HDP’li siyasetçilere yönelik 2016’da gerçekleştirilen "4 Kasım siyasi darbe” birçok kentte protesto edildi.

İstanbul’daki protestoların bir adresi olan Kadıköy’de HDP İstanbul İl Örgütü öncülüğünde bir araya gelen siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri, “Asla teslim olmayacağız” mesajını verdi.

Polis ablukası altında gerçekleşen eyleme HDP Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı, HDK Eşsözcüsü Esengül Demir katıldı. Eylemde, “ 4 Kasım darbedir, kabul etmiyoruz” yazılı pankart açıldı, siyasi darbeyle rehin alınan HDP eski Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve HDP İzmir İl binasında silahlı saldırıda katledilen Deniz Poyraz’ın fotoğrafları taşındı.

Sık sık, “HDP umuttur, umut dimdik ayakta”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “HDP halktır, halk burada”, “Bijî berxwedana Kobanê” sloganları atan kitle adına ilk konuşmayı HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı yaptı.

Avcı, bundan 5 yıl önce parlamentonun 3’üncü büyük partisi olan HDP’ye yönelik dokunulmazlıkların kaldırılarak siyasi bir darbe gerçekleştirildiğini hatırlattı.

Siyasi darbe öncesi hakim olan siyasi atmosfere değinen Avcı, 2015’te çözüm sürecinin yarattığı konjonktürel demokratik zeminde Türkiye’nin seçime gittiğini ve HDP’nin 12 Eylül faşizmin koyduğu yüzde 10 barajı aşarak 80 vekille parlamentoda temsiliyetini bulduğunu hatırlattı.

Bunun aynı zamanda Türkiye’deki parlamenter demokratik sistemin gelişmesi için çok önemli bir sürecin başlangıcı olduğunu belirten Avcı, ancak HDP’nin yarattığı meşruiyetin, siyasete kattığı heyecanın, ilkesel duruşun mevcut sistem partilerini rahatsız ettiğini, seçim sonuçlarının kabul edilmediğini, bombalar patlatılarak 1 Kasım’da yeniden seçime gidildiğini anımsattı.

O süreçte HDP’nin sokakta demokratik siyaset yürütemeyecek hale getirildiğini belirten Avcı, “ Çok sayıda arkadaşımız gözaltına alındı, tutuklandı. 2015 7 Haziran’da ortaya çıkan demokratik zemin yerini baskıcı, faşist politikalara terk etti. Türkiye, 2015’te yakaladığı fırsatı kaçırdı” dedi.

‘ÜÇÜNCÜ YOL ÇİZGİSİNDE HALKLARIN UMUDU OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ!’

Bugünkü siyasi ortamın temellerinin o süreçte atıldığını vurgulayan Avcı, “Euro 10 TL, Dolar 10 TL, hazine bomboş, gençliğin geleceğe dönük zerre bir umudu yok. İşsizlik, cumhuriyet tarihinin en büyük rakamlarına ulaştı. Savaş kargaşası, açlık yoksulluk, sefalet, Türkiye'yi ilerleyemeyecek hale getirmiştir. Partimize yönelik Kobanê ve kapatma davalarıyla birlikte ülke karanlık bir tünele girmiştir” diye konuştu.

Bütün bu denemelerden sonra Türkiye’de tek bir çözüm yolu olduğunu; onun da demokrasi olduğunun altını çizen Avcı, demokrasinin ancak baskıların sona ermesi, bu saçma sapan davaların bitirilmesi, siyasetçilerin serbest bırakılması, demokratik bir seçim yapılması ve çözüm sürecine dönülmesiyle geleceğini; bu açıdan 2015 seçimlerinde ortaya çıkan konjonktüre geri dönülmesinden başka hiçbir seçenek olmadığını dile getirdi.

Yargıya ve iktidara seslenen Avcı, “ Türkiye bu gerginliği kaldıramıyor. Artık herkes şapkasını önüne koymalı ve ülkeyi rahatlatacak, ihtiyaç duyulan demokratik adımları atmalı, tarihsel olarak da yapılmış tüm suçların hesabını vermek için bağımsız yargı önünde hesap vermenin hazırlığını yapmalıdır. Çünkü bu ülkenin bundan başka şansı yok” dedi.

 HDP’nin bugüne kadar sergilediği direnişin, 2015’te halkların kendilerine gösterdiği teveccühe layık olma çabası olduğunu kaydeden Avcı, “ Bizden beklenen umudu boşa çıkartmayacağız. Bu baskılara boyun eğmeyeceğiz ve üçüncü yol çizgisinde halkların umudu olmaya devam edeceğiz” vurgusunda bulundu.

‘4 KASIM’DA BASKIN YAPANLAR EL BİRLİĞİYLE ÜLKENİN KADERİNE EL KOYMUŞTUR!’

HDP Milletvekili Musa Piroğlu, 4 Kasım’da HDP Genel Merkezi’nin basılıp, siyasetçilerin rehin alınmasının sonuçlarınım 5 yıl sonra daha net bir şekilde görüldüğüne işaret ederek sözlerine başladı. Bugünden geriye bakıldığında, sadece genel merkezi basılan HDP’nin değil, halkların iradesine ipotek koyulduğunun açığa çıktığını vurgulayan Piroğlu, “Eğer bugün ülke bir karanlığa teslim edilmek isteniyorsa, eğer bugün baskı iktidarı ülkenin tepesinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyorsa, eğer halkların idaresi, saraydaki tek kişinin iki dudağı arasına sıkıştırılmışsa ve eğer insanlar yarınlarını güvencede hissetmiyor, mahkemelere güvenmiyorsa, bunun altında 4 Kasım siyasi darbe yatmaktadır. 4 Kasım’da HDP’nin binasına baskın yapanlar, aslında el birliğiyle ülkenin kaderine el koydular. Ve o günden bugüne bu kadere el koymanın geldiği nokta, ülkeyi bir cehenneme çevirmek oldu” dedi.

‘HALKIN MÜCADELESİNİN KARARLI NEFERLERİ OLACAĞIZ!’

 4 Kasım siyasi darbenin sadece HDP’nin sorunu olmadığını söyleyen Piroğlu, HDP’nin yalnız bırakılmasının faturasının nelere yol açtığını bugün herkes gördüğünü belirtti. 4 Kasım’a itiraz etmenin gelecekte olacak aynı siyasi darbelere itiraz etmek anlamına geldiğini kaydeden Piroğlu, “ Bu ülke bir bedel ödedi ve yeni bir bedel ödememek zorunda. Bu ülke bir bedel ile yüzleşti, yenisini durdurmak zorunda. Ve bu iktidarı devirmenin tek bir yolu var; o da iktidarın karşısındaki güçle bir arada durmak, Kürt halkıyla omuz omuza mücadele etmektir. Bu zorbalığın karşısında diz çökmeden, boyun eğmeden, artık yeter demekten geçiyor” diye konuştu.

Konuşmaların ardından açıklamayı yapan HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Nimet Çelebi ise, savaşla, demokratik siyasete yönelik tasfiye operasyonları ve güvenlik politikalarıyla ömrünü uzatmaya çalışan AKP-MHP iktidarına karşı en geniş toplumsal ve siyasal mücadele hattını kurmanın, dün olduğu gibi bugün de siyasal varlıklarının gereği olduğunu vurguladı.

Demokratik siyaseti tasfiye ve zulüm operasyonlarına asla teslim olmayacaklarının altını çizen Çelebi, “ Halkımızın demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesinin kararlı neferi olacağımızın sözünü veriyoruz” dedi.

Eylem sloganlarla sona erdi.