Gezi'nin faturası AB üyeliğine kesildi!

Gezi'nin faturası AB üyeliğine kesildi!

Avrupa Birliği ve Türkiye arasında yeniden açılması beklenen müzakere süreci, Gezi Parkı gösterilerine Türk polisinin sert müdahalesi yüzünden yeniden tıkandı. AB Bakanı Egemen Bağış ise erteleme yüzünden Almanya başbakanı Merkel'i suçlamasıyla Brüksel-Berlin-Ankara hattındaki Gezi Parkı krizi daha derinleşti.

Son yıllarda tıkanan Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinin 2013 yılıyla birlikte yeniden ilerlemesi ve müzakerelerin kaldığı yerden devam etmesi umudu vardı. Ancak sürece İstanbul'daki Gezi Parkı direnişi ve Türk polisinin gösterilere sert müdahalesi gölge düşürdü. Son günlerde özellikle Alman başbakanı Angela Merkel, Gezi Parkı eylemcilerine uygulanan şiddete yönelik eleştiri dozajını yükselterek "Türk hükümetinin tavrı beni dehşete düşürüyor" demişti.

Avrupa Birliği ve Türkiye arasında ise 26 Haziran günü 22. fasıl olan "Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu" başlığı altındaki müzakereye görüşmelerin başlaması planlamıştı. Ancak AB üyesi ülkelerinin Brüksel'deki büyükelçilerinin katılacağı konferans, Almanya, Danimarka, Avusturya ve Hollanda'nın çekince koyması yüzünden ertelendi. Avrupa basını iptalin Gezi Parkı olayları ve AKP hükümetinin tutumu nedeniyle geldiğini yazdı.

BERLİN-ANKARA ARASINDA BAĞIŞ KRİZİ

Ankara hükümeti ise Brüksel'den aldığı şokun faturasını Alman başbakanı Merkel'e kesti. AKP hükümetinin AB Bakanı Egemen Bağış dün Kayseri'de gazetecilere şöyle konuştu: "Türkiye’yle uğraşmanın bedelini iyi hesap etmeleri gerekir. Türkiye’yle geçmişte uğraşan (Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy’nin bugün balık tuttuğunu herkesin hatırlaması gerekir.  Biliyorsunuz, Eylül ayında Almanya’da seçimler var. Merkel de kendi seçimlerine yönelik siyaset malzemesi arıyorsa, bu malzeme Türkiye olmamalıdır. Türkiye’nin AB’ye değil, AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var."

Bağış'ın sözleri Ankara ve Berlin arasında dün akşam saatlerinde krize neden oldu. Yaygın Alman medyası Bağış'ın sözlerini "Türk bakan Merkel'i tehdit ediyor" ve "Türkiye'den Merkel'e ültimatom" başlıklarıyla duyururken, Merkel hükümeti, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu’nu çağırdı. Aynı şekilde Türk Dışişleri Bakanlığı da Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl’ün bakanlığa davet etti.

Ankara Fransa'nın engellini kaldırmasıyla daha önce açılması planlanan bölgesel ve yerel politikalar faslıyla ilgili birkaç güne kadar Almanya'nın net tutumunu öğrenmek istiyor. Alman Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Andreas Peschke ise müzakerelerde yeni başlıkların açılmamasının teknik sorunlardan dolayı olduğunu savundu. Söz konusu sorunların aşılmasının ardından müzakere sürecinin devam edeceğini bildiren Alman yetkili “Belirtildiği gibi başlığın açılmamasının Gezi Parkı ile direk bir bağlantısı yok" diye konuştu.

Ancak Almanya ile birlikte Ankara'nın dört gözle beklediği 26 Haziran'daki randevunun ertelemesine neden olan Avusturya'nın Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger'den farklı bir açıklama geldi. Almanya'nın yanı sıra Avusturya'nın da Türkiye'nin Gezi Parkı göstericilerine sert müdahalesinden dolayı endişe duyduğunu söyleyen Spindelegger "Türkiye düşünce özgürlüğüne saygı duymalı" dedi. Avusturyalı bakan Türkiye'nin AB tam üyeliği yerine "ayrıcalıklı  ortaklık" formülünün yeniden gündeme gelmesini istedi.

2013 MÜZAKERELER İÇİN UMUTLU BAŞLAMIŞTI

Avrupa’yı sarsan Euro krizi, Türkiye’nin kötü insan hakları ve düşünce özgürlüğü karnesi nedeniyle unutulan Ankara'nın AB macerası 2013 yılıyla yeniden gündeme gelmişti. 2005 yılında başlayan Türkiye'nin üyelik sürecinde 35 müzakere başlığından sadece 13 başlık açılırken, bunlardan sadece “bilim ve araştırma” başlığı tamamlandı.

Ankara son yıllarda AB'nin "ev ödevlerine" kulak asmazken, Şubat ayında Paris yönetimi, Brüksel-Ankara hattında ön önemli müzakere başlıklarında birisi olan “bölgesel politika” faslının önündeki blokajı kaldırdı. Aynı ay Ankara'yı ziyaret eden Alman başbakanı Merkel ise bu yıl içinde bir başlığın daha açılması gerektiğini söyleyerek "Müzakerelerin ucu açıktır" uyarısına rağmen "AB sürecini hızlandıracağız" mesajını verdi.

Mart ayında ise AB Temsilciler Komitesi, Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu faslının açılış kriterlerini resmen onayladı. AB üyeliğiyle bölgelere AB bütçesinden aktarılacak fonları kapsayan bu fasıl, Türkiye'deki bölgeler arasındaki gelişmişlik ve gelir farkının azaltılması öngörüyor. Bu yılın ilk yarısına kadar açılması beklenen bu fasıl ile Türkiye'nin müzakerelerde açtığı toplam fasıl sayısı 14'e ulaşacak.

Zaten diğer fasıllardaki açılış kriterlerini bile yerine getirmeyen Türkiye ile 2010'dan bu yana hiçbir fasıl müzakereye açamadı. 8 yıllık üyelik maratonunda Ankara'nın önünde daha birçok fasılda engeller var. AB gözlemcilerinin "Mevzuat uyumu ve müzakerelerin teknik altyapısı son derece yavaş ilerliyor" eleştirisini yönelttiği müzakere masasında, siyasi nedenlerle engellenmiş 18 Fasıl var. Bunlardan 4 fasıl için hala Fransa'nın vetosu sürüyor, Kıbrıs ise 8 faslı bloke etmiş durumda.