Gazeteden sonra dernek

5 yıldır Emek ve Onur gazetesini çıkaran emekçiler, şimdi de İstanbul, İzmir ve Adana’da aynı isimde dernek kurdu.

İşçi gazetesi Emek ve Onur’u işçi havzalarında ve semtlerinde ücretsiz olarak dağıtan emekçiler, kurdukları dernekle iş kolları komiteleri ve işçi meclislerinin kurulmasını hedefliyor.

Ekmek ve Onur Derneği’nin sözcüsü Emrah Arıkuşu, ağırlı olarak market, metal, inşaat, tekstil, ayakkabı ve sağlık iş kolunda çalışma yürüttüklerin belirterek, “Patronların muhasebecileri, insan kaynakları, avukatları var. İşçisinin ise emek gücü. Birçok hakkını bilmeyen işçiler için varız” dedi.

MAHALLELERDE DAYANIŞMA KANALLARI

Ekmek ve Onur’un ilk olarak Toplu İş Sözleşmesi (TİS) döneminde metal işçilerinin eylemleri içinde kendisini var ettiğini belirten Arıkuşu, kendilerini şu sözlerle tanıttı: “Böyle simgesel bir anlamı var. Daha sonraki süreçte de işçi direnişlerinde, fabrikalarda, işyerlerinde, atölyelerde olduk. Tüm iş kollarından işçilerin birbiriyle temas edeceği, birbirinden haberdar olacağı bir platform olmasını hedefledik. 5 yıllık bir geçmişimiz var. Son bir yıldır dernekleşme çalışması içindeyiz. Dernek, işçilerin sorunlarıyla daha yakından ilgilenmek için bir araç. Var olan çalışmaları bir derneğe hapsetmiyoruz. Ekmek ve Onur gazetesi ve derneğiyle birlikte mahallelerde yoksullarla dayanışma ağları kurmayı hedefliyoruz. Özellikle ekonomik krizin basıncını daha derinden hissettiğimiz; işsizlik, pahalılık ve yoksulluğun arttığı şu dönemde mahallelerin içinde dayanışma kanalları yaratmaya çalışıyoruz.”

SINIFI CANLANDIRACAK MEKANİZMALAR

Türkiye’de 2015’ten beri işçi hareketlenmelerinde bir duraksama olduğuna işaret eden Arıkuşu, mevcut politikaların bunda önemli rol oynadığını söyledi. Buna rağmen işçi hareketinin birçok noktada reflekslere de sahip olduğunu kaydeden Arıkuşu, bütünlüklü bir örgütlenmenin bu reflekslerle mümkün olabileceğini vurguladı. Arıkuşu, “Sınıf mücadelesi yükseltecek, sınıfı canlandıracak çok yönlü mekanizmalara ihtiyaç var. Bu anlamda her şeyi bir araç olarak ifade ediyoruz. İşçilerin gelip kullanabileceği, işçilerin haklarını öğrenebileceği veya kendi etkinliklerini yapabilecekleri bir kurum, mekan yapmaya çalışıyoruz. Kütüphanesinden tutalım da film gösterimine, tiyatro gösterileri, tiyatro atölyelerine kadar… Evle iş yerine sıkıştırılmış işçilerin nefes alabileceği ortamlar yaratarak yola çıktık” şeklinde konuştu.

BİRÇOK İŞÇİ HAKLARINI BİLMİYOR

Ücret zammı, grev hakkı, sendikalaşma ve sosyalleşme için eylemsel ihtiyaca işaret eden Arıkuşu, şöyle devam etti: “İşçiler haklarını bilmiyor. Örneğin asgari ücretle neyin nasıl kesileceğini birçok kişi bilmiyor. İşverenin muhasebecisi, avukatı, insan kaynakları uzmanları ve daha bir çok personeli var ama işçi sınıfının sadece kendisi var. Emek gücünü satmaktan başka bir çaresi yok geçimi için. Biz burada devreye girmeye çalışıyoruz. Hem işçinin maaşının hesaplanması, yasal olarak hakları, kişisel olarak hangi konularda kendini daha fazla geliştirebilir, hangi biçimlerde hakları için mücadele edebilir? Bu anlamda çok yönlü işin içinde olmaya çalışıyoruz.”

Arıkuşu işçilerin kendilerine https://twitter.com/ekmekveonur hesabı üzerinden iletişim kurabileceklerini aktardı.