HDP: İmralı tecridi felakete sürüklüyor

“Halkların İradesi için Adalet” forumunun sonuç bildirgesinde, "Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit uygulaması bugün ülkeyi daha büyük felaketlere ve karanlıklara sürüklemektedir" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, “Herkes İçin Adalet” kampanyası kapsamında 31 Mart tarihinde Mardin’de gerçekleştirilen “Halkların İradesi İçin Adalet” forumunun sonuç bildirgesini açıkladı.
Bildirgede öne çıkan bölümler şöyle:
“Türkiye uzunca bir süredir tek adam tarafından yönetilmektedir. Tek adam rejimi halk iradesini yok saymakta, kendisi dışından herkesi terörist olmakla suçlamaktadır. Zalimin yüzüne gerçekleri söylemeye devam edeceğiz.

KAYYUM GASPLARI

2016’da DBP’li 95 belediyenin gasp edilmesiyle başlayan kayyım rejimi; bugün bir bütünen tüm Türkiye’de uygulanmaya çalışılmaktadır. İktidarın, muhalif olan her seslere tahammülü kalmamış ve her fırsatta bu sesleri bastırmak için saldırmaktadır. Sivil toplumu hedef alan ve kayyım atanmasının önünü açan yasa maddesinin TBMM’de kabul edilip yasalaşması da yine bu baskıcı rejimin bir sonucu olmuştur. Bizler demokrasi isteyen ve tek talebi iradelerinin tanınması olan tüm kesimler olarak kayyımları tanımayacağımızı ve ülkenin dört bir tarafında uygulanmak istenen kayyım rejimine karşı mücadelemizi sürdürmenin kararlılığı içerisinde olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.

İMRALI TECRİDİ

İktidar ortakları bugün Türkiye’nin kendi yasalarını ve hukukunu yok sayarak Sayın Abdullah Öcalan’ın haklarından yararlanmasını engellemektedir. İmralı’da Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit uygulaması bugün ülkeyi daha büyük felaketlere ve karanlıklara sürüklemektedir. İktidarın tecrit politikasındaki ısrarı toplumsal olarak daha fazla gerginliğe yol açmaktadır. Bugün 128’inci gününü dolduran açlık grevi eylemleri İmralı’da devam eden tecridin kırılması gerektiğine dair bir haykırış talebidir. 21 Mart tarihinde Newroz alanlarını dolduran milyonlar bu talebe ortak olmuş ve tecrit politikasına son verilmesini çok yüksek ses ve büyük bir duyarlılıkla ilan etmiştir. Bizler de halkımızdan aldığımız bu güç ile beraber Türkiye’yi karanlığa sürükleyen tecrit politikasına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

KADIN DÜŞMANLIĞI

Tek adam rejiminin izdüşümü olan kayyımlar, yerellerde kadın düşmanı politikalara devam etmişlerdir. Kayyımlar göreve başlar başlamaz ilk iş olarak kadın kazanımlarını hedef almış ve kadın müdürlüklerine erkekler atayarak müdürlükleri pasifleştirip kadın kurumlarını da atıl duruma düşürmüştür. Kadınların şiddete maruz kaldıklarında başvurabilecekleri ‘Alo Şiddet Hatları’ yine kayyımlar eliyle kaldırılmıştır. Kadın sığınma evleri ve kadın yaşam merkezleri de bu süreç içerisinde ya atıl duruma düşürülmüş ya da fiili olarak işletilemez duruma getirilmiştir.
Ülkeyi yöneten kayyumcu zihniyet, uzun yıllar süren tartışmalar sonucunda hazırlanan İstanbul Sözleşmesini bir gece de yok saymıştır. Kadınların uzun yıllar süren mücadelesinin kazanımı olan İstanbul Sözleşmesini erkek egemen anlayışa karşı koruyacağız.
Türkiye’de yaşayan bütün azınlık toplumlar iktidarın sistematik saldırısı ile karşı karşıyadır. Halkların kendi dillerini konuşmaları engellenmekte, anadilde eğitim hakları tanınmamakta, yerleşim alanları rant uğruna talan edilmekte, kültürleri de yok sayılmaktadır.  
İktidar blokunun küçük ortağının hedef göstermesi ve ısrarı, büyük ortağın da onayıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HDP hakkında kapatma davası açılması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurması, siyasi tükenmişliğin bariz göstergesi olmuştur.

'HDP'Yİ YAŞATACAĞIZ'

AKP-MHP iktidar bloku, toplumda gerginliği tırmandırmayı hedeflemektedir. Bu amaçla toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran siyaset dilini tercih etmektedirler. HDP’yi ve HDP’ye oy veren halkları diline pelesenk eden faşizan anlayışın temsilcileri, bu süreç içerisinde haddini ve hududunu aşan söz ve söylemlerden de geri durmamışlardır. Bu anlayışa karşı en büyük cevabı da 8 Mart ve 21 Mart’ta alanları dolduran milyonlar vermiştir. HDP fikriyatını yaşatmaya devam edeceğiz.”