HDK: Tecrit son bulmalı, görüşmeler başlamalı

HDK, 11 Haziran'da düzenlediği toplantının sonuç bildirgesinde, Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik tecridin sona erdirilmesi istendi. AKP'nin provokasyonlarına dikkat çekilirken, Erdoğan ve AKP'ye görevlerini yapma çağrısında bulunuldu.

HDK, 11 Haziran'da düzenlediği toplantının sonuç bildirgesinde, HDP ile elde edilen başarının tüm halkların kazanımı olduğu vurgulandı. Bildirgede, Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik tecridin sona erdirilmesi istenirken, AKP'nin provokasyonlarına dikkat çekilirken, Erdoğan ve AKP'ye görevlerini yapma çağrısında bulunuldu.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, 11 Haziran günü düzenlediği toplantının sonuç bildirgesini açıkladı.

'YENİ YAŞAM İSTEĞİNİN KANITI' 

Kritik bir dönemde parti olarak seçime giren Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP), yüzde 10 barajına, eşitsiz koşullara, saldırılara, bombalamalara, katliam girişimlerine rağmen 6 milyonun üzerinde oy aldığına dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, "Halkların Demokratik Kongresi’nin de bütün gövdesiyle içinde olduğu seçim çalışmalarının sonunda elde edilen başarıyla birlikte halklarımızın demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir 'Yeni Yaşam' umudu güçlenmiştir. HDK-HDP projesinde somutlaşan halklarımızın demokratik bir arada yaşam iradesi görünür bir başarı kazanmıştır" vurgusu yapıldı.

HDP projesi ile elde edilen projenin yalnızca Türkiye halklarının değil, barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bütün Ortadoğu ve bölge halklarının da kazanımı olduğunun belirtildiği bildirgede, "Bizler kazanımlarımızın, Suriye’de Rojava devriminin, Yunanistan’da Syriza’nın ve İspanya’da Podemos’un seçim başarılarının temsil ettiği kazanımlarla kardeşlik köprüleri içinde daha büyük anlamlara sahip olduğunu biliyoruz" denildi.

'SAYIN ÖCALAN'A UYGULANAN TECRİT SON BULMALI'

Sonuç bildirgesinde, çözüm süreci ve provokasyonlara ilişkin şunlar kaydedildi:

"Çözüm Süreci'ni donduran ve halklarımızın kalıcı barış ısrarını istismar eden AKP’ye halklarımız hak ettiği cevabı vermiş, iradesini çözüm sürecinin devamı, kalıcı barışın sağlanması ve ‘Büyük İnsanlık’ değerleri etrafında bir arada yaşamdan yana çok net bir biçimde koymuştur. Bizler bu iradeyi selamlıyor ve gereğini yerine getirmek için çalışacağımıza söz veriyoruz.

Aynı zamanda, bütün kritik zamanlarda ‘barışta ısrar’ eden, gerçekleştirdiği öneri ve yaptığı çağrılarla ‘çözüm süreci’ne yol gösteren Sayın Öcalan’a uygulanan tecride bir an önce son verilmesini ve görüşmelerin başlatılmasını istiyoruz.

Meclis'in ve yeni kurulacak hükümetin Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı sosyal yapısını temel alan, emekten, emekçiden yana, demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, sosyal ve ekolojik bir anayasayı hızla hazırlamaya başlaması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Aynı zamanda yol temizliği anlamına gelmek üzere tüm anti demokratik yasaların bir an evvel kaldırılması gerektiğini hatırlatıyoruz.

Bizler biliyoruz ki, HDP’nin seçim başarısıyla bütün bu değerleri temel alan “Yeni Yaşam”ın kapısı aralanmıştır. Şimdi bu kapıyı sonuna kadar açmak, bu kapıdan halkların demokratik iktidarına kadar gidecek yolu inşa etmek, bu inşa sürecinde tüm demokrasi, barış ve emek güçlerinin birliğini ve beraberliğini geliştirmek gerekmektedir. Bu heyecan verici mücadeleye hazırlanırken önümüzde hala çok büyük güçlükler olduğunu unutmayacağız!

'SALDIRILARA SANDIKTA CEVAP VERİLDİ'

7 Haziran genel seçimleri sürecine girildiğinden bu yana adeta bir merkezden ve bir plan doğrultusunda saldırılar, linçler gerçekleştiriliyor, cinayetler işleniyor, katliamlar yapılıyor. Ağrı provokasyonu, Adana ve Mersin bombalamaları, Bingöl/Karlıova’da seçim arabası şoförünün 30 kurşunla öldürülmesi, Erzurum’da seçim arabasının şoförüyle birlikte yakılması ve son olarak 5 Haziran büyük Diyarbakır mitingine bombalı saldırıda 4 insanımızın yaşamını yitirmesi ve yüzlercesinin yaralanması… Ve daha niceleri… Seçim öncesinde HDP’yi, demokrasi güçlerini, Kürt halkı başta olmak üzere tüm halklarımızı hedef alan bu ve benzeri 200’ün üzerinde saldırı için hiçbir ciddi yargılama süreci başlatılmadı. 

Hepimizin ve tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen, büyük bir katliam girişimi olarak planlanan, halkın dirayetli duruşu ve disiplinli davranışı ile çok daha büyük kayıpların önü alınabilen Diyarbakır komplosu tek başına, ne kadar büyük bir gözü dönmüşlükle karşı karşıya olduğumuzu göstermeye yeterlidir.

Bütün bu saldırıları büyük bir sabır ve soğukkanlılıkla göğüsleyen halklarımız cevabı 7 Haziran’da sandıkta vermiş, barajı aşmanın ötesinde HDP'yi %13.1 ile Meclis'e taşımıştır. Böylece barıştan ve demokrasiden yana bir büyük mesaj vermiştir."

'90'LARI HATIRLATIYOR'

Seçim öncesi istediği sonuçları elde edemeyenlerin, seçim sonrasında yeni bir kaos planını devreye soktuklarına dikkat çekilen bildirgede, "Diyarbakır’da bu kez halkları birbirine kırdırmayı hedefleyen kanlı bir tezgah hayata geçirilmiştir. İHYA-DER başkanının öldürülmesiyle başlayan ve ardından eşit Özgür Yurttaş Derneği’nden 3 insanımızın daha öldürülmesiyle devam eden kanlı planın işleyişi '90’lardaki Jitem ve Kontrgerilla saldırılarını hatırlatmaktadır. Her iki taraftan 200’ün üzerinde insana, karşı tarafın suikastiyle öldürüleceğine dair ihtar mektuplarının gittiği ve İHYA-DER Başkanı’nın da bu kişilerden biri olduğu bilindiğinde bir iç savaş kışkırtıcılığıyla karşı karşıya olduğumuz açıkça görülmektedir" diye kaydedildi.

Seçim öncesi ve sonrasında tüm bu yaşananların Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın miting meydanlarında “400 vekili verin bu iş huzur içinde çözülsün” tehditlerinin bir kez daha hatırlanmasına yol açıldığının da vurgulandığı bildirgede, şöyle denildi: "Yaşanan olaylarda adı geçen taraflar itidal çağrısı yaparken, AKP yandaşı medya kuruluşlarının kışkırtıcı, yanlı, adeta sokağa çağıran bir yaklaşım sergilemesi de göstermektedir ki AKP, 'Beni iktidar yapmazsanız başınıza bunlar gelir' tarzında korku ve kaygılar üzerinden iktidarda kalmayı hedefleyen bir plan içerisindedir. Hiç kuşkumuz yok ki, halklarımız örgütlü gücü ile bu planı da bozacaktır."

CUMHURBAŞKANI VE HÜKÜMETE ÇAĞRI

HDK, yaşamını yitirenlerin yakınlarına ve Amed halkına başsağlığı dilerken, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm devlet ve Hükümet yetkililerine de bir kez daha görevlerini yapmaları çağrısında bulundu.