Fransız ve Kürtler Ocak ayını duyarlılık ayına dönüştürecek!
Fransız ve Kürtler Ocak ayını duyarlılık ayına dönüştürecek!
Fransız ve Kürtler Ocak ayını duyarlılık ayına dönüştürecek!
Çok sayıda Fransız ve Kürt organizasyonları bünyesinde toplayan Kürdistan İle Ulusal Dayanışma Koordinasyonu (CNSK), Paris katliamının birinci yıldönümüne denk gelen Ocak ayını duyarlılık ayına dönüştürmek istiyor. Fransa Meclisi’nde yapılan Kürt konferansı, Ocak ayında Türkiye’yi ziyaret edecek olan Cumhurbaşkanı François Hollande’a Kürt sorununu hatırlattı.
CNSK’nin öncülüğünde Parlamento Dışilişkiler Komisyonu üyesi François Asensi'nin ev sahipliğinde 13 Kasım günü Fransa Ulusal Meclisi’nde düzenlenen Kürt sorunu konulu konferansta, başta Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerine Kürtlere yönelik politikalarını gözden geçirmeleri çağrısı yapılırken, Ocak ayı için eylem kararı alındı.
Konferansın ilk “yuvarlak masa” toplantısına katılan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “AB devletlerin ve batılı devletlerin Kürt politikalarının revize etmelerinin zamanının geldiğini” söyleyerek, “100 yıldır izledikleri politika artık işlemez hale gelmiştir” dedi ve AB ülkelerini dış politikalarında, Kürt politikasında revizyona çağırdı.
Fransız hükümetine de aynı çağrı ile seslenen Demirtaş, “Şu anda ciddi bir barış arayışı var, ciddi bir ateşkes var, silahlar tümden durmuş, PKK silahsızlanmaya hazır olduğunu söylüyor. Ama AB ve üye ülkelerinden Kürtlerin haklarını savunma noktasında güçlü, kararlı bir destek henüz görmüş değiliz” diye belirti.
Konferansın ikinci bölümünde konuşun avukat Sylvie Boitel, 9 Ocak’ta üç Kürt kadın devrimcinin katledildiği saldırıya ilişkin soruşturmaya değinerek, “gizlilik kararı” nedeniyle dosyadaki ilerlemelerin kamuoyu ile paylaşılmadığını belitti. Boitel, buna karşın dosyada ilerlemelerin olduğunu sözlerine eklerken, olayın Türkiye ayağı konusunda esas olarak siyasi baskıyı arttırmak gerektiğini söyledi.
CNSK’nın Komünist Partili Başkanı Sylvie Jan, Fransa’nın dış politikasını değerlendirdi. Jan, bu diplomasinin Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un tek kelime ile ifade edildiğini hatırlattı: “Ekonomik.”
Kürtlerin haklarının evrensel olduğu ve parçalanamayacağını kaydeden Jan, Kürtlere ilişkin uluslararası kamuoyundaki temel sorunun “cehalet” olduğunu ifade etti. Jan, “Cehalet engelini aştığımızda, bir şeylerin değiştiğini görüyoruz. Biz öncelikli olarak bu rakibe yöneleceğiz. Kürt sorununu anlatarak” şeklinde konuştu.
FRANSIZ HÜKÜMETİ NEDEN ÜÇ DEVRİMCİNİN AİLELERİNİ KABUL ETMİYOR?
Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i hatırlattığında gözleri dolan Jan, Fransa’daki bu siyasi cinayetlerin barış sürecini durdurmak için olduğunu belirterek, Fransa’nın Türkiye ile ilişkilerinin iki temel üzerinde yürütüldüğünü, Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesini kaynak göstererek söyledi: Çift taraflı ekonomik ilişkiler ve PKK militanlarına karşı mücadele, diğer bir ifadeyle güvenlik işbirliği anlaşması.
“Kürtler halen ekonomik çıkarlara kurban ediliyor” diyen CNSK Başkanı Jan, “(Eski Cumhurbaşkanı) Sarkozy döneminde yapılan güvenlik işbirliği anlaşması, Fransa’daki anti Kürt politikası, ‘hedefli’ olarak yürütüyor. Tüm Kürtlere yönelik değil, demokratik harekete yönelik yapılıyor, bizi endişelendiren budur” şeklinde konuştu.
Paris’teki siyasi cinayetlerin üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen hükümet yetkililerinin neden bunların ailelerini kabul etmediğini sorgulayan Jan, “Aileleri halen Fransız makamları tarafından kabul edilmedi. Kürt federasyonu üst düzeyde kabul edilmedi halen. Bu siyasi bir cinayettir. Fransız hükümeti, neden halen aileleri kabul etmedi?” diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI TÜRKİYE’YE BARIŞ İÇİN GİTMELİ
Jan, son olarak Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın 27 Ocak günü Türkiye’ye ziyarette bulunacağını hatırlatarak, çift taraflı ilişkiler, Türkiye’nin AB üyelik süreci ve Suriye meselesinin bu ziyaretin gündemi olarak belirlendiğini ifade etti. Fransız toplumunun barış süreci, siyasi süreç, siyasi tutsakların serbest bırakılması, Kürt halkının talepleri, Öcalan’ın özgürlüğü ve Suriye’de barış lehine bu ziyaretin gerçekleştirilmesini istediğini kaydeden Jan, “Cumhurbaşkanı bagajına bunları almalı” dedi.
OCAK AYI FRANSA İÇİN BİR YILDÖNÜMÜDÜR
Bu ziyaret öncesi Ocak ayını Fransa’da büyük bir duyarlılık ayı haline getireceklerini söyleyen Jan, “Ocak ayı Fransa için bir yıldönümüdür. Demokrasi için bir yıldönümüdür. Kürtleri yalnız bırakmamak gerekiyor. Bu tüm Fransızları ilgilendiriyor. Bu cinayetler Fransız hukukunu ihlal etti” diye ifade etti.
“Kış ne kadar şiddetli olursa olsun, baharın gelişi kaçınılmazdır”, Kürt sözünü hatırlatarak sözünü tamamladı.
İkinci “yuvarlak masa” toplantısının moderatörlüğünü yapan üniversite profesörü Pascal Torre, “Ocak ayı büyük bir tartışma ayı haline getirilmeli. Cumhurbaşkanı, Kürt halkının tanınması talebiyle gitmeli. Baskılara son verilmesi talebiyle gitmeli. Bu onun sorumluluğundadır” diye ekledi.
FEYKA BAŞKANI: 2007’DEN BU YANA 21 OPERASYON YAPILDI
Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu (FEYKA) Başkanı Mehmet Ülker ise konuşmasında Kürtlerin Fransa’ya göçünü kısaca anlatırken, son büyük dalganın 1990’lı yıllarda yaşandığını ve bunun Kürdistan’da uygulanan vahşetten kaynaklandığını kaydetti. Bu dalgada 100 binin üzerinde Kürdistanlının Fransa’ya geldiğini belirten Ülker, Fransa ile Türkiye arasındaki ekonomik çıkarlara işaret ederek “1993 yılının sabahında Fransa’da ilk operasyon yapıldı. Yüzlerce Kürdün evi basılarak 183 Kürt gözaltına alındı” dedi.
Kürtlerin demokratik talepler çerçevesinde eylemlerini sürdürdüğünü ifade eden Ülker, “2007 yılından sonra Kürtlere karşı konsept tamamen farklılaştı” diyerek, o zamana kadar yapılan takip ve dinlemenin tamamen baskıya dönüştüğünü söyledi. 2007-2011 arasında Kürtlere yönelik toplam 21 operasyon yapıldığını ve 250 Kürt siyasetçinin gözaltına alındığını belirten Ülker, 4 aya varan tutuklamalar ve 5 yıla varan adli kontrollerin yaşandığını, Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nin kapatıldığını ve operasyonlarda evlerin kapılarının kırıldığını anlattı
Ülker Fransa’nın Kürt politikasını bir örnekle ifade etti: “Türk devleti ile Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan arasındaki görüşmeler sırasında bir grup gerilla barış için sınırdan girdiğinde, Paris’te Kürt derneği basılarak Öcalan’ın fotoğrafları suç delili sayılmıştır” dedi.
Konferansın sonunda sonuç bildirgesini Bröton Kürt Dostluk Derneği Başkanı André Metayer okudu. Metayer, alınan kararlara geçmeden önce Kürtlerin dört parçadaki durumlarına ilişkin detaylı bir sunum yaptı.
Sonuç bildirgesinde Fransa, Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği, ABD ve BM organlarına şu çağrılar yapıldı:
1-Kürtlerin İran, Türkiye ve Suriye’de mağduru olduğu tüm temel hakların ihlalleri kınanmalı
2-Kürt halkının taleplerinin meşruiyeti tanınmalı;
a)Yasal ve anayasal olarak kimliğin tanınması, bu bağlamda düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün güvenceye alınması
b)Demokratik özerklik hakkının tanınması
c)Anadilde eğitim hakkının tanınması
3-BM’nin tüm siyasi tutsaklar, siviller ve savaşçıların serbest bırakılmasını isteyen karar tasarıları desteklenmeli
4-Tüm hukuki prosedürler iptal edilmeli, tüm siyasi tutuklular serbest bırakılmalı ve tüm savaşçılar ülkelerine dönebilmeli, siyasi ve yurttaşlık haklarından faydalanabilmeli.
5-Sivil toplum veya gazeteciler arasından alınmış tüm rehinelerin (Türkiye cezaevlerindeki) özgürlüğünü sağlamak için tüm diplomatik çabalar gösterilmeli
6-Türkiye’nin görüşmelerin sonucunda Kürt sorununa siyasi ve adil bir çözüm yönünde yaklaşım göstermesi için tüm diplomatik çabalar saf edilmeli.
Fransa ve Avrupa Birliği’nin Kürt bölgesindeki tüm barış inisiyatiflerini destekleme ve bu yönlü inisiyatif almalarını istiyoruz.
Avrupa Birliği’nin Türkiye ile işbirliği anlaşmalarının devamını Kürt sorunun siyasi ve barışçıl çözümü ile koşullamasını talep ediyoruz.
Bu bağlamda,
-Fransa ve Avrupa Birliği Abdullah Öcalan dahil tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını teşvik eden gerekli tüm inisiyatifleri almalı
-Avrupa Birliği PKK’yi terörist örgütler listesinden çıkarmalı
-Fransa, Türkiye ile polisiye işbirliğine dayalı yasa tasarısını reddetmeli ve Fransa’da yaşayan Kürt militanlara yönelik tüm baskıcı tedbirlere son verilmeli
-Fransa, 9 Ocak 2013’te Paris’te üç Kürt militanın katledilmesine ilişkin soruşturmanın tamamlanması için gerekli tüm çabaları göstermeli
-Fransa, Avrupa Birliği ve diğer Avrupa ülkeleri insan hakları savunucularının güvenliğini garanti etmeli.
Konferans bileşenleri olarak,
1-Collectif VAN (İnkarcılığa karşı Ermeni Duyarlılığı) tarafından kurulan “Türkiye’deki aydınların destek için uluslararası komite”yi,
2-Uluslararası Af Örgütü’nün İran’da tutuklanan ve idam cezası riski altında olan iki Kürt gazeteci için başlattığı kampanyayı
3-Ermeni soykırımının tanınması için verilen mücadeleyi destekliyoruz.