‘Hasta tutsakları unutmayın'

‘Hasta tutsakları unutmayın'

Cezaevinden dün tahliye edilen kan kanseri hastası Abdülsamet Çelik, kamuoyuna hasta tutsaklar konusunda çağrıda bulunarak, "Benim bırakılmam süreç açısından olumlu bir gelişme ancak içeride çok hasta tutsak var. Bir kişi bırakıldığı zaman zaman kamuoyunun duyarlılığında azalma olmamalı. Umarım artık barış olur ve herkes özgürlüğüne kavuşur” dedi. 

Kanser hastası Abdülsamet Çelik, 1995 yılında İzmir'de tutuklandı, 2007 yılında ise hastalığı ortaya çıktı. "Tahliye edilmesi" gerektiği yönünde hastanelerden raporlar verildi. Ancak Adli Tıp Kurumu, aksi yönde görüş bildirdiği için yıllarca tahliyesi gerçekleşmedi. 6 kez ATK'ya başvuruda bulunan Çelik, sonunda tahliye edildi. Ancak tahliyesi hastalığının ilerlediği bir aşamada gerçekleşti.

Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'nden tahliye edilen Çelik, dün akşam ailesinin yaşadığı İzmir’e geldi. Yılları bulan eziyetli bir sürecin ardından gelen bu tahliye konusunda açıklamalarda bulunan Çelik'in ilk dikkat çektiği de geri dönülmez bir şekilde bozulan sağlık durumu: "Bu tahliye hastalığımın başında gerçekleşmiş olsaydı, bu aşamaya varmadan erken tedavi koşulları sağlanabilirdi. İlik nakli yapılabilirdi örneğin. Ama maalesef, hastalık ileri aşamalara geldikten sonra tahliye edildim."

İRFAN YANIMIZDA YAŞAMINI YİTİRDİ

Cezaevinde çok sayıda hasta tutuklunun olduğunun altını çizen Abdülsamet Çelik, "Birçok arkadaşımızı kaybettik. İrfan Eskibağ, yanımızda yaşamını yitirdi. Durumu çok üzücüydü. Bu trajedilerin son bulması gerekiyor. Özellikle ilgili kesimlerin bu konularda duyarlı olması gerekiyor" dedi.

ARKADAŞIM TEKİN TAHLİYE EDİLMELİ

Konuşmakta zorlanan Çelik, kendi durumunun öne çıkartılmasını istemediğini her fırsatta söyledi ve diğer hasta arkadaşlarını hatırlatarak şunları belirtti: "Talebimiz diğer hasta tutsakların, ölüm sınırında olan hasta tutsakların bir an önce tahliye edilmesidir. Tahliye edildiğim Sincan F Tipi Cezaevi'nde bulunan hasta tutsak Mansur Tekin, ağır bir beyin ameliyatı geçirdi ve şu anda cezaevinde olduğunu bilmeyecek kadar hafıza sorunu yaşıyor. Onun bir an önce tahliye edilmesi gerekiyor."

Kanser hastası Abdülsamet Çelik, Terörle Mücadele Kanunu'na dayanarak yıllarca cezaevinde tutulan siyasi tutsaklara da dikkat çekti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın cezaevindeki koşullarını da hatırlatan Çelik, şunları söyledi: "Önderliğin hasta tutsaklara ilişkin önceden de duyarlılığı vardı. Onların durumunu bir şart olarak her zaman sundu. Onun hasta tutuklulara gönderdiği her selam, bizlere büyük bir moral oluyordu. Önderliğimizin bu yaklaşımını çok değerli buluyorum ve kendisine çok teşekkür ediyorum. Hepimizin gözü İmralı'da. Önderliğimizin bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz."

İLK OLARAK ZİNDANLAR BOŞALMALI

Barış süreci için "Çok olumlu ve tarihi bir süreç" diyen Çelik, "Bu süreçte ilk adım olarak zindanların boşalması gerekiyor. Artık zindanların siyasi tutsaklara kapatılması gerekiyor. Bu devletin artık kendi gerçeği ve geçmişi ile yüzleşmesi gerekiyor. Gençler artık zindanlarda çürütülmemelidir. Demokrasi ne kadar gelişirse hapishaneler de o kadar boşalır. Demokrasi varsa zindanlar dolu olmaz" şeklinde  konuştu.

18 YIL SONRA İLK KEZ GÜNEŞİN BATIŞINI İZLEDİM

39 yıllık ömrünün 18 yılını cezaevinde geçiren Abdülsamet Çelik, dün 18 yıl sonra ilk kez güneşin batışını izledi. Ve o anı, "tarif edilemez bir duygu" olarak tanımlayarak "Dün gece parmaklığı olmayan bir pencereden kafamı uzatarak dışarıyı, gökyüzünü seyrettim. Rüzgarın direkt yüzüme vurduğunu hissettim. Bu özgürlüktür. 7 yıl boyunca hastane revirlerinde yanımda askerler ile tuvalete gidiyordum. Bugün ilk kez yanımda asker olmadan tuvalete gittim" dedi.

Çelik, cezaevinde, geride bıraktıklarını hatırlarken, gözleri yaşarıyor. Ardından yavaş yavaş konuşmaya başlıyor: "Ardımda çok büyük yoldaşlar arkadaşlar bıraktım. Onlar, benden daha çok sevindiler tahliye edilme. Sevinçten ağlayanlar da oldu. Cezaevlerinde kalan arkadaşlar için ne yapsak azdır. Bir aile ortamında dahi yapılmayacak fedakarlıklar yaptılar benim için. Bunları asla unutamam. Benim hayatımda cezaevlerindeki arkadaşların yeri çok başkadır. Hepsine selamlarımı yolluyorum."

UMARIM ARTIK BARIŞ OLUR

Abdülsamet Çelik'in son sözü de, geride bıraktıkları için kamuoyuna bir çağrı: "Hasta tutsakları unutmayın. Benim bırakılmam süreç açısından olumlu bir gelişme ancak içeride çok hasta tutsak var. Bir kişi bırakıldığı zaman zaman kamuoyunun duyarlılığında azalma olmamalı. Umarım artık barış olur ve herkes özgürlüğüne kavuşur."