HDP Milletvekili Zozani, Kuzey Kürdistan ve Kürtlerin yaşadığı illere seçimler için 20 bin polisin gönderilecek olmasına tepki göstererek, uygulamanın Kürt seçmenlere yönelik baskı ve tehdit niteliğinde olduğunu belirtti. AKP’nin, kendi başarısı için seçimleri polis gücüyle manipüle etmek istediğine dikkat çeken Zozani, hükümete, "Bu seçimdeki görevlendirmenin, geçmişteki seçimlerdeki uygulamalardan veya görevlendirmelerden farkı nedir, ne olacaktır" diye sordu.
HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, Kuzey Kürdistan'a ve yine Kürtlerin yoğunluklu olarak yaşadığı Mersin ve Adana illerine, seçim süreci için 20 bin özel görevli polisin gönderileceği haberleri hakkında İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk'e soru önergesi verdi.
'AKP'NİN SEÇİM GİRİŞİMLERİ ARTTI'
Zozani, soru önergesinde, siyasal iktidarın seçime dönük kendi iktidarını korumak ve seçimin kaderini kendi lehine değiştirmek adına yaptığı girişimlerin arttığına dikkat çekti. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Zeki Çatalkaya imzasıyla 18 ilin Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen genelgeye değinen Zozani, Kuzey Kürdistan ve Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Mersin ve Adana olmak üzere 18 kente, toplamda 20 bin civarında polisin, 15 Mart’tan seçimlerin olduğu 7 Haziran’a kadar üç ay süreyle özel görevlendirmeyle gönderileceğini ifade etti.
'KÜRT SEÇMENE BASKI VE TEHDİT NİTELİĞİNDE'
Zozani, şunları kaydetti: "Diyarbakır’a 1500, Cizre’ye 500, Hakkâri’ye 600 olmak üzere; Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Hakkâri, Mardin, Siirt, Urfa, Şırnak, Ağrı, Erzurum, Iğdır, Bingöl, Bitlis, Muş, Tunceli, Van’a ve yine Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı Akdeniz Bölgesi’nden Mersin ve Adana’ya toplamda 20 bin civarında özel görevli polis gönderileceği belirtilmiştir. Eğer söz konusu genelgedeki iller bu şekildeyse, bu görevlendirmelerin; Kürtlere dönük ve özellikle partimiz HDP’nin çok etkili olduğu illerde seçim sürecini kolluk gücüyle baskı altına almasına dönük bir hazırlığa işaret etmektedir. Bu noktada genelgenin esası; kamu düzeni ve iç güvenlik gerekçe gösterilerek, doğrudan Kürt seçmene ve partimize dönük bir baskı ve tehdit içeren nitelikte olup, AKP’nin başarısı için seçimleri polis gücüyle manipüle etme gayesi taşımaktadır."
'BU SEÇİMLERİN FARKI NE?'
HDP'li Zozani, Bakan Öztürk'ten şu sorularına yanıt istedi:
"Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı coğrafyadaki 18 ile böyle bir genelge göndermiş midir? Göndermişse, 20 bin özel görevli polisin söz konusu illere gönderilme gerekçesi nedir? Adı geçen illerin her birinde ayrı ayrı kaç polis görev yapmaktadır? Söz konusu illerde polis veya bir bütün halinde kolluk gücü açığı var mıdır?
Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya has bir genelge gönderilmesinin nedeni, seçim sürecinde bölgede kolluk gücü eliyle bir baskı oluşturmak ve seçimleri siyasal iktidar lehine manipüle etme gayreti midir?
Genelgeye göre görevlendirilecek polislerin en geç 15 Mart 2015 tarihinde görev mahallinde olacağı belirtildiği göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu illere takviye polisler gönderilmiş midir? Gönderilmiş ise bunun il bazında sayısal değeri nedir? Genelgede yer aldığı iddia edilen ‘geçmiş yıllardan farklı olarak’ ifadesi ne anlama gelmektedir? Bu seçimdeki görevlendirmenin, geçmişteki seçimlerdeki uygulamalardan veya görevlendirmelerden farkı nedir, ne olacaktır?
Seçim bölgem olan Hakkâri’ye iddia edildiği gibi 600 polis gönderileceği doğru mudur? Hakkâri’de mevcut durumda görev yapan polis sayısı kaçtır?
Hâlihazırda söz konusu illerde ve Hakkâri’de görev yapan kişi başına düşen polis sayısı ülke ortalamasından ve AB standartlarının üzerinde değil midir? Eğer üzerindeyse, neden takviye polis gönderilme ihtiyacı doğmaktadır?
Geçici gönderilecek polislerin; maaş dışındaki güvenlik, beslenme, temizlik, konaklama ve barınma dahil bütün ihtiyaçlarının gittikleri illerin valilikleri tarafından karşılanacağı bilgisi doğru mudur?
20 bin civarındaki polisin sözü geçen bütün masraflarının Valilikler tarafından karşılanacağı düşünüldüğünde, bu 3 aylık bütün masrafların kamuya maliyeti nedir? Bu maliyet, hangi bütçeden karşılanacaktır?
Seçimlere dönük Bakanlık ve Hükümet olarak, polis gücüyle güvenlik odaklı yaklaşımların, özellikle demokratik çözüm ve barış sürecinin ruhuna uygun düşmeyeceğini ve kolluk eliyle yaratılan baskının provokatif bir sürece evrilme ihtimali olduğunu düşünmüyor musunuz?"