Ýnsan müsvettesi gazeteciler vardır. Daha doðrusu, gazeteci müsvettesi ve gazetecilerin yüz karası tipler.
Bazılar sarı basın kartı sahibidirler. Belediye başkanlarına, kaymakamlara, valilere, milletvekillerine, bakanlara yaðdanlık yaparlar her yazılarında.
Gazeteci diye geçinirler. Kimi 20 yıl, kimi 30 yıldır 'gazetecilik' yaptıðını söyler. Bir tek haberlerini görmemişsinizdir gazetelerin birinci sayfalarında.
Genelde, gazetelerin eklerinde yazı yazarlar. Yazlıklarında dinlenirken, emekliliklerini sürdürürken, yazılarını gönderirler çalıştıkları gazeteye. Yazı başına aldıkları ortalama aylık 2-3 bin TL karşılıðında yalakalık yaparlar ve karşılıðını da alırlar.
Yazılarında kimi zaman bir dernek başkanını, kimi zaman belediye başkanını, kaymakamı, emniyet müdürünü bir ziyafet, bir gezi, bir balo daveti karşılıðında göklere çıkartırlar.
Böyle geçinen bu gazeteci müsveddelerine bakın. Genelde kıyı kentlerinde güzellik yarışmalarının, bilimum meyve-sebze adına kıyı il ve ilçelerinde her yıl düzenlenen festivallerin ya onur konuðu ya da jürisindedirler.
Bunlar da "gazeteci" diye geçinir, her gün canını dişine takarak haber peşinde koşan veya her köşe yazısında en az üç haberin tüyosunu veren köşe yazarları da...
Bu gazeteci müsvettelerine bir örnek de, Sabah gazetesinin Eklerinde yazan Ersin Ramoðlu.
Ramoðlu, 1 Aralık 2011 tarihinde "Hain Puştlar" köşe yazısında, TIME dergisinin anketinde "Yılın Adamı" oylamasında Başbakan Recep Tayyip Erdoðan'a oy vermeyenleri hem hain, hem de puştlukla suçlamıştı.
Bu müsvette gazeteci en son Roboski katliamı üzerine "Uludere'de kaçakçılar için uluyanlar" diye bir yazı kaleme aldı.
Roboski katliamından sonra kaçakçılıðın bin kat arttıðını yazan Ramoðlu, Roboski katliamını gündemde tutanlar ve hak arayanları ise "Uludere'de uluyanlar" olarak nitelendirdi.
"Soruşturan, araştıran, soran, objektif ve muhalif" olmayı gerektiren gerçek gazeteciliði bir kenara bırakan bu müsvette gazeteci, şimdi de her yazısında belediye başkanlarına, kaymakamlara, milletvekillerine ve hükümete yaptıðı yaðcılıðın dozunu biraz daha arttırarak, bu kez Kürtlere saldırıyor.
Hem de bir zamanlar muhalifliðiyle bilinen ancak son yıllardır AKP'nin saðladıðı reklam pastasından olmamak için yandaş medya rolüne soyun Sabah gazetesinde yazıyor bunları.
Kürtler böyle uluyan ve adına "gazeteciyim" diyen uluyan yaratıkları çok gördü. Köpek deðil, yaratık demek daha doðru. Çünkü köpek insan dostu ve arkadaşı olan bir canlı.
Yalaka ve yaðdanlık olan böyle "gazeteciler" var olduðu müddetçe, gerçek gazetecilerin deðeri daha bir ortaya çıkıyor.