Hasta tutsak Turan'ın babası: Canı tehlikede

Metris Cezaevi’nde boynundan aşağısı felçli olan tutsak Abdullah Turan’ın babası Mehmet Zahit Turan, oğlunun canının tehlikede olduğunu belirtti.

Metris 2 Nolu R Tipi Kapalı Cezaevi’nde her iki elleri bileklerden olmayan Ergin Aktaş ve yüzde 98 engelli Serdal Yıldırım ile aynı koğuşta bulunan boynundan aşağısı felçli Abdullah Turan'ın durumu günden güne kötüye gidiyor.  

MA'nın haberine göre, Adli Tıp Kurumunun (ATK) “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmeyen Turan, 24 Kasım’da fenalaşmasıyla birlikte Başakşehir Şehir Hastanesine götürüldü. Burada muayenesi yapılan Turan, tedavi altına alınmadan tekrar cezaevine götürüldü. Aynı gece tekrardan fenalaşan Turan’a yine aynı işlemler dayatıldı; cezaevine götürülüp karantina hücresine konuldu.

'HAYATINI HEDEF ALIYORLAR'

Şu an tek başına bir hücrede tutulan Turan’ı ziyaret eden babası Mehmet Zahit Turan, oğluyla camın arkasından telefonla görüştüğünü söyledi. Amed'den oğlunu görmek için geldiğini ve oğlunun kendisine durumunun kötü olduğunu aktardığını belirten Baba Turan,  ATK raporuna rağmen oğlunun cezaevinde tutulmasının “hayatına kast etmek” olarak değerlendirdi.

Oğlunun gözaltına alınıp tutuklanma sürecine değinen Turan, oğlunun lise öğrencisiyken köy evlerinde askerler tarafından gözaltına alındığını ve daha sonra karakolda işkence gördüğünü belirtti. İşkencenin polis okulunda ve ilk olarak kaldığı Amed'deki cezaevinde de sürdüğünü söyleyen Turan, daha sonra Trabzon cezaevine götürüldüğünü kaydetti.

'KENDİ BAŞINA SU BİLE İÇEMİYOR'

Baba Turan, oğlunun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek için 7 Kasım 2018’de başlayan açlık grevlerinin 60’ınci gününde ranzadan baş aşağı atladığını ve felç kaldığını ifade ederek, şöyle dedi:

“Doktor ameliyat ettikten sonra yaşamının geri kalanını sağlıklı sürdürme ihtimalinin düşük olduğunu söyledi. Şu anda felç. Eli, ayağı yok. Sırt üstü yerde, göğsünden itibaren hiçbir yerini hissetmiyor. Biri su vermese, yemek vermese kendi başına yiyemiyor. Böyle bir insanı neden içeride tutuyorlar? Devlete ne yapabilir? ‘Toplum için risk teşkil ediyor’ gerekçesiyle tahliyesi yapılmıyor."

'KÜRT OLDUĞU İÇİN RİSK TEŞKİL EDİYOR'

Oğlunun bakıma ihtiyacı olduğunu söyleyen Turan, şunları belirtti:

“Oğlum, elleri olmayan Aktaş ve ayakları olmayan, sırtında platin bulunan Yıldırım ile birlikte kalıyor. Onlar da aynı durumdalar. Bu insanlardan ne istiyorlar?

Tahliyesine yönelik ‘risk teşkil ediyor’ diyorlar. Ayağa kalkamayan, sırt üstü, bu içemeyen, yemek yiyemeyen ve başını yastıktan kaldıramayan bir insan. Ancak biliyoruz ki Kürt olduğu için ‘riskli’ görüyorlar. Zulüm, hakaret ve haksızlık yapıyorlar."

'RİCA ETMİYORUZ'

Binlerce insanın cezaevine atıldığını ve çok kötü şartlarda kaldığını ifade eden Turan, “Bütün bu baskı, gözaltı ve tutuklamaların temel nedeni Kürt olmamız ve Kürtçe konuşmamızdır. Köyümüzde doğru düzgün bir gece uyuyamıyoruz. Her üç günde bir evlerimiz askerler tarafından basılıyor. Biz bu dili doğduğumuzdan beri konuşuyoruz. Sadece oğlumun tahliyesi değil, onun gibi olan herkesin bırakılması lazım. Bu bir rica değil, bu bir adalet talebidir” şeklinde konuştu.