Gabar: Kürt gençleri zindan direnişini sahiplenmeli

AKP –MHP iktidarının en son çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnameyi değerlendiren PAJK Koordinasyon üyesi Gülçiya Gabar, “Kürt gençleri ve kadınlar bu sürece öncülük etmeli ve zindanları yalnız bırakmamalıdır” dedi.

AKP-MHP faşist iktidarının kirli ittifakı gün geçtikçe ülkeyi kaosa dönüştürüyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ülkede büyük bir krizi de beraberinde getirdi. 2018 yılına girerken yayınlanan yeni KHK ile siyasi tutsaklara yönelik tek tip kıyafet uygulaması resmileşti. PKK- PAJK’lı tutsaklar alınan karara yaptıkları açıklama ile net cevap verirken, PAJK koordinasyonu üyesi Gabar da tek tip kıyafet uygulaması ve yürütülen kirli ittifaklar üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.

‘KÜRT KADINLARI FAŞİST UYGULAMALARIN KARŞISINDA DURACAK’

AKP hükümetinin uygulamalarının Kürt halkını sindirme politikası olduğunu söyleyen Gabar, “Hapishanelerde devrimcilerin başlattığı direniş ve halkımızın direnişi var. AKP hükümeti Kürdistan devrimcilerinin ve halkımızın gözünü korkutamaz. Erdoğan Kürtlerin içinde bulunduğu hapishanelerde Guantanamo hapishanesini model olarak dayatıyor, Kürtlere vahşi işkenceleri reva görüyor. Mazlum arkadaşın ‘direnmek yaşamaktır’ sözüne ve Sara arkadaşın direnişi karşısında Esad Oktay nasıl yenildiyse AKP-MHP faşist iktidarı da o şekilde yenilecektir. Sara arkadaş nasıl ki zalimlerin yüzüne tükürdüyse günümüz Kürt kadınları ve vicdan sahibi insanlar da Erdoğan’ın vahşetine karşı çıkacak ve mücadele edeceklerdir” diye konuştu.

Çıkarılan yasaları Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesine saldırı olarak değerlendirin Gabar, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Tek tip kıyafet uygulaması tekçi zihniyetin ürünüdür. Kürt devrimciler bunu kabul etmeyeceklerdir. Bu faşist uygulamalar aslında Önderliğin felsefesine bir saldırıdır. Önderliğin felsefesi, ideolojisi çok renklilik demektir. Önderliğin felsefesi halkları yan yana getiriyor ve halkları özgürleştiriyor. Tek tip uygulaması ile Erdoğan hükümeti ‘İnancınızdan, felsefenizden, değerlerinizden vazgeçin’ yani ‘işgalciliğe teslim olun’ mesajını veriyor. Fakat bilinmeli ki faşist uygulamalar kırılsın, işkenceler son bulsun diye birçok bedel ödendi. Bu saldırılar son bulsun diye yine bedel veririz. Kürt halkı olarak, Kürt Özgürlük Hareketi olarak bedel ödemekten korkmuyoruz.”
‘DEVRİMCİ GÜÇLER HEDEF ALINIYOR’

Tutsaklara yönelik büyük bir saldırı olduğunu söyleyen Gabar, “Arkadaşlarımız tek bir yolla değil farklı yol ve yöntemlerle mücadele etmeliler. Arkadaşlar tutumlarını net bir şekilde belirtmişlerdir. Düşman tutsakları görüşe çıkarmama ile tehdit ediyor. Yani insan haklarını bu denli tanımayan bir saldırı var. Bu denli keyfi yasalar çıkarılıyor. İmralı’da Önderlik üzerinde çok ağır bir tecrit uygulanmaya başlandı ve bu, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın diğer zindanlarına da yayıldı. Erdoğan hükümetinin asıl amacı FETÖ’ye yönelik değil. Bu uygulamalar ile devrimci güçler hedef alınıyor. Devrimci güçler hedef alınarak aslında halk hedef alınıyor. Bu yüzden bütün devrimcilerin bu baskılar ve sömürüler karşısında durması ve bu yasaları tanımaması gerekiyor” dedi.

‘HALK GÜÇLÜ EYLEMLERLE CEVAP VERMELİ’

Tek tip kıyafet uygulaması karşısında halkın güçlü eylemlerle cevap vermesi gerektiğine dikkat çeken Gabar şunları belirtti: “Zindanlardaki arkadaşların koşullar nedeniyle yol yöntem geliştirmeye çok imkanı olmayabilir. Bu zulmü durduracak olan bizzat halktır. Avrupa devletleri nasıl ki İmralı’da Önderliğe uygulanan ağır tecride ortaksa, bu zulümlere de sessiz kalınmaması gerekir. Bu yüzden Avrupa’da yaşayan Kürt halkının bu olaylar karşısında tutumu net ve güçlü olmalıdır, güçlü eylemler etkinlikler düzenlemelidir. Avrupa devletleri AKP hükümetine destek oldu, Kürdistan’da yürütülen savaş ve politikalarda bu devletlerin rolü var. Bu halkın kendi ülkelerinden çıkıp mecburi göç etmesinde Avrupa devletlerinin payı vardır. Avrupa televizyon ve kurumlarından, CPT’den tutalım her yerde büyük yürüyüşlerin gerçekleşmesi ve zulümleri Avrupa gündemine alınması gerekir. Avrupa devletleri sesini çıkarsaydı Türk devleti devrimci tutsaklar üzerinde bu kadar keyfi yasalar uygulayamazdı.”
AKP-MHP ittifakına karşı Kürdistan gençlerine de önemli mesajlar veren Gabar, “En çok Avrupa ülkeleri ve Türk metropollerinde yaşayan Kürt halkının, Kürt gençlerinin çıkarılan faşist yasalara karşı eylemler gerçekleştirmesi gerek. Kürt gençlerimizin AKP-MHP’nin kurum ve kuruluşlarını yakması gerekir. Gençler keyfi faşist kararları alanların bu kadar rahat hareket etmesine izin vermemelidir. Zalimlerin kendi gölgelerinden korkacak hale gelmesi gerekiyor. AKP-MHP’nin siyasetçilerine ve kararı alanlara Türkiye’de ve Kürdistan’da nefes aldırmamak gerekiyor. Ezilen Türk halkı da zalimlere karşı güçlü bir şekilde başkaldırmalıdır. Gençlerimiz de eylemlere öncülük etmeli, gerekli yerleri yakmalıdır. Kürt gençleri, hükümeti faşist kararları aldığından dolayı pişman etmeli. Kürt gençleri, kadınlar bu sürece öncülük etmeli ve zindanları yalnız bırakmamalıdır” dedi.

KHK’lara karşı halkı sokaklara çağıran Gabar şunları dile getirdi: “Biz az mı şehit verdik? Halk birçok katliamla karşılaştı. Halkımız tehditlerden ve ölümlerden korkmuyor. Halk özgürlüğe ve Önderliğin felsefesine aşıktır. Halk özgürlük aşkı ile Önder Apo’nun felsefesine olan aşk ile tek tip uygulamalarına karşı sokağa dökülmeli.

Türk Devleti’nin Güney Kürdistan’a da askeri operasyonları oluyor. Kürt gençliği buna karşı sessiz kalmamalıdır. Batı Kürdistan halkı da eylemler düzenliyor. Halk mücadelesini daha da güçlendirmelidir. Ayrıca gerçekleştirdikleri başkaldırıları kutluyoruz. Bu esas üzerine halkımızın Garzan şehitliği ve zindanlardaki tek tip uygulamalara karşı gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirecekleri direnişleri kutluyoruz.”