Kentsel dönüşüm zorbalığına karşı günlerdir direnen Okmeydanı Fetihtepe Mahalle halkı, zulmün adresi olan AKP’li Beyoğlu Belediyesi önünde kitlesel protesto düzenledi. İstanbul 4.İdare Mahkemesi’nin verdiği kısmi yürütmeyi durdurma kararına rağmen, dört gündür elektrik, su ve doğalgazları kesilerek zorla evlerinden çıkartılmaya çalışılan sakinler, “ Zorbalığa değil, rızaya dayalı kentsel dönüşüm istiyoruz” vurgusunda bulundu.

Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği öncülüğünde yapılan açıklamaya, HDP ve CHP milletvekilleri yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. “ Zorbalığa değil, rızaya kentsel dönüşüm istiyoruz” yazılı pankartın açıldığı eylemde, Fetihtepe mahalle halkı adına açıklamayı okuyan Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği yöneticilerinden Rüstem Karakuş Beyoğlu Belediyesi yetkililerinin rızaya dayalı dönüşüm yapılacağını vaat etmelerine rağmen, bugün 3550 nolu ada da tam tersi bir uygulamaya imza attıklarını hatırlattı.

Karakuş, büyük çoğunluğunun AKP seçmenlerinden oluşan 3550 nolu ada da, 2 yıldır yaptıkları ikna çalışmalarına, baskılara, tehditlere rağmen dönüşüm için gerekli olan üçte ikilik çoğunluğunu bir türlü sağlayamayan belediyenin, şimdi de 6306 sayılı, “riskli alan” yasasını uygulamak suretiyle hak sahiplerinin altyapı hizmetlerini kesmeye başladıklarını belirtti. Bunu yaparken Kentsel Dönüşüm Yasası’nın olmazsa olmaz kuralı olan, “ plan olmadan uygulama yapılamaz” ilkesini ayaklar altına aldıklarına dikkat çeken Karakuş, mahkeme kararlarıyla defalarca iptal olmuş planlara göre işlemler yaptıklarına işaret etti.

TALEPLER

Mahalleliyi elektriksiz, susuz ve doğalgazsız bırakan belediyenin başta yapılması gerekenin sonunda yaparak, plan yamaya başladıklarını belirten Karakuş, talepleri şöyle sıraladı:

“1-Kentsel Dönüşüm Yasası’nın ‘Plan olmadan dönüşüm yapılmaz’ kuralının gereği olarak 1/5000’lik ve 1/1000’lik planların yapılmasını,

2- Planların bölgemizdeki sivil toplum kuruluşlarından, üniversitelerin ilgili bölümlerinden, şehir plancıları ve mimarlar odasından görüş alınarak yapılmasını,

3-Planlar yapılıncaya kadar adamızdaki plansız kentsel dönüşüm uygulamasının durdurulmasını,

4-Tapulu tapusuz ayrımından kaynaklı sorun ve mağduriyetlerin yaşanmaması için, 2981 ve 4706 sayılı yasaların öngördüğü kurallar çerçevesinde hak sahipliği kazanmış olanlara tapularının verilmesini,

5-Hak sahibi olduğumuz paylarımızın belirlenmesinde 6306 sayılı yasa gereği ‘arsa payı’nın dikkate alınmasını, ardından plana ve paylarımıza uygun avan projenin yapılarak tapuya tescil edilmesini,

6- Her dairenin şerefiye puanı ve bedelinin belirlenerek avan projeye işlenmesini,

7- Şu anda, bize imzalamamız için sunulan muvafakatnamenin tek taraflı bir beyan olması nedeniyle, bunun yerine idarenin ve hak sahiplerinin karşılıklı hak ve sorumluklarının belirlendiği, ekinde avan proje, idari ve teknik şartnamenin olduğu hukuki sözleşme yapılmasını,

8- Üçte ikilik çoğunluk sağlanmadan uygulama yapılmamasını,

9-Devlet eliyle yapılan dönüşümün, anayasamızdaki ‘sosyal devlet ilkelerine’ uygun olarak karı amaçlayan değil, maliyetine yapılmasını,

10-Halihazırdaki uygulamada 6 ayda bir memura yapılacak zam artışı kadar artırılarak ödememiz istenen borç taksitlerimizin kamu bankalarındaki konut kredi sistemine bağlanarak 20 yılda sabit olarak ödenmesini,

11-1500TL olan kira yardımlarının İstanbul gerçeğine göre yeniden belirlenmesini ve hak sahiplerine yeni yapılan dairelerine taşıncaya kadar ödenmesini talep ediyoruz.”

Açıklamanın ardından söz alan mahalleli ve dernek yöneticileri 3 gündür süren polis ablukası ve saldırısını kınadı. Hiçbir yere gitmeyeceklerini vurgulayan mahalle halkı, diyaliz ve kanser hastalarına varlığına rağmen mahallede bir şantaj aracı olarak kesilen elektrik, su ve doğal gazların derhal bağlanmasını istedi.