'Hapishane olsa olsa bir onurdur'
'Hapishane olsa olsa bir onurdur'
'Hapishane olsa olsa bir onurdur'
ÇHD davasında savunma yapan tutuklu avukat Betül Vangölü Kozağaçlı: Ekmek, özgürlük, adalet için mücade edenlerin avukatlığını yapıyorum. Hapishane benim için bir ceza değil, olsa olsa bir onurdur.
9'u tutuklu 20 ÇHD'li avukatın yargılandığı "ÇHD davası"nda bugün ara karar verilecek.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Adliyesi'nde görülen dava, tutuklu avukat Günay Dağ'ın savunmasıyla devam ediyor.
Sabahki oturumda tutuklu avukat Güçlü Sevimli'nin ardından savunmasına başlayan Avukat Betül Vangölü Kozağaçlı, "Siz bilir misiniz Metin Göktepe'nin, iki oğlu da kaybedilen Ayhan ve Ali Efeoğlu'nun annesinin gözlerindeki acıyı? İşte biz onların avukatıyız. Hüsnü Yıldız, kaybedilen Ali Yıldız'ın kemiklerini bulmak ve annesine oğlunun mezarını hediye etmek için ölüm orucuna başladı O'nun da avukatıyız."
Dosyaya göre "susma hakkı"nın suç kabul edildiğini hatırlatan Kozağaçlı, "Susma hakkı mücadeleler sonucunda bedel ödenerek kazanılmıştır ve kanunda yazılıdır. Siz bunu bize soramazsınız. Susma hakkı direnmektir. Birtan Altınbaş'ı işkencede bunun için öldürdünüz" dedi.
Gözaltı sırasında yaşadıkları işkenceyi de anlatan Avukat Kozağaçlı, "İşkence ile parmak izi, tükürük ve DNA örneklerimiz alındı. Üstümüze oturdular, boğazımızı sıktılar, sürüklediler. 4 gün bize su vermediler. Kan ve tükürük örneğimiz temiz çıkmış. Şimdi bize bu delilleri nasıl geri vereceksiniz" diye sordu.
Betül Vangölü Kozağaçlı'nın ardından avukat Şükriye Erden savunmasına başladı. "Denizlerin, Mahirlerin yolundan yürüyenlerin avukatlığını yapıyorum" diye savunmasına başlayan Erden, "Ben 'Ah nolaydım, nolaydım, Deniz mahkemeye düşmüş, avukatı ben olaydım' türküsünü ilk duyduğumdan beri avukat olmak istedim. Ekmek, özgürlük, adalet için mücade edenlerin avukatlığını yapıyorum. Hapishane benim için bir ceza değil, olsa olsa bir onurdur" dedi.
Bu ülkede 6 yaşındaki çocukların çalıştırıldığına dikkat çeken Erden, "Düşünebiliyor musunuz, o yaşta bir çocuğun işe gittiğini. Benim de 13 yaşında çocuğum var. Ben çocuklarımız Ayaz bebek gibi açlıktan, soğuktan ölmesin diye, çocuklarımız işe gitmesinler şeker de yiyebilsinler diye uğraşırım" diye konuştu.
Gezi direnişine dikkat çeken Erden, "Sermaye gölgesini satamadığı ağacı keser. İşte Gezi'deki ağaçları kesmek istedi ve halkın ayaklanmasını gördü" dedi. Erden, Gezi direnişçilerini selamladı.
Tutuklu avukat Şükriye Erden, şöyle konuştu: "Biz hak savunuculuğunu mahkeme koridorlarıyla sınırlamadık. Biz direnme hakkını kullanan işçilerin yanında olduk. Hangi adalete güveneyim. Ferhat'ı felç bırakıp ceza veren adalete mi, Engin'i tutuklayıp sonra da işkencede öldüren adalete mi?"
Erden'in savunmasının ardından tutuklu avukat Barkın Timtik söz aldı. Timtik, "Birsek hiçbir şeyiz. Biz örgütlendik. Suç mu işledik. Ama burjuva herşeyiyle örgütlü değil mi?" diye sordu. "İnsanlık dışı düzene karşı savaşmayan insan kalamaz" diyen Timtik, "Kapitalizm; herkese omuz at, herkesi ez geç, der. Komünizm ise; yanındakinle birlikte yürü, düşenleri kaldır ve paylaş, der. Biz komünistiz" dedi.
Halkın avukatı olduklarının altını çizen Timtik, "Hiç eyvallahımız yoktur" dedi. Timtik, şöyle konuştu: "Biz ÇHD'li avukatlar iyi avukatlarız ve işimizi çok iyi yaparız. Yapmaya devam edeceğiz. İlkeli avukatlık yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Hangi avukat Deniz Gezmiş'in, Mahir Çayan'ın, Güler Zere'nin avukatlığını yapmaktan gurur duymaz ki?"
Duruşma, tutuklu avukat Günay Dağ'ın savunmasıyla devam ediyor.