Gençlik örgütleri: PKK yasağının meşruluğu yoktur

Gençlik örgütleri: PKK yasağının meşruluğu yoktur

Almanya'nın Partiya Karkerên Kurdistan'ın (PKK) üzerindeki yasağı 20'nci yılını doldurdu. Bu ülkede yaşayan yüzbinlerce Kürt ve demokratik çevreler, yasağın kaldırılmasını istiyor. Almanya'da faaliyet yürüten farklı uluslardan gençlik örgütü temsilcileri, Kürtlerin yasağa karşı mücadelesini desteklediklerini belirterek, yasağın anti demokratik bir uygulama olduğunu ve bir an önce kaldırılması gerektiğini söyledi.  

Dünya'da 40 milyon nüfusa sahip olduğu tahmin edilen  Kürtlerin bir statüye sahip olmak için 35 yıldır mücadele veren PKK, 20 yıldır Almanya'da yasak. Yüz binlerce Kürt’ün yaşadığı Almanya'da, dernekleri, kurumları baskı altında. Siyasetçileri tutuklanarak, kriminalize ediliyor. Kürt renkleri yasak, Kürt bayrakları ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın posterlerinin bulunduğu yerde, toplatma gerekçesi. Bütün bunlara karşı her türlü cezaya rağmen 20 yıldır direnen Kürtler, bir anlamda PKK yasağını anlamsızlaştırdı. Kürtlerin vicdanında hiç bir meşruluğu olmayan bu yasağa tepki gösteren Alman ve Uluslararası Gençlik Örgüt Temsilcileri, PKK'nin üzerindeki yasağın anlamsız olduğunu belirterek, kaldırılması çağrısında bulundu. 

Yeşiller Partisi Nidersachsen Gençlik Örgütü Sözcüsü Ture Hinrichsen, Atesh Grubu Hamburg Sözcüsü Lu Lana Niekel, Yekîtiya Xwendevanên Kurdistan sözcüsü Sozdar Sevim, DİDİF Gençlik Örgütü adına Yüsüf As, Almanya Tamil Gençlik Organizasiyonu Sözcüsü Elaventhan Avunakırınathan ve Young Struggle Sözcüsü Suzan Ergün, Fırat Haber Ajansı'na (ANF) yaptıkları açıklamada, yasağa tepki göstererek, bütün demokratik kesimlerinin PKK yasağına karşı mücadele etmesi gerektiğinin vurgusunda bulundu. 

HİNRİCHEN: YASAK ANTİ DEMOKRATİKTİR

Yeşiller Partisi Nidersachsen Gençlik Örgütü Sözcüsü Ture Hinrichsen, PKK'nin üzerindeki yasağının Almanya'nın, Türkiye ile olan çıkar ilişkiler, sonucu olduğunu söyledi. Ture Hinrichsen, Almanya'nın demokratik yollarla mücadele eden Kürtlere yönelik baskı uyguladığını belirterek “Kurumları basılıyor, siyasetçileri kriminalize ediliyor. Bunu da PKK'nin yasağına bağlıyor. Bu yasak, anti demokratiktir ve meşruluğu yoktur. En kısa zamanda, kalkması gerekiyor” dedi. 

Yasağın kalkmasına yönelik yapılan etkinlikleri desteklediklerini belirten Hinrichsen şöyle konuştu: “Biz şiddete karşıyız. Ama yasak ve baskı altında tutularak, şiddete davetiye çıkartılıyor. Buda demokratik yol ve yöntemlerin önü kesiliyor. Demokrasi güçleri kriminalize ediliyor. Herkesin meşru ve demokratik bir şekilde görüşlerini ifade etmek için bu tür yasakların kalması gerekiyor. Hele sol ve ilerici bir örgütün yasaklanması demokratik değildir. Onun için bir an önce bu yasağa son verilmeli.”

NİEKEL: YASAK KABUL EDİLEMEZ

Atesh Grubu Hamburg Sözcüsü Lulana Niekel ise PKK'nin üzerindeki yasağının kınadıklarını belirterek, "PKK, ilerici bir parti olmasına rağmen üzerinde 20 yıldır bir yasak var. PKK'ye karşı Alman toplumunda da bir ön yargı söz konusu. Ve terör olarak lanse ediliyor. Sistem bunu toplumun içerisinde yaymaya çalışıyor. Demokratik ve  devrimci güçler buna karşı çıkmalı. Bu politikalara karşı, mücadele içerisinde olmalı. Panel, seminer ve benzeri etkinliklerle bu imajı kırmamız gerekiyor" diye konuştu. 

SEVİM: HALKIMIZ BU YASAĞI KABUL ETMİYOR

Yekîtiya Xwendevanên Kurdistan sözcüsü Sozdar Sevim de Kürtlerin meşru temsilcisi PKK 20 yıldır Almanya'da yasak olmasının kabul edilecek bir şey olmadığını belirterek, şunları söyledi:" Bu yasağın altında yatan kuşkusuz siyasi ve ekonomik çıkarlardır. PKK, onların çıkarlarına ters davranğı için böylesi bir karar aldılar." Ancak şunu bilsinler ki, halkımız bu yasağı kabul etmiyor. Zaten, 20 yıldır hiç bir zaman bu yasağı dinlemedi. Almanya'nın bütün baskı ve kriminal yaklaşımlarına rağmen bu yasağ karşı çıktı. Çünkü PKK, halkımızın gönlünde ve vicdanında meşru ve haklı bir partidir. Özgürlük mücadelesini yürüten ilerici, devrimci ve demokratik bir harekettir. 35 yıldır aralıksız milyonların desteği bunun ispatıdır. Bunu gerek Almanya devleti, gerek ise diğer sömürgeci devletler iyi bilsin. " 

AS: YASAK TÜRKİYE İLE OLAN İLİŞKİLERİN SONUCUDUR

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Gençlik Örgütü adına Yusuf As ise  Almanya'da PKK ve birçok devrimci örgütün yasaklar listesinde olduğunu hatırlatarak, “Almanya tarihine baktığımızda sürekli sisteme karşı gelen parti ve örgütler, hep baskı altında tutulmuştur. Almanya tarihinde kendi Komünist Partisi'ni de yasaklamıştır. Günümüzde bu yasaklar listesinde DHKP-C ve başka partilerde de var. Ama PKK'ye yönelik yasak daha farklı bir yöntemle yürütülüyor. Türkiye ile olan işbirliğinden dolayı daha özel bir uygulama uygulanıyor. Baskılar, yasaklar, var" şeklinde konuştu. As, bu yasağın anti demokratik bir uygulama olduğunu belirterek, kaldırılmasını istedi. 

AVUNAKIRINATHAN: ULUSLARARASI BİR PLANDIR

Almanya Tamil Gençlik Organizasyonu Sözcüsü Elaventhan Avunakırınathan da tarih boyunca ezilen halkların uluslararası çıkarlara kurban edildiğini söyledi.  PKK'nin emperyalist politikalar sonucunda yasakladığını belirten Avunakırınathan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tamiller ve Kürtler, olmak üzere birçok ezilen ulus emperyalist ve sömürgeci güçlerin hedefinde. Bu yasaklarda, bunun sonucudur. Biz halk olarak, bunun acısını çok yaşadık. Halkımızın özgürlük mücadelesini veren binlerce militan imha edildi. Halkımıza yönelik acımasız bir katliam gerçekleşti. Binlercesi sürgün edildi. Tamil halkı, tam bir soykırımdan geçti. Bu bir uluslararası plan dahilinde oldu. Bizim sorunumuz birdir. Onun için bu katliamcı ve sömürgeci güçlere karşı mücadele etmeliyiz. PKK'nin üzerindeki yasakta bu politikaların sonucudur. "

ERGÜN: YASAĞA KARŞI ORTAK MÜCADELE ETMELİYİZ

Young Struggle Sözcüsü Suzan Ergün de şunları söyledi: "PKK'nin yüzerindeki yasak Alman devletinin Türkiye ile birlikte yürüttüğü işbirlikçi politikalarının sonucudur. Silah ticareti ve benzeri ekonomik çıkarlardan kaynaklıyor. Bunun kalkması için ortak mücadele içerisinde olmalıyız. Onun için 16 Kasım'da Berlin'de yapılacak yürüyüş, çok önemlidir. Her devrimci, sosyalist örgüt ve parti, bu yürüyüşe aktif katılmalı. Kürtlere yönelik bu baskı aynı zamanda bize yöneliktir."