İHD, TİHV , İstanbul Tabip Odası, ÇHD, ÖHP, TOHAV hukuksuz ihraçlara karşı 73 gündür açlık grevinde olan eğitim emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek vermek için Beşiktaş Meydanı’nda “Yaşamı savunuyoruz" nöbeti gerçekleştirdi. Oğlunun cenazesine ulaşmak için Dersim’de 86 gündür açlık grevi yapan 71 yaşındaki Kemal Gün’ün de sesine ses olan demokrasi güçleri, hükümetin açlıkla terbiye etme dayatmasına karşı sonuna kadar direneceklerinin mesajını verdiler.
Hukuksuz bir şekilde ihraç edildikleri görevlerine iade edilmek için 73 gündür açlık grevi yapan eğitim emekçileri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek için Beşiktaş Meydanı’nda yaşam nöbeti tutuldu. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), İstanbul Tabip Odası (İTO), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) tarafından gerçekleştirilen nöbette, gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak, Felsefeci Derneği İstanbul Şubesi ve Devrimci Yolda Özgürlük üyeleri destek verdi. Gülmen ve Özakça’nın resimlerinin yer aldığı, “ Yaşamı savunuyoruz” yazılı pankart ile önlükler, Dersim’de oğlunun cenazesini alabilmek içim 86 gündür açlık grevi yapan Kemal Gün’ün fotoğraflarının yanı sıra, “ Açlık grevindeki insanlarımızın sesini duyun”, “İnsan haklarıyla insandır”, “Aslolan yaşamdır” dövizleri taşındı.
AÇLIKLA TERBİYE DAYATMASINA KARŞI ONURLU DİRENİŞ!
Yaşam nöbetinde ilk sözü alan ÇHD avukatlarından Gökmen Yeşil, eğitim emekçileri Gülmen ve Özakça’nın açlıkla terbiye dayatmasına karşı 73 gündür onurlu ve yaşam mücadelesi verdiğini hatırlattı. Dersim’de oğlunun kemiklerini almak için direnen Kemal Gün’ün durumuna da değinen Yeşil, yetkililer tarafından cenazenin verileceği beyan edilmesine rağmen hala verilmediğine dikkat çekti.
Cumartesi insanlarından Ali Ocak ise, insanları açlıkla terbiye etmenin, evlatlarının cenazelerini vermemenin insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, herkesi devletin işlediği bu insanlık suçuna karşı gelmeye çağırdı.
‘MÜCADELE ETMEZSEK BİR TOPLUM ÖLMEDEN MEZARA GİRMİŞ OLACAK !’
Konuşmaların ardından ortak açıklama insan hakları savunucusu Mine Nazari tarafından okundu. Peş peşe çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) insan hakları ve temel özgürlüklerinin adına neredeyse kırıntı dahi bırakmadığına dikkat çeken Nazari, FETÖ ile mücadele adı altında ilan edilen OHAL ‘in yüzbinlerce kişinin işsiz kalması, basın ve medya organlarının kapatılması, gazetecilerin tutuklanması, sosyal medya paylaşımlar nedeniyle yüzlerce yurttaşın tutuklanmasıyla toplumsal muhalefetin tasfiyesine dönüştüğüne işaret etti. 21 Temmuz 2016-23 Şubat 2017 tarihleri arasında sorgusuz sualsiz toplam 100 bin 797 kamu görevlisi hakkında ihraç edilme kararı verildiğine dikkat çeken Nazari, bu kamu emekçilerinden 737’si hakkında ihraç kararının verildiğini belirti. Tüm bu uygulamalar karşısında hukukun ayaklar altına alındığını; hak arama yollarının tamamının kapatıldığına belirten Nazari, bu hukuksuz işten atma ve meslekten çıkartma yolarıyla toplumu açlıkla terbiye etmek isteyenlere karşı baş eğmeyen iki kamu emekçisi, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın bedenlerini açlığa yatırdığını kaydetti. “Gülmen ve Özakça hak ve özgürlükleri korumanın ancak direnerek ve mücadele ederek mümkün olduğunu hatırlattı bize” diyen Nazari, aynı şekilde Kemal Gün’ün de oğlunun cenazesine ulaşmak için Dersim Seyit Rıza Parkı’nda 86 gündür direndiğini dile getirdi. Hak ve özgürlüklerin üzerine inen karanlığa karşı umudu savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Nazari, “ Ölüme karşı yaşamı savunuyoruz ve biliyoruz ki, OHAL adı altında yürütülen faşist saldırganlığa, zulme, sömürüye ve açlıkla terbiye edilmek istenmemize karşı eğer mücadele etmezsek bir toplum ölmeden mezara girmiş olacak” dedi.
Açıklamanın ardından yaşam nöbetine gönderilen destek mesajları okundu.