'Hasta tutsaklara düşman hukuku uygulanıyor'

Hasta tutsaklar Aysel Tuğluk, Hayati Kaytan, Ayşe Özdoğan'ın durumuna dikkat çekilen eylemlerde, tutsaklara düşman hukuku uygulandığı belirtildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, her hafta düzenlediği "F Oturumu" eyleminin 501’inci haftasını dernek binasında gerçekleştirdi. Eylemin bu haftasında Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde rehin tutulan Siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekildi.
Salona, “Hasta mahpus Aysel Tuğluk serbest bırakılsın” pankartı asıldı. DBP, HDP ve Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER) yöneticilerinin de destek verdiği açıklamayı komisyon üyesi avukat Davut Arslan, okudu.
Aysel Tuğluk’un durumuna değinen Arslan, Tuğluk’un 28 Aralık 2016 tarihinden bu yana Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunduğunu söyledi. Tuğluk’un siyasal yaşamı boyunca sayısız zorluğa göğüs gerdiğini hatırlatan Arslan, Tuğluk’un annesini kaybetmesini ve cenazesinde yaşanan faşist saldırıları anımsatarak, “Burada yaşananlar Aysel Tuğluk’u hem bedenen hem ruhen ağır biçimde yıpranmasına ve bu yıpranmaya bağlı Demans hastalığının gelişmesine yol açmıştır. Söz konusu durum Üniversite Adli Tıp Anabilim Dalı raporunda da açıkça zikredilmiştir” dedi.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından oluşturulan raporda Tuğluk’un hayatını sürdürmek için ikinci kişilerin yardımına ihtiyaç duyduğunun açıkça belirtildiğini söyleyen Arslan, raporun Tuğluk’un cezasının ertelenmesi gerektiğini söylediğini dile getirdi.  Bu tıbbi hakikate rağmen Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın infaz erteleme talebini reddettiğini söyleyen Arslan, “Aysel Tuğluk için; annesinin naaşına yönelik ağır saldırının haksız tutukluluk ve hukuksuz ceza kararı ile birleşerek yarattığı ağır tabloya, şimdi de tıbbi hakikatlere aykırı biçimde hapishanede tutulması eklenmiştir” diye belirtti.
Tuğluk’un hastalığının hızla ilerlemesi nedeniyle yaşamının tehlikeye girdiğinin altını çizen Arslan, “Hukuken verilmesi şart olan infaz ertelemesi kararının geciktirilmesi bir suçtur. Aysel Tuğluk ve tüm hasta mahpusların serbest bırakılmasını istiyor, hasta mahpusların sağlık ve yaşam haklarının korunması için yetkilileri göreve, kamuoyunu duyarlılığa çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
MA-TUHAYDER Eş Sözcüsü Esin Çelik ise infazı ertelenen 200’ü aşkın hasta tutsağın “topluma zarar verecek” bahanesiyle serbest bırakılmadığını belirterek,“Kendi yaşamlarını tek başlarına idame ettiremeyen bu insanların topluma nasıl bir zararları olabilir. Cezaevleri cenaze evlerine dönmesin bir an önce raporlara uyularak tüm hasta tutsaklar serbest bırakılsın” dedi.
DBP İstanbul İl Eşsözcüsü Mustafa Mesut Tetik de yapılanların düşman hukukunda bile yeri olmadığına belirterek, "Kadın kurtuluş ideolojisine ve Kürt halkının özgürlük mücadelesine kan davası güden AKP-MHP faşizmi Aysel Tuğluk şahsında kadın kurtuluş ideolojisinin neferlerine düşmanca bir tutum sergiliyorlar. Bu tutuma karşı itirazımız günbegün yükselecek ve kitleselleşecektir. Aysel Tuğluk ve Mehmet Emin Özkan şahsında özgürlüğün neferlerine yönelik bu faşizan uygulamayı parti olarak kınıyoruz” diye konuştu.
HDP İstanbul İl yöneticisi Pınar Türk, Tuğluk başta olmak üzere 5 yıldır seçilmiş iradelerinin cezaevlerinde olduğunu ve serbest bırakılmalarını istedi.

 
ANKARA
Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 373’üncü haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube binasında basın toplantısı düzenledi. İnisiyatif adına açıklama yapan İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sevil Turgut, Bolu F Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan Hayati Kaytan’ın durumunu aktardı.
Kaytan’ın daha önce beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olduğunu belirten Turgut, Kaytan’ın sağ elinin sakat olduğunu, sol omuzda kurşun yarasından kaynaklı sıkıntıları olduğunu ve kar yanığından sol-sağ ayak parmaklarının kesik olduğunu aktardı. Kaytan’ın bel ve boyun bölgesinde fıtık ve midede sindirim zayıflığının olduğunu kaydeden Turgut, “Sağlık raporlarına göre el ve ayaklarından kaynaklı olarak yüzde 60 engelli raporuna sahiptir. 2009 yılında Ankara'da beyin tümörü ameliyatı geçirmiş, ameliyat sonrası kalan tümör artığı 28 seans ile kurutulmuş, 2009'dan bu yana hastalığı ile ilgili kontrol ve tıbbi takibi devam ettirmeye çalışmaktadır” dedi.
Kaytan’ın kendilerine yolladığı mektupta, son dönemlerde yaşamış olduğu sağlık sorunlarını ilettiğine dikkat çeken Turgut, “1 yıldan uzun bir süre önce beyin kontrolüne gitmiş, sağ kulak altı, çene arkasında, tükürük bezi içinde bir kist görülmüş ve bunun için ultrason, kan testi, boyun MR' ve biyopsi yapılmıştır. Biyopsi sonucunda sağ kulak altındaki kistin tümör dokusu tespit edilmiştir. ‘Paleomorfik ADENOM’ olarak tanımlanan bu tümör dokusu için Ankara’da Yıldırım Beyazıt Araştırma Hastanesinde ameliyat önerisi yapılmıştır. Pandemi nedeniyle ertelenmesini istemiş ancak daha sonra sevkinin iptal edildiğini öğrenmiştir” diye konuştu.
Turgut, Kaytan’ın yeniden ameliyat için sevk yaptırmaya çalışırken 31 Temmuz’da Bolu'da kaldığı odada epileptik nöbet geçirdiğini belirterek, “Sabah sayımı öncesi voltada bilincini kaybetmiş, başını bir yere çarpmadan arkadaşları kendisini tutmuşlardır. Mahkum kabulünce bilinci açılmaya başlayınca Ambulans ile İzzet Baysal Devlet Hastanesine kaldırılmıştır. 1 ay içinde kan vermiş, EKG, EEG ve beyin MR'ı çekilmiştir. Doktorlar kalpten şüphelense de kendisi zaman zaman geçirdiği epileptik nöbet olduğunu ancak neden kriz geçirdiğini, beyin ile bağlantısının ne olduğunu hala öğrenememiştir. Çünkü aylardır hastaneye gidiş gelişler dışında revir aile doktoruna çıkarılmıyor. Önceden, dilekçe yazdıktan bir ay sonra çıkarılmalarına rağmen artık onun da yapılmadığını aktarmıştır”  diye konuştu.
Turgut, Kaytan'ın riskli olan hastalıkları nedeniyle tetkiklerinin, kontrollerinin ve tedavilerinin aksatılmadan yapılmasını, yaşam hakkının korunmasını, iyileşinceye kadar infazının ertelenmesini istedi.


İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu, bu hafta Antalya Döşemealtı L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta tutsak Ayşe Özdoğan'ın durumuna dikkat çekti. Konak eski Sümerbank önünde açıklamayı yapan İHD İzmir Yöneticisi Ahmet Çiçek, Özdoğan'ın en insani ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını belirtti.
Cezaevine konulduğu ilk gün kötü muamele gören Özdoğan'ın  kalp ritim bozukluğu nedeniyle hastaneye kaldırıldığını ve daha sonrasında sürekli revirde tutulduğunu aktaran Çiçek, "Cezaevi reviri soğuk olduğu için yüzünün ameliyatlı tarafı sürekli şişmektedir. Damağında delik olduğu ve yemekler de baharatlı olduğu için yemek yemekte zorlanmaktadır. Damağındaki ve gözünün kenarındaki açık yaraların kanaması artmıştır. Yüzündeki şişmeyi engellemek için çarşafa sararak ısıtmaya çalışılmaktadır" dedi.
Yapılan avukat  görüşmelerinde, Özdoğan’ın 14 günde 2 kez acile kaldırıldığı ve 17 kez polikliniğe götürüldüğünü ifade eden Çiçek, şöyle devam etti: "En insani ihtiyaç olan tuvalete bile 2 kişinin yardımıyla gidiyor. Yüzü ameliyatlı olduğu için soğuktan gerilip şişmekte ve ısınmak  için saç kurutma makinası kullanmaktadır. Hastaneye gidiş gelişte ring aracında elleri kelepçeli götürülmektedir. Ayrıca Hapishane ve hastanede açık yaralarından dolayı mikrop kapma riski ve pandemi korkusu yaşamaktadır. Şu anda burnunun bir tarafı ışın tedavisinin etkisiyle yapışıktır.  Adli mahkumlar yukardan bahçeye sürekli çöp attıkları için pencereyi açıp havalandırma yapamadığından, yüzünde iltihaplanma başlamış ve yüzündeki kanlı iltihap akışı artmıştır. Damağındaki delik de büyümektedir. Tüm bu sayılan hastalıklara rağmen istenilen sadece tedavisi sürdüğü sürece  infaz ertelemesidir. Ağır hasta mahpusların ceza ertelemeleri acilen sağlanmalıdır."