Güven: Yapay sınırlar hızla anlamını yitiriyor

Güven: Yapay sınırlar hızla anlamını yitiriyor

Viranşehir eski belediye başkanı Leyla Güven, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Komitesi Kongresi’nde bir konuşma yaptı. “Ortadoğu’daki gelişmeler yerellerimizi çok yakından ilgilendiriyor. Şu anda Suriye’de ve Irak’ta yaşanan çatışma kaos ve krizlerden dolayı sınırlardaki kentlerimizde çok ciddi bir hareketlilik yaşanmaktadır” dedi.

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin (AYBYK) Onursal üyesi Leyla Güven, Avrupa Konseyi Genel Kurulu'nda özel konuk olarak 47 ülkenin belediye ve bölge temsilcilerine hitaben yaptığı konuşmasında kongrenin görevlerinden birinin de ülkelerin yerel yönetim politikalarını yakından takip etmek olduğunu söyledi.

‘TÜRKİYE’DEKİ YEREL YÖNETİMLER POLİTİKASI ÇOK İYİ DEĞİL’

Türkiye’deki yerel yönetimler politikasının çok da iyi olmadığının altını çizen Güven, yerelleşme yerine daha çok merkezileşen, otoriteleşen bir gidişatın olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi. Buna örnek olarak da binlerce küçük belediyenin kapatılarak büyük belediyelere aktarıldığına dikkat çeken Güven, “Kongremizin yerel yönetimlerin yetkilerini arttırmak için çeşitli politikalar ürettiğini ve bu konunun kongre açısından yaşamsal öneme sahip olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

DBP’nin özerk, yerinden yönetimler ilkesini benimsediği ve bunun için çalışmalar yaptığını da vurgulayan Güven şunlara dikkat çekti: “Türkiye’nin en kısa zamanda Kürt fobisini aşarak ‘Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını’ndaki muhalefet şerhlerini kaldırması ülkemiz açısından son derece önemlidir. Bu şartın şerhsiz kabulünün hem ülkemizde demokrasinin gelişmesinde hem de şu an da Kürt hareketi ile devlet yetkilileri arasında süren müzakere ve diyalog sürecine de büyük bir katkıda bulunacağına inanıyorum.”

‘EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ FİİLİ OLARAK UYGULANIYOR’

DBP’nin Türkiye’de demokrasinin bütün kurumlarıyla gelişmesi ve kadın haklarının genişletilmesi için yoğun bir çaba gösterdiğini de vurgulayan Güven, “Kadınların siyasette ve yaşamda etkin rol alabilmelerinin önünü açmak için 30.03.2014 yapılan yerel seçimlerde bütün belediyelerde eşbaşkanlık olarak adaylar gösterdik. Bu halkımızda da büyük bir kabul gördü ve partimizin kazandığı 103 belediyede eşbaşkanlığı fiili olarak uyguluyoruz. Fiili olarak diyorum, ne yazık ki Türkiye’de yasalar yerel yönetimlerde eşbaşkanlığa izin vermiyor” dedi.

Yerel yönetimlerde, toplumsal cinsiyet konusunda çok güçlü bir perspektife sahip olduklarını da belirten Güven, “Güçlü bir kadın hareketimiz var kadın hareketimizi yakından tanımanızı öneririm” diyerek konuşmasına devam etti.

‘YAPAY SINIRLAR HIZLA ANLAMINI YİTİRİYOR’

Ortadoğu’da özellikle de Kürdistan bölgesinde bir yandan yüz yıl önce egemen güçler ve merkeziyetçi ulus-devletler tarafından çizilen yapay sınırların hızla anlamını yitirdiğini, diğer yandan bu değişim ve dönüşümün insanlık dışı bir savaşın yıkıcılığıyla devam ettiğini belirtti.

“Suriye’de süregelen üç yıllık savaş, bölgenin geleceğini değiştirecek sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Savaşta taraf olmayı reddeden kendini ‘üçüncü çizgi’ olarak demokratik ve özerk kantonlar biçiminde örgütleyen Rojava (Batı Kürdistan- Kuzey Suriye) halkı, Ortadoğu’da farklı din, dil, inanç ve kültürlerin bir arada yaşayabileceğini kanıtlayan bir model olmuştur” diyen Güven, Rojava’da oluşturulan Kobanê, Afrîn ve Cezîre kantonlarının Kürt, Türkmen, Süryani, Asuri, Hıristiyan ve Arapların ortak yaşam alanlarına ve öz yönetimlerine dönüştüğünü vurguladı.

’30 GÜNDÜR KOBANE HALKI YAŞAM MÜCADELESİ VERİYOR’

15 Eylül itibariyle DAİŞ’in Rojava’ya ve özelde Kabonê’ye yönelik saldırılarının staratejik bir politikaya dönüştüğünü belirten Güven, 30 gündür devam eden şiddetli çatışmada Kobanê halkının tüm olanaksızlıklara rağmen, bir yaşam mücadelesi verdiği ve direndiğini ifade etti. On binlerce Kobanêli yaşlı, çocuk ve kadının ise sınırı geçerek, Kuzey Kürdistan’a sığındığını kaydetti.

Ortadoğu’daki gelişmelerin yerellerini çok yakından ilgilendirdiğini de söyleyen Güven, “Şu anda Suriye’de ve Irak’ta yaşanan çatışma kaos ve krizlerden dolayı sınırlardaki kentlerimizde çok ciddi bir hareketlilik yaşanmaktadır” dedi.

Şırnak’ın Êzîdîlere, Suruç’un ise Rojava’dan gelen halka kapılarını açarak, nüfuslarının üç katına çıktığını da vurgulayan Güven, sınır bölgelerindeki DBP’li belediyelerin katliamdan ve savaşın yıkıcı etkilerinden kaçan çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan mültecilere destek verdiğini belirtti.

Şengal’de Êzîdîlere yapılanları da hatırlatan Leyla Güven, “Edindiğimiz bilgiye göre birçok kadın bu vahşi uygulamayı bildikleri için onların eline geçmek yerine intiharı tercih ediyor. Bu zulümden kaçabilen ve bizim bölgemize gelen Êzîdîlerin de çok ciddi bir rehabilitasyona ihtiyaçları var. Psikolojileri son derece kötü. Yerel yönetimlerimiz kıt imkânları ile onların sorunlarına cevap olmaya olmaya çalışıyorlar” dedi.

6 Ekim’den itibaren Kobanê’de yaşanan katliamlara karşı başlayan direnişin Türkiye’nin Kürt bölgelerine ve ülkenin genelinde yayıldığını söyleyen Güven, şunları vurguladı: “Türkiye’nin bu savaşta Kobanê’ye destek olması ve insani yardım koridorları oluşturması talep edilmiştir. Günlerce süren bu gösterilerde 36 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlercesi de yaralanmıştır. Türkiye hükümeti ise buna karşılık olarak bölgede askeri darbeleri aratmayacak biçimde başta Diyarbakır olmak üzere birçok kentte sokağa çıkma yasağı ilan etmiş, tanklar kentlere girmiş, halkı para cezaları ve gözaltı tehditleri ile evlerinde tutmaya çalışmıştır” dedi.

Güven’in konuşması ardından soru cevap bölümüne geçildi.