Fransız Büyükelçi: Biz de Paris olayının çözülmesini istiyoruz

Fransız Büyükelçi: Biz de Paris olayının çözülmesini istiyoruz

Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili, Paris’te katledilen 3 Kürt kadınla ilgili olarak soruşturmanın devam ettiğini belirterek, olayın aydınlatılması için zamana ihtiyaçlarının olduğunu söyledi.

Fransa Büyükelçiliği ile Adalet Bakanlığı Amed'de “Kadına yönelik şiddet” konulu bir seminer düzenledi. Dedeman Otel’de düzenlenen seminere Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili, Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü Tetkik Hakimi Servet Kaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Cumhuriyet Başsavcısı İlker Çetin’in yanı sıra çok sayıda kurum temsilcisi katıldı.

Seminerin açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, eğitim seviyesi yüksek toplumlarda, yoksul ve eğitim olanaklarına az kavuşmuş toplumlarda da kadına yönelik şiddetin olduğunu belirterek, “Toplumun genlerine bu kadar işleyen bir ayrımcılıkla nasıl baş edeceğiz. Bununla nasıl mücadele edeceğiz. Elbette ki kadına yönelik şiddette mücadele için idari tedbirler, yargısal tedbirler, sosyal tedbirler, ekonomik tedbirler, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ki eğitim farklılıkları çalışmaları, idari düzenlemeler dair çok boyutlu bir mücadeleyi gerektiriyor. Bu mücadele her şeyden önce sistemli olmalı, bu mücadele kapsamlı olmalı ve bu mücadele mutlaka çok yönlü olmalı. Belki ilk etapta kadını çatışma döneminin mağdur olarak ele alan ve sosyal hizmet faydacısı olarak değerlendiren bir bakış açısından artık bir bütün olarak kadının cinsiyet özgürlükçü paradigma gereği eşit statüde olması gerektiğini savunan bir noktaya gelmiş durumdayız” dedi.

Kentteki bütün çalışmalarda kadın ve erkeğin toplumsal statü içerisinde eşitliğini ve kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması için çalışmalar yürüttüklerini belirten Baydemir, şöyle konuştu:  "Bugün Dünya’da 27 ülkenin metropol belediyelerinin katılmış olduğu sosyal belediyecilik uygulamasında Sümerpark Sosyal Yaşam alanımız birincilik ödülünü aldı. Kadın merkeziyle, çocuk merkeziyle, gençlik merkeziyle ve özelliklede meslek edindirme merkezleriyle. Bu konuda Diyarbakır çok önemli bir mesafeyi aşmış bulundu. Kadına gelen şiddet sadece aile ortamından gelen şiddet midir? Kamusal şiddet ya da devlet şiddeti kadına yönelmektedir. Bu coğrafya neredeyse 30 yıldır. En üst düzeyde kadına yönelik şiddetin kamu eliyle de uygulandığı bir coğrafyanın da ifadesidir. Sadece bu coğrafya da kamu eliyle şiddet uzanmıyor. Paris’in göbeğinde de Politik kimliklerinden dolayı üç kadın diplomatı hunharca kat edildi. Dünya’nın pek çok yerinde kadın yönelik şiddet hala vardır. Bugün Suriye’de de sırf kadın kimliğinden dolayı nerdeyse her iki tarafın şiddetine maruz kalan kadınların hayatlarını, trajedilerini hep birlikte izlemeye devam ediyoruz."

Bütün bunların ciddiyetle ele alan toplumsal cinsiyet eğitimine ihtiyaç duyulduğunu belirten Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cinsiyet özgürlükçü bir eğitim sistemine ihtiyaç var. İdari ve kamu tedbirlerinin çok ciddiyetle bir kez daha gözden geçirilmesine ihtiyaç var. Bugün çeşitli mekanizmalara baş vurup sonuç almadan yaşamlarını yitiren kadınların olduğunu biliyoruz. Kadına yönelik şiddete toplumun kamu başta olmak üzere hiçbir kesimin masum olmadığının kanaatindeyim. Kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kalka bilmesi için, kadının mutlak suretle ekonomik özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Ekonomik özgürlüğün olmadığı bir aile yaşantısı içerisinde kadının erkekle eşit statüde olmasını beklememek gerekir diye düşünüyorum. Ekonomik özgürlüğü olan kadın şiddete maruz kaldığı zaman çok daha emin adımlarla direnmesini bilecektir. Kadına yönelik şiddetin mutlak suretle cezalandırılması hafifletici hiçbir unsurun bulmaması gerekir. Tam tersine eş, kardeş, aşk veya töre ağırlaştırılmış cezalarla karşılaşması gerekiyor. Politik cinayetlere maruz kalan kadınlarında bu cinayetlerinin aydınlığa kavuşması gerektiğini düşünüyorum. Bu cinayetlerin biran önce aydınlatılması karanlıktan çıkarılması kadının bundan sonraki sosyal yaşamında, siyasal yaşamında daha emin ve daha güven içerisinde ve kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırması sürecinde de çok önemli bir katkısının olacağını düşünüyorum."

Daha sonra konuşan Türkiye’nin Fransa Büyükelçisi Laurent Bili, Paris’te 9 Ocak günü katledilen kadın devrimciler Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan'a ilişkin, “Sayın Başkan mesajınızı aldım. Bizim orada bir ata sözü var. ‘Özlü adalet adalet değildir’ Biraz sabırlı olmak lazım. Biz de sizin gibi bu olayın çözülmesini istiyoruz” dedi.

Kadına yönelik şiddet konusunda da konuşan Bili, “Fransa kadın şiddetine karşı ciddi bir sorunla karşı karşıyadır. 1997 de bir ulusal koşturmayla birlikte ilk kez bir istatistik elde ettik. İlk olarak kadınların şiddet konusunda sessiz kaldığını fark ettik. Size üç rakam verebilirim.2012 yılında her üç günde bir kadın eşinin uyguladığı şiddet sonucu hayatını kaybettiğini öğrendik. 10 kadından bir tanesi şiddete maruz kalıyor. Yılda 50 bin kadın tecavüze maruz kalıyor. Bu rakamlar kabul edilemez” dedi.