Ankara'daki Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için eylemlerinin 368’inci haftada İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. İHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Avukat Ömer Faruk Yazmacı, 20 Eylül’de Eskişehir’de tutuklanan yüzde 98 engelli Bekir Güven ve Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Hikmet Kara’nın sağlık durumunu aktardı.

Güven’in tutuklandıktan 4 gün sonra hastaneye kaldırıldığını ve eşinin kendisine refakat ettiği bilgisini veren Yazmacı, Güven'in cezaevine girme riskinin ortadan kalkmadığını kurum olarak cezanın bozulması noktasında yapılan başvurunun kabul edilmesini talep etti.

Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan 28 yıllık tutsak Hikmet Kara’nın sağlık durumuna ilişkin bilgiler de veren Yazmacı, Kara'nın 2016 yılında kaldırıldığı Van Bölge Araştırma Hastanesi'nde kalp ve mide rahatsızlıklarının tespit edildiğini, 2018 yılında da yine bu hastanede sağlık raporu hazırlanarak farklı hastalıklarının da oluştuğunun tespit edildiğini ifade etti.

Yazmacı, Kara'nın sonradan tespit edilen sağlık sorunlarına ilişkin şunları belirtti: "Hafif KOAH, akciğer hastalıkları, nefes darlığı, koroner arter hastalığının bulunduğu, kalp kapak hastalığının devam ettiği şekilde tespitler olmuştur. Kalp hastalıkları için 4 çeşit ve KOAH için de iki çeşit ilacı devamlı olarak kullanmaktadır. Tüm bu hastalıklarının yanı sıra sık sık şekeri düşmektedir."

Hikmet Kara’nın 28 yıl boyunda 5 kez mide kanaması geçirdiğini belirten Yazmacı, “Son aktardığı bilgilere göre bu hastalıklarının yanı sıra 25 Haziran tarihinde safra kesesi ameliyat olmuş ve lazerle taşlar kırılmış, ameliyat sonrasında 3 gün Van Araştırma Hastanesi'nde kalmıştır. Hala bu hastalığı için düzenli olarak tedavi görmektedir”  dedi.

Kara’nın cezasının 22 ayın altına düşmesine rağmen denetimli serbestlik koşullarından yararlanma talebinin kabul edilmediğini belirten Yazmacı, Kara'nın hastalıkları nedeniyle infazının ertelenerek sağlıktı tedavi koşullarının yaratılması gerektiğini ifade etti.

İSTANBUL

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, 496’nci haftasına ulaşan “F Oturumu” eylemlerinde hasta tutsakların durumuna dikkat çekmeye devam etti.

Dernek binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Komisyonu üyesi Meral Nergis Şahin, Türkiye cezaevlerinde kalan tutsakların pek çok haklarıyla birlikte “yaşam hakları”nın ihlal edildiğini dile getirdi. Bu durumu defalarca raporlara yansıdığını belirten Şahin, özellikle politik mahpuslar bakımından meydana gelen yaşam hakkı ihlalleri söz konusu olduğunu vurguladı.

Şahin, “21 Eylül 1995’te Buca Hapishanesi’nde asker ve polis operasyonuyla 3 politik mahpus, 24 Eylül 1996’da Diyarbakır Hapishanesi’nde 10 politik mahpus, 26 Eylül 1999’da Ulucanlar Hapishanesi’nde 10 politik mahpus, 4 Ocak 1996’da Ümraniye Hapishanesi’nde 3 politik mahpus, 19 Aralık 2000'de F Tipi hapishanelere geçiş için 20 hapishaneye yapılan katliam operasyonunda toplam 28 politik mahpus öldürüldü”  dedi.

Hasta tutsaklar başta olmak üzere tüm tutsaklar için tedavi ve sağlık hakkına erişimin engellendiğini, bundan dolayı çok büyük bir hak ihlalinin gerçekleştiğini söyleyen Şahin, yine salgına dair gerekli önlemlerin alınmadığını, tecridin günden güne ağırlaştığını ve hasta tutsakların cezaevlerinde yaşamını yitirdiğini ifade etti.

Derneklerinin ulaştığı bilgilere göre, 2020 yılında 50, 2021 yılının ilk üç ayında ise 13 hasta tutsağın yaşamını yitirdiği söyleyen Şahin, şöyle devam etti:

“Sabri Kaya ve Mehmet Ali Çelebi, ölmek üzereyken tahliye edilip, sayılı günler sonra dışarıda ailesinin yanında yaşamını yitiren tutukluların son örneklerdir. 83 yaşında ve çoklu organ yetmezliği olan Mehmet Emin Özkan, yine 83 yaşındaki Sıddık Güler hala hapishanede tutularak ölümleri beklenmektedir. Bunların yanı sıra tutuklu olan Ali Osman Köse, Ergin Aktaş, Ekim Polat, Mehmet Yamaç, Fatma Tokmak, Süreyya Bulut, Dicle Bozan, Serdal Yıldırım, Kemal Gömi, Kemal Özelmalı ve ismini sayamayacağımız yüzlerce hasta mahpus bu durumdadır. Tedaviye ve sağlığa erişimleri engellenerek, sürece yayılarak uygulanan içeride öldürme politikası nedeniyle, adeta ölüme mahkum edilmişlerdir."

Şahin, hasta tutsaklar başta olmak üzere yaşlı, engelli, çocuk, çocuklu kadın tutsakların salgının yarattığı risk de gözetilerek serbest bırakılmaları için kamuoyunu duyarlılığa, yetkilileri ise göreve davet etti.