Hukukçu-Akademisyen Özgür Sevgi Göral, AKP'nin savaş hükümeti olmayı tercih ettiðini belirterek, Kürtlerin taleplerinin yerine getirilmesi için illa ki ölümlerin olması mı gerekiyor? Cezaevlerinde binlerce insan açlık grevinde. Bu sessizlik ise utanç verici. Bu gidişata bir an evvel dur denmeli dedi.
BDPnin 2. Olaðanüstü Kongresinin ardından yeniden oluşturulan Parti Meclisinde (PM) Yıldız Teknik Üniversitesinde (YTÜ) öðretim görevlisi olduðu dönemde Kürt sorununa ilişkin açıklamaları sebebiyle işine son verilen Hukukçu-Akademisyen Özgür Sevgi Göral da yer alıyor. Kürt sorununda inkara dayalı resmi ideolojiye karşı eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamayı savunduðu siyasi düşünceleri sebebiyle Göralın YTÜdeki görevine devam etmesi engellenmişti.
BDPde yeni dönemde PM üyesi olarak siyaset yapacak olan Göral, uzun zamandır BDP ile çalıştıðını, partinin de üyesi olduðunu söyledi. Türkiyede temel sorunun Kürt sorunu olduðunu düşündüðünü ifade eden Göral, Eşitlik eksenin de çözümüyle, tarafların masaya oturmasıyla çözülür sorun. Diðer türlü çözüleceðini sanmıyorum. Çözümün muhatabı da BDP olduðunu düşünüyorum. Çünkü BDPnin kadınlardan tutun LGBT bireylere, emekçilerden kentsel dönüşüm maðdurlarına kadar toplumsal sorunlarla ilgili olduðunu düşünüyorum dedi
KÜRTLERÝN TALEPLERÝNÝN KARŞILANMASI ÝÇÝN ÖLÜM MÜ OLMASI LAZIM
Son derece zor bir dönemde geçildiðini ifade eden Göral, uzun yıllardır süren bir Kürt sorunu olduðunu kaydetti. Kürt Özgürlük Hareketinin ve BDPnin taleplerinin somut olduðunu söyleyen Göral, bu taleplere yanıt verilmemesinin politik ve insani düzeyde tahribatlar yarattıðının altını çizdi.
Kürtlerin talepleri hususunda cezaevlerindeki süresiz dönüşümsüz açlık grevleri eyleminin somut ve karşılanabilir olduðunu dile getiren Göral, Ancak sessizlikle karşı karşıyayız. Ne zaman duyacaklar bu sesi merak ediyorum. Ýlla ki ölümler mi olması gerekiyor? Türkiyede devletin insan bedenini ve ruhunu deðersizleştiren bir yapıya sahip olduðunu düşünüyorum. Ýnsani var oluşa saygı gösteren ve bunu tanıyan bir devlet yok. Binlerce insan neden açlık grevinde? dedi.
AÇLIK GREVLERÝNE KARŞI SESSÝZLÝK UTANÇ VERÝCÝ
Daha iyimser bir dönem yaşanacaðını ve barıştan umutlu olduðunu ifade eden Göral, cezaevlerindeki açlık grevi eylemine karşı toplumun ve kamuoyunun sessiz kalışını eleştirerek, Bu sessizliði utanç verici buluyorum. 36. gününde eylem. Ýnsanların dönüp buraya bakması gerekir. Özellikle Kürt yurttaşların hayatı neden bu kadar ucuz? Ölmeleri mi gerekiyor yani? Çoktan müdahale edip bu sesi duyurmak, çaðrıyı duyurmak için aracılıktan farklı biçimlerde bu sese yardımcı olmalıydılar. Bu sorumluluk yalnızca BDPye kalmış durumda diye konuştu.
Ýnsaniyetin giderek kaybolduðuna dikkat çeken Göral, şunları söyledi: Uzun süredir cezaevinde olan ve saðlık sorunu olan insanlar var. TTBnin açıklamasını okudum ve saðlık açısından 40. günden sonra ölümler bekleniyor. Bu talepler çok net. Bu taleplerin yerine getirilmesini saðlamak için müzakere ikliminin olması gerekiyor. Tutum almak bu kadar mı zor? Ýsyan edesi geliyor insanın. Herkesi bu konuda tavır almaya, sorunun daha büyük çıkmaza gitmesine engel olmaya çaðırıyorum.
DÜNYA OTONOMÝ MODELLERÝNÝ TARTIŞIYOR
Kürt sorununun geçmişte çok güçlü hükümetleri yediðini ifade eden Göral, mücadelenin Kürtleri getirdiði noktada taleplerin konumu itibariyle iki adım geri bir adım ileriyi Kürtlerin kabul etmeyeceðinin altını çizdi.
Ýnsan hakkı talebi olan Kürtlerin anadilde eðitim talebinin gayet asgari ve somut bir talep olduðunu kaydeden Göral, Yerel yönetimlerin özerkleştirilmesi noktasında otonomi gibi modellerin dünyanın birçok ülkesinde tartışıldıðını ve buna doðru giden eðilimlere olumlu yanıt verileceðini düşünüyorum devletin. Nasıl 30 yıl önce kart-kurttan bugün Kürtçe kanal kuruyorlarsa. Bunu da bu halkın mücadelesi yaptırdı. Durup dururken yapılmadı. Bu mücadelenin yapılamayacakları yaptıracaðını düşünüyorum. Bugünkü hükümet mi olur yoksa ilerdeki hükümetler mi bunu yapar bilemem ama mevcut statüko artık korunamaz dedi.
AKP SAVAŞ HÜKÜMETÝ OLMAYI TERCÝH EDÝYOR
AKP Hükümeti Kürtlerin taleplerine kulak tıkamaya devam ederse öncekiler gibi eriyip gider. Özgür Gündemde bir fotoðraf vardı; Bıçak kemiðe dayandı diyen 4 başbakan bugün yok diyen Göral, geçmiş hükümetlerin savaş hükümeti olmanın bedelini ödediklerini vurguladı. AKPnin önünde de ya savaş hükümeti olmak ya da müzakerenin önünü açmak üzere iki yol olduðunu söyleyen Göral, AKPnin şu an itibariyle savaş hükümeti olmayı seçtiðini dile getirdi.
ASIL SORU BARIŞI TESÝS EDECEK ONUR KÝMÝN OLACAK
AKPnin savaş hükümeti olmayı seçtiðini ve bunun tadını çıkardıðını belirten Göral, Dayanmaz bu kadar uzun. Onların da yaşayacaðı bu olacaktır. Bekleyeceðiz ve göreceðiz. Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin elinin tersiyle sadakavari biçimde veriyoruz işte daha ne tavrına tahammülü yok. Bunun demokratikleşmeyle de alakası olmayan bir tavır. Geçmişte olan neyse bunlara da olacak o olur. Ama bir gün bu topraklarda barışın yaşanacaðına ve bu uðurda hayatını yitirmiş herkesin bir hiç için ölmediðinin anlaşılacaðına çok inanıyorum. Asıl soru bunu yapmamın onuru kimin üzerinde olacak?
ÜNÝVERSÝTELERDE HERŞEYÝ DEVLET BELÝRLÝYOR
Üniversitelerde öðretim görevlilerine dönük yaklaşımda deðişen bir şey olmadıðını kaydeden Göral, öðretim görevlilerinin kendisini memur olarak gördüðünü belirerek, Hal böyle olunca da öðretim görevlileri kendilerini devletin bekasını sürdürmekte görevli hissediyor. Türkiyedeki üniversite geleneði bu. Tabi ki bunu reddeden ve demokrasi penceresinden yaklaşan, bunları reddeden bir gelenek de var. Önemli insanlar var. Ýsmail Beşikçi buna bir örnektir. Yine Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coðrafya Fakültesinde (DTCF) işten atmalar buna var. Üniversitelerde öðretim görevlilerinin çalışma alanlarını, kullanacaðı dili, Kürt sorununda da düşüme alanlarını devlet belirliyor. Haliyle üniversiteler bilgi üreten bilim alanları olacak yerde devleti yaşatma gayretinde olan bir yaklaşımda dedi.
ÖZGÜR SEVGÝ GÖRAL
Hukukçu ve Akademisyen olan Göral, 2006 ve 2009 yılları arasında YTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Ýnsan ve Toplum Bilimleri Bölümünde görev yapan yaptı. Göral, Kasım 2008de öðretim üyesi kadrosuna geçmeye hak kazanmış, bu sonuç YTÜ internet sitesinde de ilan edilmişti. Ancak üniversite yönetimi Kürt sorunundaki düşüncelerini ifade ettiði için Göralın atamasını yapmayarak işine son verdi. YTÜ yönetiminin kolluk güçlerinin tavsiyesi üzerine aldıðı bu kararı geri çekmesi için 2009'da imza kampanyası yürütülmüştü. Zorunlu göç ve kayıplar üzerine yaptıðı araştırmalarla da bilinen Göral, Anayasa Uzlaşma Komisyonunda Meral Danış Beştaş ile birlikte BDP adına faaliyet yürütüyor.