Fadime Şahindal gösteriler ve etkinliklerle anıldı

Fadime Şahindal gösteriler ve etkinliklerle anıldı

11 yıl önce babası tarafından kurşunlanarak öldürülen Elbistanlı Fadime Şahindal’ın ölümünün yıldönümünde, Ýsveç’in deðişik birimlerinde, töre ve namustan adına şiddet gösterilerle protesto edildi. Anma etkinlikleri çerçevesinde kadınlara yönelik şiddetin nedenleri ve boyutlarının tartışıldıðı panel, konferans ve seminerler düzenlendi.

Adını töre cinayetleri sonucu katledilen iki Kürt kadınından alan “Pela ve Fadime’yi Asla Unutmayın” adlı dernek Fadime’nin ölüm yıldönümünde Stockholm, Göteborg, Malmö, Uppsala ve Flen illerinde protesto gösterileri düzenledi. Bu illerde meydanlara çıkan kadınlar namus ve töreden kaynaklı şiddet başta olmak üzere kadınlara yönelik her türlü şiddetin son bulmasını talep etti. Hükümet ve yetkili kurumları kadınların şiddete uðramasını önlemek için önlem almaya çaðırdı.

Fadime’nin öldürüldüðü Uppsala ilindeki ilk etkinlik öðle saatlerinde başladı. Kadınlar Fadime’nin mezarını ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu ve mezara çelenk ve çiçekler bıraktı. Akşam 17.00 sularında da geçtiðimiz yıl açılışı yapılan Fadime’nin adını taşıyan parkta bir protesto gösterisi yaptı.

Sol Partili Belediye Şube Müdürü Ilano Szatmari Waldau, Fadime’nin şahsında namus ve töre cinayetine kurban giden tüm kadınları anmak ve ezenlere karşı ezilenlerin safında olduklarını göstermek için bir araya geldiklerini söyledi.

KADINLARA YÖNELÝK ŞÝDDETE KARŞI UZUN VADELÝ EYLEM PLANLARI YAPILSIN

Çevre Partisi Yeşiller Belediye Grup Başkanı Maria Gardfjell Ýsveç’te tüm belediyelerin töre ve namustan kaynaklı şiddete karşı sorumluluk alarak uzun vadeli eylem planları yapmasını önerirken, Halk Partisi’nin Belediye Meclis Üyesi Mohammed Hassan kadın-erkek eşitliðinin saðlanması için başta politikacılar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine görevler düştüðünü ifade etti.

Sosyal Demokrat Ýşçi Partisi’nin gençlik örgütü SSU, üyeleri olan Fadime Şahindal’ın ölüm yıldönümünde kadınlara yönelik şiddet ve baskılara karşı mücadele eden kişi ve kuruluşlara burs veriyor. 2013 yılı ‘Fadime Bursu’nun Uppsala’da faaliyet gösteren TRIS’e (Kızların Toplumdaki Hakları) verilmesi kararlaştırdı.

Şiddete uðrayan kadınlara 43 dilde hizmet veren Terrafem adlı kadın örgütü uzman, yetkililer ve şiddete uðrayan kadınların konuşmacı olarak katıldıkları bir panel düzenledi. Araştırmacı-Yazar Jenny Westerstrand üzerinde çalıştıðı projenin kadınlara yönelik cinsel şiddeti, maðdur kadınların anlatımları, kadın evleri, sosyal hizmet kurumları ve mahkemelerin kararlarıyla belirlemeyi hedeflediðini söyledi. Hukukçu ve Sosyal Hizmeti olarak görev yapan Sylvia Sezgin bundan 20 yıl önce şiddetten korunmak amacıyla anne ve küçük kızkardeşiyle birlikte kadın sıðınma evine yerleşmek zorunda kaldıkları dönemdeki duygularını ve çektikleri güçlükleri anlattı.

AÝLE ÝÇÝ ŞÝDDETTEN EN FAZLA ÇOCUKLAR ETKÝLENÝYOR

Panel dolayısıyla Terrafem’in yeni bir kadın sıðınma evinin açılışını yapan Hükümetin kadınlara yönelik şiddetin boyutlarını ve alanacak önlemleri belirlemek için görevlendirdiði Carin Götblad, aile içi şiddtten en fazla etkilenenlerin başında çocuklar geldiði halde çocukların unutulduklarına ve gerekli desteði alamadıklarına dikkat çekti.

Namus ve töreden kaynaklı şiddetin ele alındıðı bir başka panel de “Ne Fahişe Ne Köle” adlı kadın derneði tarafından yapıldı.

KADINA YÖNELÝK ŞÝDDETÝ ENGELLEYEMEDÝÐÝMÝZ ÝÇÝN UTANÇ DUYUYORUZ

Hükümeti Entegrasyon Bakanı Erik Ullenhag’ın Müsteşarı Jasenko Selimoviç’in temsil ettiði panele Gazeteci-Yazar Arne Ruth, Ýsveç Kadın Lobisi Başkanı Gertrud Åström, Hükümet’in kadınlara yönelik şiddetin boyutlarını ve alanacak önlemleri belirlemek için görevlendirdiði Carin Götblad, Vernandi adlı kadın örgütünden Samiran Ýshak konuşmacı olarak katıldı.

Selimoviç, Hükümetin kadınlara yönelik töre ve namustan kaynaklı şiddeti engellememesinden utanç duyduklarını söyledi. Hükümetin şiddete yönelik politikasının başarızlıða uðradıðını kabul eden Selimoviç “Hergün insanlar töre ve namustan kaynaklı baskı ve şiddete uðruyor. Aldıðımız önlemler gerekli etkiyi yaratmadı. Bu konuda daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor” dedi. Politikacıların göçmenleri kollektif olarak suçlamaktan korktukları ve ırkçı olarak suçlanmaktan çekindikleri için sorunun üzerine gitmekten kaçındıklarını öne sürdü.

Arne Ruth göçmenlerin gettolara yerleştirilmesinin ayrımcılıðın ve dışlanmışlıðın artmasına, dolayısıyla töre ve namustan kaynaklanan şiddetin devam etmesine hizmet ettiðini belirterek ayrımcılıða karşı önlem alınmasının önemine vurgu yaptı.

Bundan bir yıl öncesine kadar Stockholm Emniyet Müdürü olarak görev yapan Carin Götblad kadınlara yönelik şiddete karşı alınacak önlemleri belirlemek için 6 kişiden oluşan bir ekiple birlikte çalıştıðını, görüşme, konferans için günde 10 civarında davetiye almasının kadınlara yönelik şiddet ve baskının ulaştıðı boyutları ortaya koyduðunu söyledi. Kadınlara yönelik şiddetin engellenmesi için Ýsveç’in bir ulusal plan ve perspektifi olmadıðını kabul ettikten sonra şunları söyledi: “Özellikle namus ve töreden kaynaklı şiddet söz konusu olduðunda somut veri ve istatistiklar yok. Önlemler konusunda çok az mesafe kaydedildi. Kurumlar; Sosyal Hizmetler, Polis ve saðlık kurumları eşgüdüm içinde çalışmıyor. Hatta bir ailede anne, baba ve çocuklarla ayrı ayrı ilgilenen sosyal hizmet görevlilerinin birbirleriye ilişkileri yok.”

Götblad, bir katılımcının her yıl ortalama 10 kadının balkondan düşerek yaşamını yitirdiði halde bugüne kadar tek bir kişinin neden cezalandırılmadıðı sorusunu “Balkon ölümleri için daha fazla bilgiye ihtiyaç var. Araştırma yapılıyor ama somut kanıt olmadıðı, şahitlik yapılmadıðı için bir şey yapamıyoruz. Yaralı olarak kurtulan kadınlar genellikle olanları anlatmayı reddediyor” diyerek cevapladı.

KADINLAR “YETER ARTIK” DÝYOR

Ýsveç’in en büyük kadın kuruluşu olan Ýsveç Kadın Lobisi’nin Başkanı Gertrud Åström dünyanın her tarafında kadınların şiddete “Yeter Artık” dediklerini belirterek kadınlara yönelik şiddeti en aðır insan hakları olarak niteledi. Stockholm’de 5 erkeðin genç bir kadına tecavüz etmelerinin kadınlar arasında infial yarattıðını belirten Åström kadınlarda “tecavüzcüleri kısırlatıralım, idam edelim” şeklindeki anlayışların yaygınlaşmakta olduðuna dikkat çekti. Ýsveç dahil pek çok devletin Birleşmiş Milletler Kadın Sözleşmesinin 2 ve 16 maddelerini uygulamaktan kaçındıklarını ve kadına yönelik şiddete karşı gerekli önlemleri almadıklarını söyledi.