Ferzat Kemanger’in mektubundan…

9 Mayıs 2010 tarihinde İran rejimi tarafından dört arkadaşıyla beraber idam edilen Ferzat Kemanger'in mektubundan bölümler..

Ferzat Kemanger, yüreğini, beynini çocukların eğitimine adamış bir öğretmen. Sadece Kürt olduğu için idam edilen Ferzat idam edilmeden önce kaleme aldığı mektupta şunlara yer verir: "Kürt olduğumuz için idam ediliyoruz. Bunu her yerde insanlarımızın bilmesi gerekiyor. Hapishanede karanlığının güneşin ve ışığın anlamını zihnimden sileceği sanıldı, fakat karanlık ve sessizlikte alaca menekşelerin büyüdüğüne tanık oldum."

ARKADAŞLARIMIN ÇIĞLIĞINI DUYURMAK HAYATIMDAN ÖNEMLİDİR

2010 yılında kendisiyle beraber idam edilen arkadaşlarının durumlarını merak eden Kemanger tek merakının, arkadaşlarının durumlarına ilişkin olduğunu belirtiyordu. Kemanger "Şu an benim için önemli olan tek şey, diğer arkadaşlarımı, idamı bekleyen yoldaşlarım Şirin, Eli, Ferhad ve diğer tutsakların seslerini duyurabilmektir. Herkesin onların çığlığını duyması lazım, bunu duyurmak benim hayatımdan daha önemlidir" diyerek şu sözlerle devam eder: "Şimdi bizi yavaş yavaş ölüm mangalarına yerleştiriyorlar. Bazı arkadaşların davalarında net olmayan hususlar var. Ancak bazılarımız tehlike altındayız. Her an, bir dakika sonra bile ’Bismillah’ deyip bizi asabilirler. Diğer yandan İran’da, diğer muhalifler, insanları korkutmak için her zaman Kürtleri kurban ederler. Kürtler korkutma siyasetinin aracı ediliyorlar. Onlar için en iyi Kürt, İran halklarını korkutmak için kullanılan Kürt’tür."

İran rejiminin Kürt tutsaklarına reva gördüğü zindanlarda irade kıracağını zannettiğini ve bunun aksinin gerçekleştiğini belirten Kemanger: "Aylardır hapishanedeyim. Hapishanenin benim irademi, sevgimi ve insanlığımı ezeceği ve beni ehlileştireceği sanıldı. Tarih kadar uzun, sonsuzluğa uzanan duvarlarla çevrili bir koğuşta tutuldum. Beni, sevdiklerimden, ülkemin çocuklarından ayıracağı sanıldı. Fakat, her gün hücremin ufak penceresinden uzak yerlere doğru yolculuğa çıktım ve kendimi onlar arasında ve onlar gibi hissettim. Buna karşılık, onlar bende hapsedilmiş kendi kederlerinin yansımasını göreceklerdi; böylece hapishane birbirimizle olan bağlarımızı derinleştirdi. Hapishane karanlığının güneşin ve ışığın anlamını zihnimden sileceği sanıldı, fakat karanlık ve sessizlikte alaca menekşelerin büyüdüğüne tanık oldum" diyerek hiç bir engelin fikirlerini yok sayamayacağına değiniyordu.

KALBİMİN BİR ÇOCUĞUN GÖĞSÜNDE ATMASINA İZİN VERİN

Yaşamını çocuklara adayan Ferzat öğretmen idam edildikten sonrada kalbinin çocuklarının yüreğinde  yaşaması gerektiğine değinerek şunlara yer vermiştir: "İnsanlarıma olan sevgimle, eğer yaşamımı kaybedeceksem, bütün organlarımın onları alınca yaşam bulacaklara gitmesine izin vermeye karar verdim. Ve kalbimin, ondaki bütün sevgi ve tutkuyla birlikte bir çocuğa bağışlanmasına izin verin. Nereden olacağı hiç fark etmez; Kaaron banklarında, Sabalaan Dağı yamaçlarında, Doğu Sahara kenarlarında veya Zağros Dağları'ndan güneşin doğuşunu seyreden bir çocuk. Tek istediğim isyankar, kıpır kıpır kalbimin, benden daha isyankarca kendi çocukluk arzularını aya ve yıldızlara ifşa edecek ve onlara sonradan bir yetişkin olarak ihanet etmeyeceğine dair onları tanık tutacak bir çocuğun göğsünde atmaya devam etmesidir."

HAAMED’IN HATIRASI

Kemanger'in yüreğinde hep bir yara olarak kalan 16 yaşındaki öğrencisi Haamed'in kendisini asarak yaşamına son vermesi üzerine hatırasını hep yüreğinde canlı tuttuğunu ve idam edildikten sonrada bunun devam etmesi gerektiğini şu sözlerle vurgular; "Tek istediğim, kalbimin yatağa aç giden çocuklar üzerine sabrını kaybeden birinin göğsünde; 'bu yaşamda en küçük arzum bile gerçekleşmeyecek' diye yazan ve kendisini asan Haamed'in -benim on altı yaşındaki öğrencim- hatırasını kalbimde canlı tutacak birisinde atmaya devam edebilmesidir."

BÜTÜN İNSANLIĞI SEVME MESAJI TAŞIYAN BİR RÜZGAR OLMAK İSTİYORUM

Yüreğinde taşıdığı sevgisinin, yaşamına son verildikten sonra da hep yaşaması gerektiğini belirten Kemanger son olarak mektubunda şunlara yer vermiştir; "Hangi dili konuşuyor olursa olsun, kalbimin bir başkasının göğsünde atmasına izin verin. Tek istediğim, onun, nasırlı ellerinin kalınlığı eşitsizliklere karşı öfke kıvılcımlarını canlı tutacak bir işçinin çocuğu olmasıdır. Uçsuz bucaksız dünyanızın ufak bir köşesinde kalbimin atmasına izin verin. Sadece ona özenli olun, çünkü o, tarihi acı ve eziyet ile dolu ülkesinin insanlarının anlatılmamış hikayeleriyle dolu bir kişinin kalbidir. Kalbimin bir çocuğun göğsünde atmasına izin verin ki bir sabah yapabildiğim kadar yüksek sesle ve anadilimde -Kürtçe-, haykırabileyim: Bu uçsuz bucaksız dünyanın bütün köşelerine, bütün insanlığı sevme mesajını taşıyan bir rüzgar olmak istiyorum."