Espiye ve Bafra hapishanelerinde tehdit ve engelleme

Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi ile Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutsakların tecritle tehdit edildiği ve çeşitli engellemelere uğradığı belirtildi.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Mêrdîn şubeleri Espiye L Tipi ve Bafra T Tipi cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair raporunu kamuoyu açıkladı.

İHD Mêrdîn şube binasında açıklanan raporu ÖHD şube Başkanı Lokman Emen okudu.
Espiye L Tipi ve Bafra T Tipi Kapalı Cezaevlerinde yaptıkları görüşmeler neticesinde raporun hazırlandığını belirten Emen, Espiye L Tipi Kapalı Cezaevinde ağız içi aramanın özellikle son 2 yıl çok katı bir şekilde dayatıldığını, aramayı kabul etmeyen mahkumların hiçbir şekilde hastaneye gidemediğinin aktarıldığını belirtti. İdare ve Gözlem Kurulu’nun katı tavrı ile tutsakların tahliyesinin sürekli bir şekilde ertelendiğini söyleyen Emen, 30 yıllık tutsakların dahi tahliye edilmediğini kaydetti. 12 Şubat günü cezaevi müdürünün 50 gardiyanla koğuşlara baskın düzenlediğinin aktarıldığına dikkat çeken Emen, cezaevi müdürünün açlık grevinde olanları “ya grevi bırakırsınız ya da hepinizi ayrı ayrı odalara koyup tecrit ettiririm” sözleriyle tehdit ettiğinin aktarıldığını ifade etti.

İHLALLER SIRALANDI

Emen, Espiye L Tipi Cezaevindeki diğer ihlalleri şöyle sıraladı:

“* İdare tarafından temiz içme suyu verilmemekte, mahpuslar kantinden satın alındığı aktarılmıştır.

* Açlık grevinde olanlara meyve suyu verilmemekte, mahpuslar kendi imkanlarıyla aldığı aktarılmıştır.

* Açlık grevinde olanların günlük sağlık takibi sağlıkçı da olan gardiyan tarafından yapıldığı aktarılmıştır.

* 32 yıllık mahpus Ahmet Zenger 50 kiloya düşmüş olup epilepsi hastalığı ve birçok kronik hastalığı olmasına rağmen tahliye edilmiyor, ağız içi aramadan dolayı hastaneye de gidemediği aktarılmıştır.
* Mahpus Ramazan zihinsel engel raporu bulunmasına rağmen tahliye edilmediği aktarılmıştır.

* Kantin fiyatları ve elektrik faturaları çok yüksek olup mahpusların ekonomik koşullarını zorlaştırdığı aktarılmıştır. Mahpusların mektuplarına özellikle Kürtçe kelimelere sansür uygulandığı aktarılmıştır.

* Kürtçe yayınların Bakanlık listesinde yer almadığı gerekçesiyle verilmediği, alınan yayınların ise geç verildiği, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği aktarılmıştır.

* Hapishanenin yanında taş ocağı olup tozu sürekli koğuşlara gelmektedir. Taş ocağından dolayı ciddi hava ve ses kirliliği oluştuğu aktarılmıştır.

* Kendi memleketlerinden, ailelerinden uzakta olan mahpusların sevk talepleri kabul edilmediği aktarılmıştır.

KÜRTÇE DÜŞMANLIĞI

Bafra T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşanan hak ihlallerini aktaran Emen, ağız içi aramanın dayatılmasından dolayı hasta tutsakların hastane sevklerinin yapılamadığını belirterek, ihlalleri şu şekilde sıraladı:

* İdare ve Gözlem Kurulu’nun katı tavrı ile mahpusların tahliyesi sürekli bir şekilde ertelenmekte, 30 yıllık mahpuslar bile tahliye edilmediği aktarılmıştır.

* Açlık grevinde olanların sağlık kontrolü hafta içi yapılıyor olup hafta sonu yapılmadığı aktarılmıştır.

* Pandemiden sonra mahpusların sosyal aktiviteleri neredeyse tamamen kaldırılmıştır. Spor etkinliği ayda 1 ve atölye etkinliği haftada 2 defa olmak şeklinde olup bunun dışında hiçbir etkinlik yapılmadığı aktarılmıştır.

* Koğuşlar değiştirilirken birçok kişisel not ve deftere el konulmuş Kürtçe olanlar halen verilmediği aktarılmıştır.

* Kürtçe yayınların Bakanlık listesinde yer almadığı gerekçesiyle verilmediği, alınan yayınların ise geç verildiği, Yeni Yaşam Gazetesi ve Evrensel Gazetesinin verilmediği aktarılmıştır.

* Kendi memleketlerinden, ailelerinden uzakta olan mahpusların sevk talepleri kabul edilmediği aktarılmıştır.

* Kantin fiyatları ve elektrik faturaları çok yüksek olup mahpusların ekonomik koşullarını zorlaştırdığı aktarılmıştır.”

Emen, “Mahpuslara yönelik tecridin ve psikolojik şiddetin de arttığı gözlemlenmiştir. Tecrit bir işkencedir ve mutlak olarak yasaktır. Mahpusların uluslararası anlaşmalar ve Anayasa ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve haberleşme hakkından kanunlara uygun olarak faydalanabilmeleri için kitaplara getirilen sınırlamalar ile gazete ve dergilere getirilen yasaklara son verilmeli, mahpusların ifade özgürlüğü ve haberleşme haklarına yönelik ihlaller durdurulmalıdır” dedi.