HDP: AKP, Kürt siyasetçilere yönelik hukuksuzluğu sürdürüyor
HDP: AKP, Kürt siyasetçilere yönelik hukuksuzluğu sürdürüyor
HDP: AKP, Kürt siyasetçilere yönelik hukuksuzluğu sürdürüyor
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Beştaş, hükümetin Kürt siyasetçilere yönelik hukuksuzluğunun devam ettiğini belirterek, 'KCK' davalarından tutuklu olan herkes tahliye edilmediği halde, böyle bir algının bilinçli bir şekilde yaratıldığını ifade etti. Beştaş, hükümete, Öcalan'a Özgürlük Kampanyasını yürütenlerin ve yine son üç ayda binlerce kişinin neden gözaltına alındığını ve tutuklandığını, hasta tutsakların tahliyesini kimin engellediğini sordu.
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, 'KCK' davaları ve siyasi soykırım operasyonları hakkında yazılı açıklama yaptı.
'HALK İRADESİ HUKUKİ VE POLİSİYE YÖNTEMLERLE BASTIRILMAK İSTENDİ'
Beştaş, hükümetin yargı eli ile yürütmüş olduğu siyasi operasyonların Türkiye hukuk ve demokrasi tarihinde açmış olduğu en büyük yaralardan birinin de 'KCK' yargılamaları olduğunu belirterek, "Gerek yasal düzenlemeler ve bunların gerekçeleri, gerekse 2009-2013 tarihleri arasında bu operasyonları yapan mercilerin söylemleri, dava dosyalarındaki delillerin hukuka aykırılıkları ve sahtelikleri, yürütülen operasyonların içi boş yargılamalar olduğunu gözler önüne sermiştir. Bugün artık o dönemin İçişleri Bakanı bile, söz konusu davalara dair itiraflarda bulunmak zorunda kalıyor" dedi.
Başta seçilmişler olmak üzere, demokratik siyasetin her alanında çalışma yürüten siyasetçilere ve o dönemin BDP yönetici ve üyelerine yönelik operasyonlarla bir halkın iradesinin hukuki, polisiye yöntemlerle bastırılmaya çalışıldığını kaydeden Beştaş, şunları ifade etti:
"17-25 Aralık’tan sonra yapılan yasal değişiklikler 'KCK' davalarında da kimi tahliyeleri beraberinde getirse de, ne tutuklu sayılarının 10 bine dayandığı o günlerde, ne de bugün bu davalar Türkiye kamuoyunda hak ettiği şekilde tartışılmamış ve görmezden gelinmiştir.
ŞIRNAK, CİZRE, SİLOPİ 'KCK' DAVALARI
Bugün de 'KCK' davalarından tutuklu olan herkes tahliye edilmediği halde, böyle bir algı bilinçli bir şekilde yaratılıyor. Halen Şırnak, Cizre, Silopi 'KCK' davalarından, aralarında eski Belediye Başkanlarının, Belediye Meclis üyelerinin, Belediye çalışanlarının, demokratik dernek ve sivil toplum kuruluşları yöneticilerinin, İl Genel Meclis üyelerinin, yerel parti yöneticilerinin ve çalışanlarının olduğu yüzlerce kişi 4 yılı aşkın süredir tutukludur. Üstelik dava dosyaları da güvenlik gerekçesiyle Malatya ve Elazığ illerine gönderilmiştir. Diğer yandan adına ‘KCK davaları’ denmese de, binlerce kişi 'KCK' operasyonlarını protesto ettiği için cezalandırılmış ve Türkiye’nin farklı cezaevlerine gönderilmiştir."
'DOSYALAR HALA CEZA TEHDİDİ'
Beştaş, yerel mahkeme kararlarından sonra temyiz edilen davaların da hızla Yargıtay tarafından onanarak, serbest kalan siyasetçilere tekrar cezaevi yolu açıldığını belirtti. Beştaş, yerel mahkeme aşaması devam eden birçok davanın olduğu gibi, Yargıtay’da, Urfa ve Şırnak KCK dosyaları gibi onanan ya da karar bekleyen onlarca dosyanın, binlerce demokratik alan çalışanı üzerinde ceza tehdidi olmaya devam ettiğini vurguladı.
Kamuoyuna “KCK davalarında tutuklu kalmamıştır” söylemini yayan siyasi iktidara bu asılsız propagandaya son verme çağrısı yapan Beştaş, "Kendilerine yönelik yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını her türlü hukuk dışı yöntemi kullanarak bertaraf eden iktidar, Kürt siyasetçilere ve muhaliflere yönelik hukuksuzluğu önleme konusunda kılını kıpırdatmıyor" diye ekledi.
HÜKÜMETE SORULAR
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, hükümete, aralarında belediye eş başkanları, il eş başkanlarının da bulunduğu, Öcalan'a Özgürlük Kampanyasını yürütenlerin neden gözaltına alındığını sordu. Beştaş, hükümete şu soruları da yöneltti: "Son üç ay içinde 1000’lerce kişi neden gözaltına alındı ve tutuklandı? Yargıtay 'KCK' davalarına öncelik vererek neden hızla onama kararları veriyor? Dava dosyaları Adalet Bakanlığı’nın istemiyle neden başka illere gönderiliyor? Yıllardır 'KCK' adlı davalardan tutuklu olanlar neden serbest bırakılmıyor? Hasta tutuklular neden hala cezaevinde tutuluyor, tahliyelerini kim/kimler engelliyor?"