Güzellik Adası Korsika’nın öteki yüzü

Güzellik Adası Korsika’nın öteki yüzü

Güzellik Adası Korsika… Bir yanında muhteşem doðal güzellikler, sıcak ilişkiler ve direniş, diðer yanında aðır bir işsizlik, sosyal eşitsizlik, kara para ve çetecilik...

Akdeniz’de yer alan Fransa’ya baðlı Korsika Adası, resmi olarak “ülkesel kolektivite” statüsüne sahip. Yukarı ve Güney Korsika olmak üzere iki bölgeden oluşan Korsika,1735’te baðımsız oldu ve 1755’de modern tarihin ilk demokratik anayasasını yazdı. Ancak 1769’da Fransa tarafından işgal edildi.

Korsikalılar 9 Temmuz 1943’te Alman ve Ýtalyan işgaline karşı verilen mücadele vererek 24 günde adayı kurtarmışlardı. Komünist Parti binasında bulunan 11 Haziran 1944 tarihli “Korsika Topraðı” (Terre Corse) isimli gazete bu kez “Ulusal başkaldırı için silahlanmaya” çaðırıyordu.

ÝŞSÝZLÝK ŞAMPÝYONU VE EMLAK MANÝPÜLASYONLARI

Tüm ada daðlardan oluşuyor. Ada, deniz ortasındaki bir dað görünümünde. Her taraf yemyeşil. Bölgenin 1000 km’lik bir kıyısı var. Havası ve sokakları tertemiz. Adada sanayi yok. Hava ve doðal güzelliklerin korunması açısından güzel görünse de, bu aynı zamanda aðır bir işsizliðe işaret ediyor. Zira iş alanı yok. Bugüne kadarki Fransız saðcı hükümetleri adayı sadece turizm adasına çevirmek istemiş. Önceki UMP hükümetinin sadece turizme endeksli politikası ve doðal alanların korunma yasasının kaldırılması, sorunların derinleşmesinin temel nedenleri olarak görülüyor.

Bu politikaların yol açtıðı sonuçlar özellikle işsizlik, emlak spekülasyonları ve hayat pahalılıðı olarak yaşama yansıyor. Korsika Parlamentosu Başkanı Dominique Boucchini bir makalesinde, “Korsika işsizlikte Fransa şampiyonu, eðretilikte Fransa şampiyonu, sosyal eşitsizlikte Fransa şampiyonu, intiharlarda Fransa şampiyonu” diyor.

CGT sendikasına göre 2007 yılından bu yana bin (1000) iş birimi ortadan kaldırıldı. Kıyı kenarlarında 1500m2 arazi satın alabilecek orta tabaka Korsikalılar kalmadı. Metre karesi astronomik fiyatlara satılıyor. Kirli para ekonomiye geniş bir şekilde yayılmış durumda. Kent sakinleri, kara paranın özellikle emlak ve kumarhanelerde aklandıðını söylüyor. Parlamento Başkanı da “Emlak spekülasyonlarına yeter artık, bu ülkemizi yıkıma götürüyor ve geleceðimizi öldürüyor” diye belirtiyor.

NAPOLYON’UN DOÐDUÐU KENT

Korsika’nın en büyük kenti, yada diðer bir ifadeyle başkenti Ajaccio’ya girişte göze çarpan çift dilli tabela, bölgenin her yanında benzer bir tablo ile karşılaşılacaðı yanılgısına yol açabilir. Palmiyeler ve iklim Akdeniz’e kıyısı olan diðer birçok ülke ile ortak özellikler taşıyor. Burası Napolyon’un doðduðu şehir. Kentin her yanı Napolyon’un izini taşıyor. Ýlk göze çarpanlar arasında Napolyon’un Ajaccio Körfezi’ne bakan heykeli duruyor. Daha sonra aynı ismi taşıyan sokaklar, kafeler, sinema salonları…

Korsika-Kürdistan Derneði Başkanı Dominique Torre, caddeye asılan büyük “imparator tacını” göstererek, “buraya imparatorluk şehri deniliyor” diye belirtiyor. Torre, Napolyon için “Ama Korsikalılar için bir şey yapmadı” diye ekliyor.

8 bin 680 km2 yüzölçümüne sahip Ada’da 300 bini aşkın kişi yaşıyor. Ajaccio Ada'nın “modern” yüzünü ifade ederken, Bastia’da ise geleneksel yaşam hakim. Adanın her tarafında küçük köyler var. Bu haliyle de Korsika, koca bir köyü andırıyor.

Bu Güzellik Adası’nın dað köylerinde yaşam pek de kolay deðil. Çoðu zaman birkaç haneli evlere rastlamak mümkün. Ýşsizlik temel sorunlarda biri olurken, yeterli hastane ve okul da yok. Komünist Partili (PCF) Jack, “Birçok köyü bir araya getirip okul yapıyoruz. Ýmkanlarımız yok” diyor. Bir diðeri, köylülerin hastalarını zorlu yollardan nasıl hastanelere ulaştırmaya çalıştıklarını anlatıyor.

KOMÜNÝSTLERÝN ÇIKMAZI…

Bunun üzerine Ajaccio’da tamamen köy ortamının yaratıldıðı bir restoranda Korsika’daki yaşam ve Komünistlerin politikaları üzerine hararetli bir tartışma yürütülüyor. Aralarından biri “sanayi yok” derken, “adanın başka kaynakları yok mu, neden sanayi isteniyor?” diye sorduðumuzda, köylerde üretimin olmadıðından yakınılıyor.

“Köylüler, köylerinde kalarak kendilerine yetecek olanaklara kavuşturulamaz mı?” sorusunun da net bir karşılıðı yok. Fransız hükümetinin adaya yatırımlarının yetersiz olduðu anlaşılıyor. Ancak bununla birlikte komünistlerin özellikle köylülerle iletişimde zorluklar yaşadıðı gözleniyor. Bu durum toplumun diðer kategorilerine yaklaşımda da geçerli. Temel olarak işçi mücadelesi ve ekonomik sorunlarla mücadele üzerinde yoðunlaşan komünistler, önümüzdeki dönemde daha geniş perspektiflerle hareket etmenin yollarını arıyor.

51 sandalyeli parlamentoda her ne kadar saðcı grup 12 sandalye ile en çok üyeye sahip olsa da genel olarak solcular çoðunluðu oluşturuyor. Fransız hükümetinin “desantralizasyon” politikası çerçevesinde Korsika, diðer bölgelere göre daha “özerk” bir yapıya sahip. 11 sandalyeli ılımlı ulusalcı Femu A Corsica (Korsika’yı kuralım) Grubunun Başkanı Jean-Christophe Angelini, “Paradoksal olarak, her ne kadar Fransa’nın en desantralize bölgesi olsa da Avrupa’nın en az desantralize bölgesi” diyor.

ANADÝLDE EÐÝTÝM NASIL

Kentteki birçok kesimle yapılan görüşmelerde, tıpkı Türkiye’de olduðu gibi daha geniş özerklik ve anadil taleplerinin “bölücülük”, “baðımsızlık”, “milliyetçilik” gibi tepkilerle bastırıldıðına tanık olunuyor.

Bu konuda ortak bir fikir henüz yok. Komünistler daha çok çift dilli bir yaşam ve bölgenin sosyo-ekonomik sorunları üzerine yoðunlaşırken, adada halen silahlı grupların varlıðı sözkonusu. Korsika Ulusal Kurtuluş Cephesi’nin (FLNC) iki kolu bölgede halen silahlı ve bombalı eylemlerde bulunuyor.

Eðitimciler sendikası FSU’de yapılan tartışmalar sırasında, bir üyenin Korsika’da anadilde eðitimin mümkün olmadıðını söylemesi tepki nedeni oldu. FSU’nün genç üyesi, Korsika dilinin adada kullanılan dördüncü dil olduðunu öne sürerek, anadilde eşit eðitim talebini “baðımsızlık”la özdeşleştirmekten geri durmuyor. Salonda bulunan sendika üye ve yöneticilerinin bir çoðu bu fikri paylaşmıyor, ancak Kürt delegasyon karşısında böyle bir tartışma yürütmekten kaçınıyorlar. Tartışmaların ardından Bigornio belediye başkanı René Grazian, Korsika dilinin Fransızca'dan sonra adada en çok konuşulan ikinci dil olduðunu belirterek, FSU'nün Fransız kökenli genç üyesini yalanlıyor.

FSU eðitim sorumlularında alınan bilgilere göre Korsika dilinde, ilkokul, kolej ve lisede eðitim yapılabiliyor. Ýlkokulda haftada üç saat zorunlu eðitim yapılırken, ayrıca iki dilli sınıflar da ayrıca mevcut. Ancak buna aileler karar veriyor. Çocukları iki dilli sınıflara gidenler, Fransızca ve Korsika dilinde eşit eðitim görüyor.

Kolejde de anadilde eðitim yine haftada 3 saatle sınırlı. Diðer bir ifadeyle 6. sınıftan itibaren bu uygulama devreye giriyor ancak bu kez mecburiyet yok. Bununla birlikte kolejde de yaşayan diller kapsamında ikinci dil olarak Korsika dili seçilebiliyor. Bu da haftada üç saatle sınırlı.

Lisede Korsika dilinde eðitim yok. Ancak ikinci dil olarak tıpkı Ýngilizce gibi Korsika’ca da eðitim yapılabiliyor. Anadilde eðitim Fransızca ile eşit haklara sahip deðil. FSU sendikası, son sınıflara doðru gidildiðinde Korsika dilinde eðitim görenlerin sayısının azaldıðını söylüyor. Bunun nedeni ise, lise bitirme sınavlarının Fransızca yapılıyor olması.

KÜRTLERLE DAYANIŞMA

Kürtlerle dayanışmada en aktif rolü, Fransa’nın diðer bölgelerinde olduðu gibi Korsika’da da komünistler oynuyorlar. Korsika-Kürdistan Derneði ve Komünist Parti Kürdistan Aðı’nın inisiyatifiyle Ajaccio’da 23-26 Ekim tarihleri arasında Kürt bir delegasyonu bir dizi temasta bulundu. Ajaccio kentini dolaşırken, Kürtlerle dayanışmayı gösteren afişler göze çarpıyordu. Bu durum Ajaccio kenti için bir ilki ifade ediyordu. Ancak daha önce Bastia’da yoðun ilginin gösterildiði bir Kürt konseri düzenlenmişti. Ajaccio’da Komünist Parti binasının hemen girişinde de PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüðü talebiyle yürütülen kampanyanın formları duruyordu.

Büyük yolcu gemilerinin demir attıðı Ajaccio Körfezi’nde vedalaşırken, Bigornio belediye başkanı René Grazian, Kürtleri Korsika’ya davet ediyor. Grazian, 1 kilometre kareye 35 kişi düştüðünü belirterek “yerimiz var” diyor. Korsikalılar ve Kürtler bir araya geldiklerinde, birçok ortak özellikleri ön plana çıkıyor. Ajaccio Belediye Başkan Yardımcısı Paul Antoin Luciani’nin 26 Ekim günü “Ez Kurd im” filminin gösterildiði sinema salonunda Kürtleri anlatırken kullandıðı “bizim gibi” ifadesi bu duruma ışık tutuyor.