Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Cinayeti'ne dair açılan davanın 45’inci duruşmasının ilk oturumu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile tutuksuz Reşat Altay, Sabri Uzun, Muhittin Zenit katıldı. Duruşma, talimatla ifadesi alınan tanık kamu görevlilerinin beyanlarının okunması ile başladı.
'MÜDÜRÜM ANLATMA DEDİ'
İlk olarak dönemin Bayburt Emniyet Müdürlüğü’nde görevli Burhan Gümüş tanık olarak dinlendi. Gümüş, istihbaratçı Polis Muhittin Zenit’in cinayet sonrası İstanbul’dan çağrıldığını ama resmi yazı olmadığından göndermediğini anlattı. Gümüş, “Zenit'in Trabzon'dan Bayburt'a tayin olması enteresan. Öyle bir ihtiyacımız yoktu” dedi.
Zenit ise “Trabzon'da yaşadığım olayları anlatmak istediğimde müdürüm ‘anlatma bunları' dedi" diye konuştu. Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay ise, “İstanbul’dan Celalettin Cerrah istedi Zenit'i. Bayburt'u aradım. Erzurum'da izindeymiş. Aradım ‘ben giderim’ dedi” diye konuştu. Zenit ise “Annem ve babam hacdan geldiği için izne ayrılmıştım. Cinayetle ilgisi yok. Akyürek ve Yılmazer ile görüşmedim. İstanbul’a gitmedim” dedi.
Ali Fuat Yılmazer ise Zenit’in Trabzon’a onaylı gittiğini dile getirerek, “Onay olmadan görevli kendi inisiyatifiyle başka ile gidemez. Cinayeti örgütlediği ortaya çıkmış olan Tuncel'e sahip çıkması için Zenit'i çağırdılar İstanbul'a. Resmi yazı yazmadılar ama” şeklinde konuştu.
'GÖZ YUMULDU, ENGELLENDİK...'
Eski Polis Başmüfettişi Levent Yarımel’in tanıklığı da dinlendi. Yarımel, Trabzon'dan İstanbul'a gelen evrakı araştıran ekip içinde olduğunu söyledi. Yarımel, en büyük eksikliğin İstihbarat Daire Başkanlığı’nda olduğunu dile getirerek, “Kesinlikle göz yumulma vardır bu cinayette diye düşündüm. Şükrü Yıldız aradı ‘log bilgilerini alamazsın, kurcalama bunları’ dedi. ‘Sadece İstanbul'a bakın siz’ dedi. Planlı istihbarat operasyonu nasıl yapılmaz? Burada kesinlikle kasıt var. Bir yıl önceden bilinen cinayet nasıl gerçekleşebilir? Yıllarca istihbaratta çalıştım. Son derece rahatsız oldum. Biz sorumluları ortaya çıkarabilecekken neden engellendik?” diye konuştu.
Yarımel, cinayetin ardından log kayıtlarıyla oynanarak kafa karışıklığı yaratıldığını iddia ederek, “Trabzon ve istihbarat daire başkanlığı bu operasyonu sürdürmeliydi. Takip edilen bir olay nasıl cinayetle sonuçlanır? Olamaz bu” şeklinde konuştu.
İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 2009’da 17 yıldır tutulan log kayıtlarını neden sildiğini soran Yarımel, “Şükrü Yıldız bizi ikna etmek için çok konuştu çok uğraştı. Bu olayda can damarı log kayıtlarıydı. Silinmese her şey çıkardı. Süremiz kısıtlıydı. Sadece dosya üzerinden inceleme yaptık. İstihbarat arşiv kayıtlarını inceleyemedik. Süremiz olsa bakardık” diye konuştu. Yarımel, Trabzon’dan İstanbul’a gelen haber evrakının gereğinin yapıldığını ancak eksikliklerin olduğunu iddia etti.
Ali Fuat Yılmazer, Yarımel'in İstanbul tahkikatıyla ilgili yalan beyanda bulunduğunu söyledi.
Yarımel, Yılmazer’in beyanları üzerine İstanbul istihbaratını kendisinin kurduğunu ileri sürerek, Yılmazer’e “İstanbul istihbaratının başına nasıl geçtin, onu açıkla" diye seslendi.
Yılmazer de, “Yarımel terör örgütünden korktuğu için raporu böyle yazdığını söylüyor. Siyasi iradenin beyanları ortada. Tanık iftira atıyor” diye konuştu. Yarımel ise Yılmazer’e “Ben kimseye iftira atmıyorum. Yılmazer C şube müdürüydü. Niye toparlamamış İstanbul ve Trabzon’u? Niye engellememiş bu cinayeti” diye sordu.
Ramazan Akyürek ise, “Ben soruşturmaların sağlıklı yapılması için gerekli talimatları verdim. Yarımel'in aleyhimde dediklerini kabul etmiyorum” dedi.
Mahkeme Heyeti, duruşmaya yarına kadar ara verdi.