir askeri aracın yola mayın döşediğini gördüğümde şaşırdım. Bu durumu komutanıma söylediğimde komutan tarafından azarlandım” diyor.
7 ASKER ÇATIŞMADA DEĞİL KOMUTANIN ATTIĞI BOMBAYLA ÖLDÜ
Birkaç gün sonra 20 Eylül 1993 tarihinde bölük olarak yola çıkartıldıklarını belirten Hatipoğlu verdiği dilekçede yaşananları şöyle aktarıyor: “Yola çıkmadan bize ‘Cesaret hapı’ diye tabir edilen bir ilaç verildi. 24 saat uykusuz bir biçimde yürütüldük. Bitlis-Hizan Guvaldin yaylasına geldiğimizde ise burada bizi JİTEM elemanları ve korucular karşıladı. Bir anda JİTEM elemanları ve korucular arasında çatışma çıktı. Ne olduğunu anlamadan komutanın yanlış yönlendirmesiyle üzerimize askeriyeye ait bir bomba atıldı. O anda zaten ben kendimden geçmişim.”
KAMUOYUNA PKK İLE ASKER ÇATIŞMASI OLARAK LANSE EDİLDİ
Birçok asker olay yerinde yaşamını yitirirken, ölü diye önce Tatvan Askeri Hastanesine götürülen Hatipoğlu, orada bir iki saat 7 ölü askerle birlikte bekletildi. Ardından bir helikopterle, Amed'deki Askeri Hastane'nin morguna götürülen Hatipoğlu’ndaki yaşam belirtileri bir hademe tarafından fark edildi. Patlayan bombanın etkisiyle ağır yaralanan Hatipoğlu acilen ameliyata alındığı esnada, Hatipoğlu’nun ailesine ve kamuoyuna 8 askerin PKK ile çıkan bir çatışmada öldüğü açıklandı.
OĞLUM BUNLARI KONUŞMA CENAZEN ÇIKAR
Aynı dönemde Askeri Hastane morguna getirilen bir kişi de Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’dı. Murat Hatipoğlu hastaneden çıktıktan sonra, Lice katliamı olarak tarihe geçen ve aralarında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da olduğu 16 kişinin ölümü hakkında hazırlanan iddianamede birinci şüpheli olarak yer alan dönemin Amed Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu’nu ziyarete etmişti. Murat Hatipoğlu, “Yaşanan bu durumu, o dönem Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı olan Eşref Hatipoğlu’na söyledim. Beni devletin vurduğunu söylediğimde Hatipoğlu bana, ’Oğlum bunları konuşma, yoksa cenazen çıkar’ dedi” şeklinde açıklıyor.
ORADA TEK BİR ÖRGÜT MENSUBU YOKTU
7 askerin öldüğü ve çok sayıda askerin yaralandığı olayın kesinlikle örgüt ile devletin güvenlik güçleri arasındaki bir çatışma olmadığını vurgulayan Hatipoğlu, “Orada tek bir örgüt mensubu yoktu. Olay tamamen devlet güçlerinin kendi içlerinde girdikleri, nedeni belli olmayan bir çatışmadan kaynaklı” dedi.
KOVUŞTURMAYA YER YOK ÖYLEYSE ANAYASA MAHKEMESİNE
Gazi raporu olan Murat Hatipoğlu’nun 15.3.2012 tarihinde avukatı aracılığıyla TCK’nin 77. maddesinde tanımlanan insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmesi talebiyle, Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği suç duyurusu dilekçesi, Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından 20.05.2013 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla reddedildi. Hatipoğlu’nun vekili avukat Eren Keskin bu karara 28/06/2013 tarihli dilekçeyle itiraz etti, ancak bu itiraz da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2013 tarihli kararıyla bir kez daha reddedildi.
'BAHTİYAR AYDIN DOSYASINA DA MÜDAHİL OLACAĞIZ'
Anayasa Mahkemesine başvurmaya hazırlanan Hatipoğlu’nun avukatı Eren Keskin, ayrıca Bahtiyar Aydın dosyasına da müdahale talebinde bulunacaklarını belirtti ve şunu ekledi: “Çünkü tıpkı benim müvekkilimin olayında olduğu gibi o dönemin devlet kaynaklı en önemli olaylarından biri olan Lice katliamında da kendi komutanlarını kendileri öldürmüştü. Ve amaç burada esas olarak Lice’deki kara paranın aklanması ve Lice’yi koruculaştırmaktı.”