ESP: Kaybedenler kaybedecek

Gökhan Güneş’in kaçırılmasına ilişkin Çağlayan Adliyesi önünde yapılan kitlesel açıklamada söz alan ESP Eşbaşkanı Şahin Tümüklü, “Eğer arkadaşımızın kılına bir zarar gelirse, bunun hesabını sokak sokak soracağız” dedi.

ESP öncülüğünde Çağlayan Adliyesi’nde bir araya gelen demokrasi güçleri, 20 Ocak günü kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırılan 23 yaşındaki Gökhan Güneş’in akıbetinin açıklamasını istedi. Güneş’in ailesi, HDP Milletvekili Murat Çepni, ESP Eşbaşkanı Şahin Tümüklü ve çok sayıda sosyalist parti temsilcinin katıldığı eylemde, “Gökhan Güneş 20 Ocak’ta devlet güçleri tarafından kaçırıldı soruyoruz: Gökhan Güneş nerede?” yazılı pankart açıldı.

‘BİLGİ VERMEK YERİNE KARDEŞİMİN ARKADAŞLARINI GÖZALTINA ALDILAR’

Sık sık, “Kaybedenler kaybedecek” sloganı atıldığı eylemde ilk konuşmayı yapan Gökhan Güneş’in ablası Gülhayat Toraman, bugün kardeşinin akıbetinin açıklanması için gittikleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde polisler tarafından etrafları sarıldığını ve kendilerine müdahale edildiğini belirtti. Bilgi vermek yerine polislerin Vatan Emniyet önünde bekleyen kardeşinin arkadaşlarını gözaltına aldıklarına dikkat çeken Toraman, “Ben kardeşimi arıyorum. O kadar çırpınmamıza rağmen kardeşimin akıbeti konusunda hiçbir cevap gelmedi. Kardeşim için bize cevap vermek zorundasınız. Emniyet müdürü benimle dalga geçer gibi ‘Biz bulacağız’ diyor. Ben kardeşimin diğer nice kayıplar gibi kaybedilmesini istemiyorum. Bugün Gökhan yarın bir başkası olmasın” dedi.

‘ÇOCUĞUMU DEVLETİN ALDIĞINI BİLİYORUM’

Bugün İstanbul Emniyet Müdürlüğü önüne gittiklerinde kendilerine hiçbir açıklama dahi yapılmadığını belirten Gökhan Güneş’in annesi Nazife Güneş şöyle konuştu: “Ben çocuğumu istiyorum başka hiçbir şey istemiyorum. Onların elinde olduğunu biliyorum.”

Konuşurken gözyaşlarını tutamayan anne Güneş, çocuklarını büyük emek vererek büyüttüğünü, zengin olmadıklarını, kendisinin fabrikada, eşinin temizlikçi işçisi olarak çalıştığını anlatarak, “Biz emekçiyiz; çocuklarımızı emek ile yetiştirdik, biz öyle Ahmet’in Mehmet’in paralarını sömürerek çocuklarımızı yetiştirmedik. Onları dişim, tırnağımla büyüttüm. Benim çocuğumu devletin aldığını biliyorum, getirsinler” diye konuştu.

‘SORUMLULUK İKTİDARDA’

HDP Milletvekili Murat Çepni, kameralarının önünde bir gencin her gün çalıştığı işyeri kapısı önünden kaçırıldığını hatırlatarak sözlerine başladı. Bu açıdan ortada bir bilinmezlik, bir görmemezlik olmadığını vurgulayan Çepni, “Her şey kayıt altında dolayısıyla bütün sorumluluk gözaltıları, kaçırmaları bir politika haline getirmiş İçişleri Bakanlığı’ndadır. İçişleri Bakanlığı’na, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, İstanbul Valiliği’ne buradan sesleniyoruz; Gökhan Güneş sizin koltuğunuz altında kaçırıldı. Sorumluluk sizde. Sizin yapmanız gereken, sessiz kalmak, görüntüleri yok etmek değil; bu çığlığa kulak vermek, bu çığlığın gereğini yapmaktır” dedi.

‘BU POTİKALARI BOŞA ÇIKARTACAĞIZ’

Onlarca insanın kaçırıldığı ve işkence edildiği günlerden geçildiğini hatırlatan Çepni, bu anlamda Gökhan Güneş’in ilk olmadığını kaydetti. “Biz 1990’lı yıllardaki beyaz Toros’ları biliyoruz” diyen Çepni, şöyle konuştu: “Kaçırma ve gözaltında kaybetme bir devlet politikası olduğunu biliyoruz. Bugün Saray bu politikada yeniden derinleşiyor. Gökhan Güneş arkadaşımız derhal bulunmalı, ailesine teslim edilmelidir. Buradan İçişleri Bakanı’nı uyarıyoruz; devrimcileri, sosyalistleri bu politikalarla susturamazsınız, bu politikalarla rehin alamazsınız. Burada olduğu ve görüldüğü gibi bundan sonra bu politikaları boşa düşürmek için sesimizi çıkartmaya devam edeceğiz.”

‘BİR FAŞİST SARAY REJİMİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ’

ESP Eşbaşkanı Şahin Tümüklü de çok uzun süredir faşist saray rejiminin örgütlü ve öncü yapıları dağıtma stratejisi uygulandığını belirtti. “Yönetemeyen ve yönetemedikçe saldırganlaşan bir faşist saray rejimiyle karşı karşıyayız” diyen Tümüklü, şunları kaydetti: “Bu stratejiye bağlı olarak itirafçılaştırma, ajanlaştırılma, kaçırma, tehdit, şantaj ve bugün de Gökhan Güneş, dün Mehmet Bal örneğinde olduğu gibi kaybetme saldırısını arttırarak yükseltiyorlar. Düşünün telefonu dileniyor ve ineceği yerde üç araç bekliyor. Bu teknoloji kimde var acaba? Arkadaşımızın işyerinin önüne gidiliyor, yol kesiliyor; hiç kimse bir şey diyemiyor. Yol kestiklerinde hiç kimse bir şey demiyorsa kimdir bunlar acaba? Bütün kameraların önünde, araçların plakası var, görüntüler var ama üç gündür kimse ulaşamıyor. Kim acaba bunlar. Siz kimi kandırıyorsunuz? Sizin neyin peşinde olduğunuzu bilmiyor muyuz? Sizin devrimcileri, sosyalistleri, Kürtleri, kadınları sindirmeye, korkutmaya çalıştığınızı bilmiyor muyuz? Gökhan Güneş sizin elinizde. Biz biliyoruz Ankara göbeğinde merkezleriniz var. Ve uyarıyoruz, eğer arkadaşımızın kılını bile zarar gelirse bunun sokak sokak, meydan meydan, mahalle mahalle hesabını soracağız.”

‘GÖKHAN’I SAĞ ALDINIZ, SAĞ İSTİYORUZ’

Konuşmaların ardından açıklamayı okuyan Gamze Toprak ise, Gökhan Güneş’in, sosyalist kimliği ve politik faaliyetleri nedeniyle sayısız kez polis tarafından gözaltına alındığını, kendisine ajanlaştırma dayatıldığını, tehdit edildiğini ancak her seferinde ajanlaşmayı reddettiğini vurguladı. Tam da bu nedenle Gökhan devletin hedefi haline geldiğini ve kaçırıldığını belirten Toprak, şunları kaydetti: “Biz sizin hilelerinizi ve oyunlarınızı, kendini KGT, MİT, TEM olarak tanıtan devlet güçlerinin kaçırma ve ajanlaştırma operasyonlarını gayet iyi biliyoruz. Biz devletin gözaltında kaybetme politikasını Hüseyin Toraman ve Hasan Ocak'tan biliyoruz. Devlette bizim mücadele geleneğimizi ve azmimizi biliyor. İşçi sınıfı ve ezilenleri faşizmin azgın saldırılarına karşı devrimci ve sosyalistlerin saflarında birleşmeye, her alanda mücadele etmeye, Gökhan'ı bulmak için seferber olmaya çağırıyoruz: Kaybetme politikasını püskürtelim. Gökhan'ı kaçıranlardan hesap soralım. Bir kez daha söylüyoruz; kaybedenler kaybedecek. Gökhan'ı sağ aldınız, sağ vereceksiniz!”